18 Nisan 2010 Pazar

Zoraki bir not…

"yumruklarımız ebu cahil köşe yazarlarına"




Demir Bilgin
demir.bilgin@yahoo.dk


Bu notumu çoktandır yazmayı düşünüyordum, olmadı. Ama, Samsun’da Ahmet Türk’e yapılan yumruklu saldırıdan sonra şimdi yazıyorum. Notumun fokus noktası, Türkiye’de bazı köşe yazarlarının bu denli itibarsız ve ahlaktan yoksun yazı yazmalarıdır.

Peki Türkiye’de yazmak, köşe yazarı olmak, bu kadar mı değersizleşti?

Uzun süredir bu soruyu kendi kendime soruyor ve çoğu zaman yazarlığımdan da utanır hale geliyorum.

İsim vermeyeceğim, ama talihten ve tarihten yoksun bazı köşe yazarlarımız, Samsun’da sayın Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı Kürtlere ve tüm Anadolu halklarına karşı yapılmış bir saldırı olarak göremiyor, görmek istemiyor.

Peki, köşe yazarı olmak bu mudur?

Köşe yazarı olmak, hariçten dilekçe yazmak mıdır?

Köşe yazarı olmak, ömürleri tükenen arzuhalcilerin, dilekçecilerin tek yönlü iddiaları mı, yoksa makale yazmak mıdır?

Çoğu zaman bunlar üzerinde duruyorum. Çoğu zaman bunlar üzerinde duruyor, bu mesleği hakkıyla yürüten köşe yazarları adına utanıyorum.

Zoraki notumu bitiriyorum. Ama şu an, Samsun’dayım. Şu an Samsun’da Mahir Çayan ve Kemal Pir ile birlikteyim.

Şu an, yumruklarımız ebu cahil köşe yazarlarına iniyor.

Şu an, yumruklarımız, Samsun’da, kelebek oluyor, uçuyor, Aanadolu’da gülïstan bahçesinde barış oluyor!

Hiç yorum yok: