15 Haziran 2011 Çarşamba

Referandum!


Dr. İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com


Son seçim Kürtler için bir referandum’dur


Filozof CİORAN der ki; Bütün eylemlerimizde gizli bir yan vardır, psikolojik açıdan ilginç olan da budur. Sadece yüzeyi, yapay yönü tanırız, dile getirilmiş olanı kabul ederiz, ama önemli olan dile getirlmeyen dir, üstü kapalı olandır, bir davranış ya da sözün gizli noktasıdır. Büyük yazarlar, bu ‘’gizli yön ‘’ duygusuna sahip olanlardır. DOSTOYEVSKİ derinde ve gerçekte olanı açığa vurur. Bir duygunun kökeninin kavranması çok güçtür, ama önemli olan da budur: DİNSEL İNANÇ vb. İçin . Bu nasıl başladı? Niçin devam ediyor? İleriyi görebilecek tek insan bunun nereden geldiğini gören insandır.

Son seçim de olsun, bundan evvelki seçimlerde olsun, görülmek istenmeyen, dile getirilmek istemeyen bir gerçek var ki onu aydınlatmak istiyorum.

Seçim neticelerini Türkiye haritası üzerinde renkli olarak gösterirler gazeteler. Kürt adayların , hangi partiden olursa olsun, isterse müstakil olsunlar tek renkle ifade edilirler. Fırat’ın ötesi, doğu ve güneydoğu ,yani Kürtlerin yoğun oldukları bölgeler, daha doğrusu KUZEY KÜRDİSTAN tek renkdir. Geçen sene Diyarbakır’ı üç defa ziyaret etmiş ve Kürtleri yaşam itibariyle de FACTO Türklerden kopmuş olduklarını müşahede ettim. Hatta Fıratın batısındada bazı illerde Kürtlerin yaşadığı, hatta Haymana bölgesinde, göç ettikleri illerde ( İstanbul, Mersin v.s ) Kürtlerin büyük bir çoğunlukta yaşadıkları malum.

Son zamanlarda Kürtlerin temsilcileri REFERANDUM isteğinde bulunuyorlar. Kürt sorunun çözümü içinde en geçerli vasıtanın REFERANDUM olduğunu yazmıştım. Erdoğan artık son seçim neticelerine rağmen BDP nin Kürtlerin temsilci değilde çetelerin temsilcisi olduğunu iddia edemez. Ben Kürt adaylara verilen oyları cem ettiğimde 10 milyonu aştığını görüyorum. Bu en azından 15 milyon Kürdün temsilciliği demektir. Aslına bakılırsa CHP kadar milletvekili çıkarmaları mümkündür.

Erdoğan % 50 oy ile 275 milletvekili çıkarması lazımdı. Barajı % 10 nun üstünde tutması, BDP ye devlet yardımı yaptırtmaması, ona beleşten 50 milletvekili daha kazandırmıştır. Bu hesabı taraf olmayan köşe yazarlarıda yapmaktadır.

Yeniden REFERANDUM yapmağa lüzum yok. Netice ortadadır, fakat görmek istemeyen gözler elbette görmek , algılamak istemezler. Kürtler daha ne istiyorlar ki diyen Türklere hayret ediyorum. Özerklik istemeleri insan haklarına aykırı bir istek mi? 1918 de USA başkanı WİLSON’un SELF DETERMİNATİON prensibini geçenlerde OBAMA’da tekrarladı. Hatta Erdoğan Tunus’daki, Mısır’daki, Libya’daki ayaklanmalardan sonrada MİLLETİN SESİNİ duyun diyerek oraları yönetenlere çağrıda bulundu. 40 bin şehit veren ve halada vermeğe amade olan bir halkın sesini duymamazlıktan gelmek tarihe ters düşmektir. Ümit ediyorum ki Türkiye deki siyasi liderlerde daha fazla haksız direnişten vaz geçer, boşuna kan akmasına son verirler ve KÜRTLERİN özerklik arzularını anayasaya koyarlar. Irak’taki Kürtler özerk değil mi? Bunu istemeye, istemeye kabul ettiğine göre Türkiyenin milliyetçi tabularından vazgeçmesi gerekir. AB ye intibakta Kürt sorununu halletmeden mümkün olamaz.

Son anket çalışmaları göstermiştir ki Kürtler ayrılmak istemiyorlar. İstedikleri özerkliktir, eşit haklardır, anayasal gövencedir. ALMANYA’nın güneyinde ‘’Serbest devlet Baveria ‘’ vardır. Onların dilleri, kökenleri ayni olmasına rağmen ayrı parlamentoları vardır. Bayrakları vardır. Partileri vardır. Bütün bunlara rağmen Alman devletinden ayrılmıyorlar. İsviçrede ayni model mevcut. Her iki devlet’de , millet de bizden çok demokrat, bizden çok zengin ve medenidir.

Son seçim neticelerinden CHP ve MHP taraftarları memnun değiller. Kabahat o partlerin liderlerinde değil. AK partinin zaferini mümkün kılan gerçekleştirdiği hizmetleridir. Bir futbol maçında karşı tarafın iyi oynamsından ötürü yenik düşen takım antrenörde kabahatı aramamalıdır. Yenilgiye sebep galip gelen takımın iyi oynamsıdır. Türkiye de % 38 köyde yaşıyor. Ömürlerinde ilk defa köyde temiz su görmüşlerse, köye asfalt yol yapılmışsa, doktora , hastaneye gitmek, ilaç almak mümkün olmuşsa, çocukların kitaplarına para ödenmesine ihtiyaç yoksa .v.s. hizmetlerdir Muhalefetin yenilme sebebi. Hükumetin elinde Hazine olduğu müddetçe ve o paralarıda halka hizmette kullanıyorsa Muhalefetin iktidar olma şansı yoktur. Boşuna kimse kimseyi suçlamasın.

Erdoğan son zamanlarda MHP yi meclisten uzak tutmak maksadıyla, BDP yi suçlamak için çok çirkin manevralar yaptı. Hatta TÜRK MİLLETİ ASİLDİR demeğe başladı. Diğer milletleri ötekileştirdi. Türk milleti asaletini nereden alıyor ki? Birzamanlar Atatürk’te yeni bir ulus yaratmak için saçmalamış ‘’Türk gençliğine hitabesinde’’ ‘’ Damarlarında asil kan ‘’ olduğunu iddia etmiştir. Tıpkı HİTLERE’in üstün Irk hezeyanı gibi.

Başka görmemiz gereken hallerde var. Yunanistan ekonomik krizi atlatmak için milli varlıklarını satılığa çıkarmış. Türk hükumetleri çoktan KİT’leri sattı. Suriye’de Kürtler ve diğer sunniler ayaklanmış. Türkiye’de Kürtler 1808 denberi 30 defa ayaklanmışlar. Şu son 30 sene içindede 40 bin şehit vermişler bu uğurda. Erdoğan %50 oy toplayınca da TEKADAM konumunu dahada pekiştireceğe benziyor. İşte o zaman Türkiye felakete sürüklenebilir. Çünkü Kürt sorununu sadece Kürtçü siyasetçiler değil Kürt halkı benimsemiş. Dresdende 80 bin kişi yürüyünce Doğu Almanya çökmüştü. Tunus’ta, Libya’da, Mısır’da , şimdi Suriye’de halk rejime karşı yürüyüşe geçince TEKADAM’lar birer birer tarihten silinmek zorunda kalmışlardır.

Makalemin başında söylediğim gibi Türkiye’de konuşulmayan bazı gerçekler vardır ki aydınların bunu dile getirmeleri gerekmektedir. Belçika’da BRÜGGE diye bir şehir vardır. Orada bir heykel gördüm. O heykel bir papazın heykeli imiş. O şahıs zammanında Krala karşı eleştiri yaptığı için DİLİNİ KESMİŞLER.

Erdoğan sanat eserlerinden hoşlanmaz. Çünkü dini inançları buna müsaade etmez. Putperestlik olarak algılar. Diğer taraftan her köyde bile Atatürk heykeli vardır. Hemde hiç sanat değeri olmadan. Bazı aydın geçinenler ‘’Atatürkçüyüz’’ diyorlar. Fenerbahçeliyiz diyebilirler, ama Atatürkçülük diye bir ideoloji yoktur. Onu dünya çapında bir insan olarak görenlerde vardır. Ben onun Türkiye dışında bir etkinliği olduğunu 60 senelik yurtdışı yaşamımda tesbit edemedim. Geri zekalı olduğum içinde İslamiyetteki erkek-kadın eşitsizliğini anlayamadım. Kadınların akli melekeleri kıt olduğu için Şahitlikte ve miras konusunda yarım erkek sayılıyorlar. Kuranda da İncildede ŞEYTAN ‘ın, CİNLER’in varlığı kabul ediliyor. Hele hel Adem ile Havva’nın ELMA yedikleri için cennetten kovulmalarını bir türlü kavrayamıyorum. İsa’nın Allahın oğlu olduğuna inanan milyarlarca Hırıstıyanı anlayamıyorum.

Benimde dilimi kesebilirler, duymak istenilmeyenleri söylediğim için. İlerde, yapılan hatalar idrak edilince, teşekkür edende olabilir.

Antalya, 14.06.11

Hiç yorum yok: