4 Haziran 2011 Cumartesi

TEK ADAM!






Dr. İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

Demokrasi olmadan oy kullanmak mubah mı?

Türkiye’de demokrasinin olmazsa olmazları gerçekleşmeden oy kullanmak mubah mıdır? Olmazsa olmazlar nelerdir?
1. Seçim kanunu değişmeden, temsilde adalet sağlanmadan yani demokratik olmayan BARAJ seviyesi aşşağıya çekilmediği müddetçe seçimler demokratik bir karakter kazanmaz. Partilere hazine yardımıda demokratik değildir. Partileri israfa teşvik etmektedir. Vatandaş partilerin seçim öncesi mitinglerinden, reklam vaveylalarından rahatsızdır. Partiler istikbale dönük önerilerini muhtevi broşürler dağıtabilir, sözlü ve yazılı yayın organlarından faydalanabilirler batıda olduğu gibi.
2. Partiler yasası değiştirilmeden, yani antidemokratik LİDER SULTASI ortadan kalkmadan seçimler yapılmamalıdır.. 14 mayıs.1950 den sonra Demokrat parti üyeleri ,ocak, bucak teşkilatlarında adaylarını tesbit ediyorlardı. Bu yöntem batıdada tatbikattadır. Parti başkanları partinin her türlü karar mekanizmasında TEK ADAM , belirleyici olmamalıdır. Bu yapı anti demokratiktir.
Yukarda belirttiğim seçim şartları değişmedikçe oy kullanmanın demokratik sonuçlarını beklemek mümkün olamaz. O halde SEÇİMLERİ BOYKOT demokratik eylem olabilir mi? Hakimiyetin millette olmasını gerçekleştirmek için doğru bir yöntem olabilir mi? Böyle gelmiş fakat böyle gitmemesi sağlanabilir mi?

Bugünkü partilerin yapılanması başkanlarını TEK ADAM konumuna sokmakta ve demokratikleşmelerini önlemektedir. Ancak etik olmayan kasetler parti başkanlarını bertaraf edebilmektedir. CHP nin BAYKAL’dan kurtuluşu kaset sayesinde mümkün olmuştur. Şimdi MHP nin BAHÇELİ’den kurtulması için kasetler internette yayınlanmaktadır.
2002 seçimlerinde halk oyları dört partiyi ve başkanını meclis dışına atmış ve hakimiyet ini sağlamak yeteneğini , demokratik olgunluğunu göstermiştir. Son aylarda Arap devletlerindede halk meydanlara, sokaklara çıkıp TEK ADAM konumundaki başkanlarını koltuklarından etmiştir. Tekadamlardan kurtulmak demokrasi ile mümkündür. USA’ da başkan ancak iki devre seçilebilmekte, İngiltere’de keza Churchill 2. ci dünya harbinden zaferle çıkmasına rağmen TEK ADAM konumuna girmemesi için iktidardan uzaklaştırılmıştır. Fransa da de GAULLE de ayni akıbete uğramıştır.
Türkiye’nin yakın tarihinde Serbest Fırka tecrübesinde ATATÜRK tek adam pozisyonunu kaybetme korkusuna kapılmış ve hemen partiyi kapatmıştır. Ondan evvel onun tek adam olma meylini farkeden en yakın silah arkadaşları Terakki Perver fırkasını kurmuşlarsada , ATATÜRK partiyi kapattığı gibi Kazım Karabekir paşayı, Ali Fuat paşayı idam ettirmek için İstiklal mahkemesine göndermiş. Rauf Orbay yurtdışına kaçarak kellesini kurtarmıştır. İsmet paşada sonunda havluyu atıp köşesine çekilmek zorunda kalmıştır. Atatürk böylece tekadam pozisyonunu muhafaza etmiştir. Türkiye için çok büyük hizmetleri yapmış olmasına rağmen Cumhuriyetin demokrasi eksikliğini halk hazmetmemiştir. Çünkü tarihten öğrendiğimiz o ki TEK ADAM lar zaman geçtikçe milletin hayrına kararlar almakta zorlanmaktadırlar. İster istesinler, istemezlerse bile idare faşizme kaymak istidadı göstermektedir. Orta doğuda tekadamlar sıra ile tarihten silinmekteler.

Tayyip Erdoğan’da maalesef TEK ADAM konumunu sağlamağa çalışmaktadır. İkisenedenberi bu mevzuda bir kaç kez yazdım. Partisi iktidara geldiğinde bir triumvurat idaresi başlamıştı. Roma imparatorluğunda da Sezar triumvuratla idareye başlamış sonra tekadam konumuna geçmişti. Tehlike arzetmeğe başlayınca suikastla iktidardan uzaklaştırılmıştı. Hançeri saplayanlar arasında bir fahişeden olan oğlu BURUTUS de vardı. Onu görünce ‘’Sende mi OĞLUM Burutus’’ demişti. Türkçe tekstlerinde oğlu kelimesi ıskalanmıştır. Ayni durumu Stalin ölünce bir triumvurat idareyi ele almışsada sonunda Churuşov tek adam rolünü benimsemiş fakat meclis vazifesine son vermiştir. Ortadoğu liderleri senelerce pozisyonlarını muhafaza etmeği başarmışlarsada, sonunda onlarda yavaş yavaş tarihten silinme kaderinden kurtulamamışlardır.

Tayyip Erdoğan hükumetin başı olunca Bülent Arıncı önce meclis başkanlığına , Abdullah Gül’ü de Çankayaya göndermiş , başbakan yardımcısı Şener’in, Partideki ikinci adam Dengir Fırat’ın Erdoğan ile uzlaşma imkanını kaybedipte ayrılmalarını müteakıp TER KADAM pozisyonunu perçinlemiştir. Son zamanlarda ÇILGINLAŞMA alametleri göstermeğe başlamıştır. Türkiyenin kaderini tayin edecek bütün kararları kendisinin verebileceği bir konuma girmiştir. AB ve Kürt sorununda U dönüşü yapıp dün söylediğinin bugün aksini söylemek, yapmak gibi acaip bir duruma girmiştir. Bakanları ‘’ Başbakanın talimatına göre’’ yapmak istediklerini beyan etmişlerdir. O bakanların durumu üzüntü vericidir. Dış politikadada yabancı devlet başkanlarına, batıdaki liderlere ONE Minute demeğe başlamıştır. Sarkozye, Merkel’e çıkışları, hatta Obamaya da akıl vermeğe başlamıştır. Dahilde askeriyeyi, yargıyı, basını hatta iş dünyasını kontrol altına almağa başlamıştır. Bakın Hürriyetin başına gelenleri. Çölaşanla başlayıp, Bekir Coşkun, Oktay Ekşi, Cüneyt Ülsever, Türenç susturulumuş. Vatan ve Milliyet satılmış. Bu seçimlerde muhalif addettiği mebusları artık aday listesine almamıştır. Atatürk te 1924 seçimlerinde muhalifleri meclis dışında bırakmıştı. Maşallah Kılıçdaroğluda kendine muhalif olacakları aday göstermemiştir.

Teşbihte hata olmaz derler. Hitler iktidara seçimle geldiğinde enflasyon azgın, işsizlik % 50 yi aşmıştı. Yeni bir para birimi (Reich Mark) I çıkarmış ,bizdeki sıfırları attığımız gibi, işsisliğe çare olarakta (Autobahn) ları inşaa başlamıştı bizde ki (Double yollar ) gibi. Sonraki akıbeti nin fatal oluşu TEK ADAM konumunda oluşundandır. Erdoğan’da başkanlık sistemine geçmek için adım adım hayalindekini gerçekleştirmeğe başlamıştır.
Türkiyenin istikbali tehlikededir. Muhalif partiler reaktif davranmakta, stratejik çareler düşünememektedirler. Bana kalırsa tek demokratik çare bütün partilerin BOYKOT çağrısı yapıp , demokratik sisteme geçmeden seçimlere iştirak etmemeleridir. Halen siyasi aktörlerimiz yeteneksiz oldukları için çaresizlik içinde kıvranmaktadırlar. Erdoğan demokrasiye inancında samimi ise seçimlerden sonra uzlaşı ile modern bir anayasa yapmağa çalışır, ondan sonra icraatlarına devam eder.

Antalya, 03.06.11

Hiç yorum yok: