17 Şubat 2016 Çarşamba

MEZHEPÇİ BAYKAL, BİR TARİH CAHİLİDİR!




Mihrac Ural

Baykal, bir tarih cahilidir. Irkçı-milliyetçi ve alevi düşmanıdır. Ahmet Hakan’ın programında sarf ettiği sözler, bunun tartışmasız kanıtıdır. Bu bir CHP algısıdır. Bilmeyen ve CHP’ye oy veren özellikle Alevi kesimin bir kez daha nasılda enayice aldatıldığının resmini çizmiştir. Bu hilkat garibesinin tüm iddiaları yalan ve abartmadır. AKP kuyrukçuluğudur. Diktatör, Yeni-Osmanlıcı, yayılmacı hırsıza güzellemelerle siyasal sahnede ayak direyin hizipçi bir aymazdır.

Birincisi; Halep, tarihi Hamadani devletinin tarihidir (845-1035). Bu devlet Alevilerin tarinhteki en önemli ilk devletidir. Emir Ali Seyfüldevli’nin kurduğu (944-967) bu devletin tüm Şam ülkeleri Müslümanlarının imamı da Aleviliğin kuramcısı Hüseyn Bin Hamdan el Hasibi’ydi (kas).
Alevi adı” makalemde “Arap Alevilerinin büyük şeyhi. Hüseyn bin Hamdan el Hasibi bin Ahmad el-Cenbulai (Kas) Irak/Küfe/ Cunbulaa’da H.260 doğdu. Hicri 346’da Halep’te vefat etti (Yaklaşık; M. 873-958). Onu Arap Alevi topluluğu, “Müessis el Ahkam”, “el Muessis el 3akida el Batiniye lil 3eleviyya”, “El Müessis el 3akaidiya lil tarika” olarak değerlendirir.

Hasibi adını dedesine nispeten almıştır; kısaca Şeyhuddin Hüseyn bin Hamdan el Hasibi diye anılır. Amcası İbrahim ibni Hasibi 11. İmam Hz Hasan el Askerinin yanında önemli görevler üstlenmişti. Diğer Amcası Ahmed bin Hasibi önemli bir din adamı ve 12. İmam Hz. Muhammed Mehdi’nin doğumunu kutlayıp tebrik etmek için 11. İmam Hz Hasan el Askeri’nin yanına, konakladığı Samara kentine gitmiştir. Bu da Hasibi ailesinin ehlibeytle olan ilişkisine önemli bir veridir. Bu ayrıntılar ve isimler Şiilerin Peygamber siretinin anlatıldığı kitaplarda yazılıdır. Hasibi’nin Ebul Heysem el Sirri adında bir oğlu ve Sırrye adında da bir kızı vardır. Hamadani devleti Emiri Seyfuldevli’nin de amcası oğlu olduğu belirtilir.” Diyerek anlattığım Hasibi (kas) o kesitin en büyük aydını “akıl süzgecinden geçmeyen hiçbir şeyin şer-i olmayacağını” tarihte ilk kez dile getiren ve bu adımlı tarihte ilk evrimci inancı kuran (Arap Aleviliği) Kuran şahsiyettir; 18.yy Batı aydınlanmasının kuramcısı olan ünlü düşünür Kant’ın (22 Nisan 1724 – 12 Şubat 1804 (Königsberg) )“Aydınlanma; kişinin kendi aklını kullanmaya cüret etmesidir” sözünde anlam bulan çağın öncüsüdür.

10.yy bunu dile getiren büyük aydın yeryüzünün tüm Alevilerinin ilk kuramcısıdır. Anadolu Aleviliği sözsel miras üzerinde bu bilgenin öğretisini kök olarak alıp yükselmiştir. Anadolu Aleviliğinin 7 kutsal ozanının tüm söylemleri Hasibi’nin (Kas) tezlerinin tekrarı ve devamıdır.

Bu dönemde bin yılların birikimi sentezleşti ve soyutlamalarla yollar, mezhepler ortaya çıktı. Bütün bunlar aklın dinamizmini gösterdi. Aklı da şeriata karşı koyma cesaretini de bilge şeyh El Hasibi (... -960) yazılı hale getirdi. Mevlana (1207-1273), Hacı Bekteş-i veli (1281-1338), Hacı Bayram-ı veli (1352-1429), Şeyh Bedreddin (... -1420) ve bu meşreplerin beslediği ozanlar çağı, Anadoluya aydınlık saçan değişler, nefesler çağı El Hasibi'nin de içinde olduğu bilgelerden beslendi. Şeyh Bedreddin, Hacı Bektaş-i veli, Hacı Bayram-ı veli bu bilgenin, 1100 yıl önce yazdığı, belge haline gelmiş kitaplarındaki değişlerin bir biçimdeki yansımalarını terennüm etti, çevrelerine yaydı. Anadolu’nun yedi ulu ozanı NESİMİ, HATAİ, YEMİNİ, VİRANİ, PİRSULTAN ABDAL, KUL HİMMET, FUZULİ bu kaynaktan beslendi..” (Mihrac Ural; “Bilgelerin Talibi” makalesinden)

Hasibi’nin (Kas) yazılı onlarca eseri bulunmaktadır (Çoğu batini olan eserler) Bunlar arasında sadece “Hidayetül Kübra” yayınlanmıştır (Türkçesi de yakın zamanda Türkiye’de okura sunulmuştur.

İşte bu bilgenin çağı Hamadanilerin devlet merkezi Halep’ti. Alevilik Halep’te doğdu. Bunu Baykal gibi bir cahilin bilmemesi normal; aklı fikri ırkçı-milliyetçi –mezhepçilikle karanlık hale gelen birinin bilememesi kadar normal bir şey yoktur.
Alevi dağlarının tüm Alevi mezhep topluluğu Hamadani devletinin vatandaşlarıydı. Bu güne kadar da varlıklarını direnerek koruyan bu halk, 1516’da Mercidabık’la birlikte yaşadıkları tarihi Alevi kıyımına rağmen topraklarından sökülmemiş 500 yıl sonra da olsa tüm bu dağ silsilesini kurtarmış bulunmaktadır. Bu da vatan hainlerine karşı alınacak en meşru savunmacı tutumdur. Baykal bu konuda da ırkçılığın en rezil söylemleriyle müptela siyasi bir mevtadır.

İkincisi; Esad ve Suriye ordusu asla Nusayri (Alevi) ordusu değildir. Subay eratı ve komuta kademesiyle çoğunluğu Sünni olan ( Suriye inanç demografyasının doğal ve demokratik sonucu ), Suriye Arap ulusalcılığı üzerine yükselen ülküsüyle Suriye ordusu, Suriye’nin meşru hükümetinin siyasal kararlarına uyar. Suriye halkının bağımsız siyasi iradesinin bu koşullarda en geniş bileşkesini temsil eden bu ordu Suriye’nin her santimetre karesine olduğu kadar Halep’e de girme, bu büyük şehri teröristlerden temizleme görev öve sorumluluğu vardır. Kaldı ki, Halep’in mezhepsel dokusu ile terör şebekelerinin Wahabi – Selefi mezhepleriyle uzak yakın hiçbir ilişkisi yoktur ve Wahabi terör şebekeleri Halep’i yakıp yıkan dokusunu alt üst eden taraftır bunlar da doğrudan diktatör Erdoğan’ın desteğiyle yapılmıştır. Hiçbir biçimde Halep’in inanç dokusuna uygun olmayan (Halep’te var olan çoğunluk Sünni mezhep, Alevilik Şiilik Hıristiyanlık Dürzi ve İsmaili’lik yanı sıra Hanefi ve Şafidir) yıkıcı mütecaviz Wahabiliktir; tekfirci olan bu sapkın mezhep Halebi diktatör Erdoğan’la birlikte yok etme çabasında olandır. Baykal cahili bunu bilmeyecek kadar bunamış tarih dışı bir hilkat garibesidir.

Üçüncüsü; BM üyesi bağımsız bir komşu ülkenin iç işlerine karışma arsızlığı Baykal’a da diktatör Erdoğan’a da düşmemiştir, düşmeyecektir de. Suriye halkı ve meşru yönetimi nerede ne yapacağının kararın verecek tek güçtür ve bu karar verilerek zafer üzerine zafer kazanılmakta ve Halep tam kuşatma altına alınıp teröristlerden kurtarılarak özgür olacaktır.

17 Şubat 2016 / Çarşamba - Lazkiye