3 Aralık 2011 Cumartesi

DERSİM ANEKTODLARIM…



Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

Lise tahsilim sırasında çok çalışkan ve zeki bir arkadaşım vardı. İftihar listesine geçerdi. Sonra İstanbul da Tıbbiyeyi birlikte bitirmiştik. Ben Almanya da çalışırken ondan bir mektup aldım. Almanya da ihtisas yapmak istediğini, tavassutumu rica ediyordu. Bir profesör arkadaşımdan ona davetiye göndermesini istedim. Oda Almanya ya gelip cerrahi branşın da uzman. Sonra duydum ki ‘’ Ermeni cemaati başkanı olmuş.’’ O güne kadar, belki de korktuğundan, Ermeni asıllı olduğunu en yakın arkadaşı bana söylememişti. Geçen sene beni ziyarete geldiğinde hayat hikâyesini anlattı. Ermeni asıllı babasının Dersim de bakkal dükkânı varmış. Dükkânından Kürtler alışveriş yaptığı gerekçesiyle ailesi sürgüne gönderilmiş. Gönderildikleri kasabada lise olmadığı için Malatya da terzilik yapan dayısının yanına gelmiş. İstanbul’a geldiğinde de babasına Kumkapı da (Ermenilerin yoğun yaşadığı) bir bakkal dükkânı açmıştı. Demek ki Dersim de sadece Kürtleri ve Alevileri değil, o zaman ki devlet Dersim halkını yok etmeği planlamış.

Adıyaman’ın Samsat ilçesinde Hacı Bedir ağanın damadı Hacı Şeyh Ağa’nın oğlu Hicri veremden mustaripti ve İstanbul da Yakacık’ta ki verem sanatoryumunda tedavi oluyordu. Kendisini ziyaretimde bana Ermeni tehcirinden enteresan bir anekdot ‘dan bahsetti. Babası tehcir sırasında çok sayıda Ermeni asıllı vatandaşları saklamış ve onların yok edilmesini önlemiş. Yahudileri Nazilerden saklayan ve onların yaşamını sağlayan Hollywood’da Oscar ödülü alan Schindler’in listesi adlı bir film vardır. Adıyamanlı ve halen İstanbul milletvekili olan Süreyya Önder’in bu hadiseyi araştırıp bir senaryo yazmasını isterim.

1926 da Şeyh Sait İsyanı sırasında Mırdıs’lı Hacı Bedir ağanın damadı Şükrü ağa ve kardeşi Nuri ağa, dedem Zeynel bey Diyarbakır istiklal mahkemesine verilmişti. Hacı Bedir Ağa’nın Mustafa Kemal’den ricası üzere af edilmişlerdi. Fakat Telgraf Diyarbakır’a varıncaya kadar Şükrü ve Nuri Ağa’lar asılmış bulunuyorlarmış. Dedem affa uğruyor, fakat Mersin’e sürgüne gönderiliyor ve hapse atılıyor. Kardeşine çok düşkün olan Hacı Bedir ağa dedemin mahpusu yetine çok üzülüyor ve kalp sektesinden vefat ediyor. Bazılarının iddiasına göre Hacı Bedir ağa da, milletvekili olmasına rağmen Mersine sürgün edilmişti. Kâhta’da ki mal ve mülkleri hazineye intikal ettirilmişti. Gerek Kâhta da ki gerekse Mersin de ki Çiftliğin bedelleri varislerinden tahsil edilmişti. Dengir Fırat’ın TBMM arşivinden bu anlatılanların doğru olup olmadığını araştırmasını beklerim.

Nuri Ağa’nın oğlu (Kürt şairi)Osman’ı Sabri Suriye ye kaçıyor ve orada vefat ediyor. Kâhta da dava vekilliği yapan Osman Bakırcı Diyarbakır İstiklal mahkemesi savcısının iddianamesini ezbere bilirdi ve dedemin isteğiyle o tiradı tekrar ederdi.

Bu anekdotları anlatmaktaki maksadım eski yaraları kaşımaktan ziyade bunların tarihte kayda geçmesi ve gelecek nesillerin bilgisine sunmak içindir.

Türkiye’nin dış politikası sıkıntı içinde. Daha dün sıfır problemi olduğumuz ülkeler düşmanca politikalara mı dönüşüyor. Suriye Scud füzelerini Türkiye ye çevirmiş., Irak THK inin Irak üstündeki uçuşlara yasak getirmiş, Petrol ihalelerine Türkiye firmalarını sokmamış, İran Türki ye deki kalkan füzelerini vuracaklarını bildirmiş. Cumhurbaşkanı Gül Kıbrıs ta iki devlet gerçeğini tatbikata koyacağını açıklamış. Dahilde Kürt avukatlar hapse atılıyor, 60 dan fazla gazeteci hapiste.. Kürt açılımı dumura uğradı. Ermeni açılımı hakeza. Azerbaycan’la münasebetler limoni.

Bedelli askerlik yapmak isteyen18 yaşındaki gençler 30 bin lirayı nereden bulacaklar. Vicdansız bir karar.

Antalya, 28.11.01

Hiç yorum yok: