18 Nisan 2012 Çarşamba

Kalaşnikof iflas etmiş!




Dr.İsmet turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

Beni hayatımda en mutlu eden havadislerden biri Kalaşnikof silah fabrikasının iflas etmesidir. İnşallah öteki silah fabrikaları da iflas eder. Şayet iflasın sebebi talebin azalmış olmasından ötürü olması hali mutluluğumu daha da artırır. Keşki UNO bütün silah fabrikalarının faaliyetlerinin yasaklanması için bir karar alsa. O zaman silaha yapılan yatırım bütçeleri sağlığa ve eğitime kaydırılır. COSTA RICA ordusunu lağv edip sağlığa ve eğitime yatırımını yapalı dünyanın en mesut ülkesi haline geldi.

Turizm bakanı Günay, bu sene turizmden 30 milyar dolar beklediğimizi söyledi. Taraf gazetesi yazarı Lale Kemal geçen gün yazdığı makalede milli savunma, yani askerlerin USA’ya 30 milyar dolarlık uçak siparişi verdiğini yazdı. Yüzbinlerce vatandaşımızın, gece gündüz turistlere verdikleri hizmet karşılığı Türkiye’ye girecek bütün dövizin uçak satışına harcanacağını düşününce tüylerim diken diken oluyor. Dabaz oluyorum.

Başbakan Erdoğan ailelere 3 çocuk yapmalarını tavsiye ediyordu. Şimdi beş çocuğa ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Acaba Suriye ile harbe tutuşursak bu beş çocukta kâfi gelebilir mi? Sağlık hizmetlerinde yapılan hatalardan dolayı, sadece kanserden ölenleri hesaba katmasak bile, Türkiye de ki ölüm sebeplerine bir göz atacak olursak, her gün televizyonlarda trafik kazalarında, teknik ihmallerden dolayı yahut ta üç beş kuruş daha kazanç sağlamak için müteahhitlerin sebep oldukları kazalarda hayatlarını kaybeden vatandaşların, işçilerin işyeri güvenliği ihmal edildiği için hayatını kaybedenleri, daha birçok lüzumsuz yere yaşamlarını yitiren insanlarımızı, 30 seneden beri Kürt sorununu çözemediğimiz için kaybettiğimiz gençleri düşündükçe yöneten kadronun ehliyetsizliğine isyanımın fayda vermediğini düşünüyorum.

Türkiye’nin silah kadar, kanser kadar tehlikeli bir SOSYAL HASTALIĞI var. Aziz Nesin % 60 ımız aptal demiş. Kendisi psikiyatr olmadığına böyle bir nispeti nasıl hesaplamış bilmiyorum.

Fakat Türkiye de %80’nin YALAN söylediğini söylediğimde kimse itiraz etmiyor. İşte sosyal hastalığımız yalan söylenmesidir. Erdoğan’ın en büyük hizmeti TÜTÜN mevzuun da oldu. Şayet bu yalanı da ortadan kaldırıcı bir yasaklama getirişe Türkiye lüzumsuz ortaya çıkan sorunlarından kurtulur. Batı ile oryantal yaşam arasında ki en büyük fark DÜRÜSTLÜKTÜR.

TEŞVİK PLANI

Teşvik planından çok ümitlenenler var. Olasılık imkânlarının analizi yapılmıyor. Kürdistan da ki iller 5-6 ıncı bölgeler de. Buralara özel, yerli firmaların yatırım yapacakları bekleniyor. O firmaların maddi potansiyellerinin kısıtlı olduğu hesaba katılmıyor.

70 li senelerde Türk ve Alman sermaye patronları birlikte üç günlük bir toplantı yaptılar. Bonn büyükelçimiz Halefoğlu benim de katılmamı söyledi. Anadolu da yapılacak yatırımların önüne çıkacak problemlerden bahsedildi. O problemlerin şimdide var olduğunu düşünüyorum.

1. O bölge de PKK’nın varlığı yatırımcıları korkutmaktadır.
2. O bölgeye kaliteli teknik elemanları götürmek kolay olmaz.
3. Üretimle sağlanacak malların İstanbul’a veya diğer limanlara transferi zaman alır ve masraflıdır. İstanbul da imal edileceklerin, teşviklere rağmen daha ucuz maliyeti olacağı hesapları.
4. Keza yerel vasıflı işçi bulma zorunluğu yaşanacaktır.
5. Enfrastrüktürün elverişli olmaması yatırımcıyı düşündürmektedir.

Birinci bölge ile 5-6 ıncı bölgeler arasında ki farkın on senelik iktidar devrinde azalmayışını AK partililer nasıl izah edecekler. Bu hususta AK partinin gerçekleri görmekten imtina etmemesi samimi olmasından mı biraz da naifiyetlerinden mi, muhaliflerin sorması gerekir.

Yukarda bahsettiğim mahzurların o bölgenin kalkınmasında mani teşkil edeceğini, bundan evvelki paketler gibi kadük kalacağından endişelerim var.

Son Suriye’nin Kürtlere özerklik vereceği dedikodusu da Türkiye’yi rahatsız etmiştir. Irak’ın kuzeyindeki Kürdistan devletinin deklarasyonu duyuldukça da Türkiye bayağı bu hususta geride kaldığı intibaını uyandıracaktır. Hele hele İran’da da Kürdistan bölgesinin özerkliğinden BDP başkanı Demirtaş tarafından açıklandığına göre Türkiye’nin behemehal yeni anayasada Kürtlerin isteklerini karşılayıcı maddeleri kabullenmesi beklenebilir. Teşvik planlaması ile Kürtleri oyalama taktiklerinin Kürt siyasilerince anlaşılmış olduğu görünüyor.
Barzani’ni USA ziyaretinden sonra Referandumdan bahsetmesi, PKK ile görüşmelerde aracılık yapabileceklerini söylemesi, istikbale olan ümitlerimizi kuvvetlendirmiştir. Neticede Türkiye de kan akmasının durması, gençlerin telef edilmemesi, annelerin göz yaşlarının akmayacağı imkânlarının doğması, Kürt sorununa çare arayan aydınları sevindirecektir.

Antalya. 9.4.12

Hiç yorum yok: