15 Ağustos 2010 Pazar

Zevzekler‏...



Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com



HER MİLLET LAYIK OLDUĞU SİYASİLERİNİ BULURMUŞ(!)

Bu tanımlamanın doğruluğunu teyit etmek için bizim siyasiler yarışa çıkmışlar adeta..

Rahmetli dışişleri bakanı İhsan Sabri ÇAĞLAYANGİL derdiki ; ‘’Bizim basın mensupları haber fukarası ‘’.

Bir Alman meslektaşımda maliye vergi memurlarını memnun etmek için bazı özel faturalarımızı muhasebe dosyamıza koymamızı tavsiye ederdi. Şayet bu işgüzarlar evraklarınız arasında hata bulamazlarsa gayri memnuniyetlerinden dolayı size karşı saldırgan olurlar, sırasında haklı itirazlarınızı dahi kabullenmeğe gönüllü olmazlar. Sözün kısası onları tatmin etmek için hatalı faturaları dosyanızdan eksik etmeyin, onların memnuniyetini sağlamak için YEM temin edin.

Şu günlerde siyasilerimiz yollara düşmüşler, mitingleri dolaşıp, TV tartışma oturumlarını gezip öylesine saçma sapan iddialarda bulunuyorlar ki milletin sağ duyusu olduğunu unutuyorlar olsa gerek.

Mesela AK parti milletvekili, eski meclis başkanı Bülent ARINÇ KILIÇDAROĞLU’na boyun kısa demiş. Mal bulmuş mağribi gibi sayısız köşe yazarları, siyasi hatipler bu lafı dillerine pelesenek etmişler.

Tahmin ediyorum ki ARINÇ ‘’Boyun kadar laf et ‘’ demek istedi. Hani’’Paran kadar laf et derler ‘’ ya bazı kasaba zenginleri muhataplarına. Bu lafa bu kadar enerji kaybetmenin kimin işine yaradığını merak ediyorum. Tarihte boyu kısa meşhur şahsiyetlerden bile bahsediliyor. Halbuki herkes biliyor ki millet olarak boyu kısa olan Japonlar aptal değil.

Ergenekon tutuklamaları başladığında rektörün birini polis arabasına bindirirken emniyet mensuplarının profesörün başı arabanın kapısına değmesin diye elleriyle başını korumalarını aşşağılayıcı bir davranış bulanlar günlerce yazdılar, çizdiler, TV ekranlarında günlerce, defalarca gösterdiler. Halbuki polisler tutuklama esnasında herkese bu koruma davranışında bulunurlar.

Gene gülünç bir TV sunumları var ki Raytingi artırdıkları inancında olduklarını zannediyorum. İki zıt düşünceli , kavgacı , bilgi kıtlığı sırıtan , hiçte sempatik olmayan köşe yazarlarını tartıştırıyorlar ki, bana kalırsa yemek tarifleri yaptırmalarından daha bayağı geliyor.

En kötüsüde bilgiye, düşünceye dayanan fikir münakaşaları yerine hadiseleri şahsileştirmeler, duygusal tahriklere müracaat etmeleri politikacıların. Batıda konuşmacılar emosyonal davranmaktan kaçınırlar. Objektif (Nesnel-sachlich ) olmağa gayret ederler. Öteki türlü davranmanın , belden aşşağı ithamların bir nevi seviyesizlik sergilemek olduğunu bilirler.

Gülünç durumda olanların dillerinden düşürdükleri bir lafda ‘’ Dünyanın neresinde görülmüş ? diye söze katılmaları. Adamlar sanki bütün dünyadan haberdarlar. Allame-i kül’ller.

Birde laf ebesi çenebazların enerji tüketmeleri, israf etmeleri var ki, inanın beni Türkiye vatandaşı olarak bayağı üzmektedir.

‘’Siyasetin kirli çamaşır’’ olduğuna inanır ciddi, şahsiyet sahibi insanlar.

Şimdi aylarca refrandum sebebiyle, sonrada genel seçimlerden ötürü siyasi parti mensupları meydanlarda gırtlarlarını yırtarcasına temcit pilavlarını millete duyuracaklar. Hani bu şahsiyetlerin memeleket problamlarine kafa yoracakları, çalışacakları zamanları yoksada milleti işinden gücünden edip meydanlarda zaman israfına mecbur bırakmaları insafsızlıktır.

Almanyanın meşhur ekonomi bakanı Prof.Erhard Türkiyeyi ziyaretinde yol güzergahlarında insanların, okulların onu selamlamak için toplanmış olduklarını görünce ‘’ Türkiyenin mali desteğe ihtiyacı yok ‘’ demiş. Bizim zaman israfında gösterdiğimiz cümertliğe şahit olunca. ‘’ Zeit ist Geld ‘’ Zaman paradır der Almanlar.

Her millet layık olduğu siyasetçilerini buluyor demek hiçte yabana atılacak bir laf olmasa gerek.

Hiç yorum yok: