29 Ağustos 2011 Pazartesi

İF I were an AKİL MEN!..





Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

İF I were an AKİL MEN (Keşki bir Akil adam olsaydım)

ANATEVKA ( Damda ki Kemancı ) müzikali çarlık Rusya’sında göçe tabi tutulan bir köylü sütçü ailenin hikayesidir. Onu seyrederken Kürt halkına yapılan mezalimi hatırlamamak mümkün değil. Keşki bir Kürt bestekarı da bu derece etkili bir esere imzasını atsa. If I were a Richman ( Keşki zengin bir kimse olsaydım) türküsünü ‘’Keşki ben bir AKİL adam olsaydım) ‘a aranje ettim. O zaman Kürt sorununa yararlı tavsiyelerde bulunurdum.
Benim böylesi bir konuma talip olmamın haklı gerekçeleri var mı? İzah etmem lazım.

1. 50 yıldan beri batıda yaşayıp ilim adamı hüviyetini kazanmış ,yaşım itibariyle de 80’ ni ni aşmış , Kürt sorununa kafa yorup 100 den fazla makale neşretmiş bir kimseyim.

2. Siyasete hiç karışmadım, fakat Türkiye’nin siyasi tarihini etkileyici bir aileden geliyorum. Şöyle ki: Aile büyüğümüz Haci Bedir ağa geçen asrın başında Türkiye’de ki en büyük aşiretlerden RİŞVAN aşiretinin başında idi. Şarktaki aşiret kavgalarının son bulması için girişimlerde bulunmuş ve bu vesile ile Meclisi Mebusan’ının takdirnamesine mazhar olmuştu. Müteakiben URFA ve Gaziantep’in Fransızlardan kurtarılmasında 500 atlısı ile müdahil olmuş, Ali GALİP hadisesinde de basiretli davranışı ile Kurtuluş savaşı mücahitlerinden sayılmış ve hem cephe de , hem de meclisteki faaliyetlerinden dolayıda ancak yedi kişiye nasip olan İstiklal madalyası ile BMM tarafından ödüllendirilmiştir.

3. Daha sonra bizim ailenin beş mensubu da TBMM de hizmet vermiştir. Bunlar sırasıyla:

a. Hüseyin Fırat .İçel Mebusu. 1950-1960
b. Sırrı Turanlı. Adıyaman Mebusu. 1957-1960, Adıyaman senatörü. 1964-1972
c. Ali Turanlı. Adıyaman Mebusu. 1964-1972
d. Dengir Mir Mehmet Fırat. Adıyaman-Mersin-Adana Milletvekili.1997-2011
e. Sırrı Özbek. Adıyaman, İstanbul milletvekili

4. 5 lisan bildiğim için her sabah internetten iç ve dış basını, yorumları, icmalleri takip etmek imkanım olmakta , mesleğim icabı da her sınıftan vatandaşla, yerli ve yabancı siyasiler, sanatkârlar, ilim adamları ile görüş alışverişinde bulunmak la geniş bir horizona sahip olmam imkanı doğmaktadır.

5. 100 e yakın Kürt mevzuun da çeşitli dillerde yayınlanmış kitap kütüphanemde mevcuttur ve senelerdir bu mevzudaki yayınları incelemek imkanım olmuştur.

Evvela bir durum tespiti yapmak istiyorum.

İsmail Beşikçi’nin ‘’ CHF ‘nin Kürt sorunu’’ adlı kitabın da , sayfa 91 de Şevket Süreyya’nın ‘’ Dersim’’ kitabından bahisle Osmanlı devrinde Kürtlerin durumunu şöyle anlatıyor.

‘’ Eski Osmanlı vesikalarına göre Van ve Diyarbekir vilayetlerinde 24 ‘’ Osmanlı sancağı’’, 12 ‘’ Ekrat Beyliği ( Ekrat sözü Kürt sözünün çoğulu olarak kullanılmaktadır) ve ‘’ Mefruzukalem hükümet’’ ( Kürt hükümeti) vardır. Sancak , devlet idaresine bağlı olan yerlerdir. Ekrat beyliklerine devletin görünürde bir müdahalesi vardır. Fakat Kürt hükümetleri ne varidatına, nede idaresine , devletin müdahalesi olmayan, müstakil, fakat iptidai derebeyi hükümetlerdir. Bu vesikalara göre , mesela , Palu bir hükümettir., Bitlis bir hükümettir. Bu hükümet reislerinin istiklal alameti olan ‘’Bayrak’’ vardır. Kendilerine zaman zaman name ve ferman yazılır.

Bu manzaranın manası, ‘’ Van ve Diyarbekir eyaletleri, eski Osmanlı İmparatorluğunca hiçbir zaman tam teshir olunmamış ( zaptolunmamış ) demektir. İşte Osmanlı İmparatorluğu zamanında zaptedilleşemeyen bu bölgeyi zapt etmek görevini tarih Kemalist Cumhuriyete vermiştir. Bölgeyi tam anlamıyla zapt edip işgal ve ilhak etmek, Türk devletinin bünyesine katmak , Kemalist inkılabın en büyük görevidir. Kemalistler, Kürtlerin yaşadığı alanı zapt edip Kürt ulusunu boyunduruk altına almayı ve esir etmeyi temel görevleri arasında sayıyorlar. Kürdistan dört parçaya ayrılmış ve her bir parçası ayrı ayrı devletler tarafından işgal edilmişti. İngiliz ve Fransız emperyalistlerle askeri eylemleri müştereken sürdüren Kemalistler, artık kendi paylarına düşen Kürdistan üzerinde daha etkin olabiliyorlardı.

KSENOPHON’un ANABASİS (Onbinlerin dönüşü ) eseri 2500 sene önce kaleme alınmış ve İskenderin ordusunun Kürt bölgesinden geçerken ne denli güçlükle karşılaştığını anlatmıştır.

Osmanlı devrinde Kürtlerin otonom beylikleri olduğunu biliyoruz. Cumhuriyet devrinde Kemalist rejimin kaçıncı Kürt isyanına sebep olduğunu bilmek için siyaset adamı olmağı gerektirmez. Bunların sonuncusu da PKK başkaldırısıdır.

Şimdiye kadar yapılan hatalardan bahsederken çözüm çarelerini de anlatmış olacağım.

1. PKK lı gençler TERÖRİST değil. Onlar aslında birer GERİLLA yani özgürlük savaşçısıdır. Fakat davranışları terörist’çedir. Bu mühim farkı tespit ettikten sonra problemin çözüm yöntemi de ona göre değişik olur. Kürt gençlerinin istedikleri nelerdir? Kürt açılımını da ona göre güncelleştirmek gerekir.

A) Kürdistan kelimesinden korkulması absürt. Nerede bir halk yoğun yaşıyorsa o bölge ona göre isimlendirilir. Bölünmeğe ilk adım olarak algılanıyor şovenistlerce. Daha gülüncü’’ o bölgede Türkler de, Araplar da yaşıyor deniyor. Nasıl olurda sırf Kürtler yaşıyormuş gibi Kürdistan ismi veriliyor. Peki Türkiye’nin geri kalan bölümünde de 10 milyon Kürt yaşıyor, nasıl olurda Türkiye deniyor. Şovenistlerin itirazları öylesine gülünç oluyor ki beni mizah yazarı olmağa heveslendiriyor.

B) Maarifte ki müfredatta Kürt tarihi, müziği, sanatı, Edebiyatı asimilasyon politikası sayesinde yok sayılmış.

C) Keza Kürt alfabesinde ki XQW gibi harfler hala Kürtçe tekstlerde kullanmak yasak. Diğer yabancı dillerde kullanılırken yasak yok. Bu durum da gülünç. Zira harfler mi yasak yoksa Kürtçe mi hala yasaklı?

D) Kürtlerin % 50 si Kürtçe bilmiyorsa, bu durum Asimilasyon politikasının neticesidir. Acilen Kürtçenin seçmeli ders olarak okullarda öğretilmesi gerekir.

E) Kürtçe yer isimlerinin aslına rücu değiştirilmesi gerekir.

F) Vatandaşlık tarifinin de değiştirilmesi, Türkiye de yaşayan her vatandaşın Türkiye vatandaşı olduğu kabul görmeli. Vatandaşların hepsinin TÜRK olduğu tarifi Türk olmayanları öfkelendiriyor.

G) Kürt kadınlarının % 50 si Analfabet. Türkçe bilmiyor. Kürtlük kimliğinin son senelerde kadınlarca da bilinçlendiğine göre onlara hitap edecek memurlara Kürtçe öğretilmesi lazım ki onların güveni iletişimi sağlansın. Köln emniyet müdürü güzel Türkçe konuşur, birçok polis gibi. Londra da gördüğüm polislerin silahı yoktu. Sadece copu vardı ve size yaklaştığı anda ilk sorduğu ‘’ Size nasıl yardımcı olabilirim? Sorusudur. Hakiki demokratik açılımlar bunlardır.

Summa ,Summarium :Vatandaşlık tarifi ve seçmeli ana dilde eğitim hariç, istekleri bugünkü hükumetin anayasa değişikliğine ihtiyaç duymadan gerçekleştirmesi mümkün olan şeyler. Bu gelişimleri PKK nın zoruyla yapmadıklarını, Kürtlerin insanlık hakları, demokratik hakları olduğunu da vatandaşa duyurmaları gerekir.

Koca koca profesörlerin, İstanbul’da ki gazetelerin köşelerine lök gibi oturmuş MEŞHUR gazetecilerin televizyonlarda bu sorunu konuşurken ( İsterse hiç malumatı olmasın, isterse Kürdistan da kimse ile görüşmemiş olsun ) öylesine KOMPLO teorileri, öylesine çok bilmişçesine fikir serdediyorlar ki çoğu akla ziyan. Her akşam en az iki televizyonda tartışmaya katılırlarsa biner liradan, hiçte fena bir kazanç kaynağı değil.

Bu işte Suriye’nin parmağı var. Kandil’e karşı Türk-İran diplomasisi sıkı temas halinde. İsrail zaten Türkiye düşmanı. SRİLANKA katliamı tarzında tavsiyede bulunan gözü kana bulanmış şovenistler, neler var neler. Biraz merhametli olanlarda çaresizliklerini itiraf ediyorlar. Kimi İspanya’yı, kimi İrlanda’yı misal gösteriyor. Hâlbuki iki olayında bize benzerliği yok. Kimi Almanya’da ki, yahut ta İtalya’da ki teröristtik gurupların nasıl çökertildiklerini örnek gösteriyorlar. Oralardaki gençlerin sayısı onu geçmiyordu. Bizde ise 40 milyon Kürt’ü alakadar ettiği gibi, 50 milyonda Türk’ü ilgilendiriyor.

Sorunu çözecek kilit nokta FEDERASYONU kabullenmek. Öteki problemlerin hepsi eyaletin vazifesi, sorunluğu içinde kalır. Silahsız ve masrafsız, en akıllı ÖNERİ.

Gelelim teröristtik davranışları nasıl kontrol altına alabilmemize.:

Bir hastanın hastalığını yok etmek için o hastayı öldüremezsiniz. Hastanın direncini artırıcı çarelere başvurursunuz, diğer taraftan da hastalığın sebeplerini ortadan kaldırmağa çalışırsınız.

A) Terörist diye adlandırdığınız gençlerin isteklerini ortadan kaldırırsanız ,

B) Birde gençleri spor ve müzikle meşgul ederseniz, silaha lüzum kalmaz.

C) Federatif bir yapı gençlerin isteklerini kolayca karşılar onlara eğitim, spor ve iş imkânları temin etmekle devlete GÜVENİ sağlarsınız.

D) Anaları ile Kürtçe konuşulur ve onlara okuma yazma öğretilirse, devlete güvenleri artar. Hâlbuki aciz siyasiler hastayı (PKK lıları) öldürmekle terörizmi yok edeceklerini sanıyorlar

E) Tarihte isyanları hep silahla bastırmışisen, sosyo-ekonomik, demokratik yöntemler yerine, isyancıyı da silah taşımaya mecbur kılarsın. Benim tavsiyelerimde silah kullanmak tabu. Yalnız eldeki silahı değil,

F) Her iki tarafta öteki tarafın silahı bırakmasını dayatıyor. Hani şu ilkokul ikinci sınıfta okuduğumuz ‘’ İki keçi bir köprüde ‘’ misali. Ağızlardaki söylemleri de barışçı bir dile döndüreceksin. Silah insanların icat ettiği en kötü vasıtadır. Silah insanların ölümüne sebep olur, fakat silah satıcılarını zengin eder. Geçen sene 400 milyarlık dolarlık silah satılmış dünya da. TSK nın son yaptığı silah ve uçak siparişlerinin miktarını söylersem üzülürsünüz. 14 milyar dolar askeri uçak siparişi verilmiş. PKK nın masum Mehmetçikleri katliamlarına meşruiyet kazandıracak hiçbir gerekçe yok. İster Türk, isterse Kürt gençlerinin, kifayetsiz siyasilerin kefaletini, vebalini ödemeleri büyük bir GÜNAH’tır.

G) Erdoğan’ın diplomatik zaafı o ki karşıtlarına karşı kendi kendini şartlandırıyor. Mesela Ermeni mevzuunda Karabağ’ı, Kıbrıs mevzuunda iki devlet şartını, Kürt mevzuunda evvela PKK silahı bıraksın. İsrail’e, evvela özür dile diyerek çözüm imkanlarını bu şartlandırmadan dolayı kendi siyasi hareket alanını daraltıyor.

2. ‘Dağa çıkmaları önlemekte başarılı olamadık ‘diyor genelkurmay başkanı. Bir Filistinli şair şöyle diyordu. ‘’ Ben çocukken babamın, kardeşlerimin İsrailli askerlerce öldürüldüklerini pencereden seyrederdim ve o günden beri İsrail askerinden nefret ederim. ‘’ Kürdistan’da da askerlerin katlettikleri her Kürt’ün kardeşi, kuzeni vardır ve onlar dağa çıkmağa motive oluyorlar. Dağa çıkmayı asker kışkırtıyor, sonradan da hayret ediyor. 50 bin gencin hususi bir eğitimden sonra Kürdistan’a gönderileceği söyleniyor. Bu yeni bir asimilasyon programı mı.? Birde yeni silahlı özel timlerin oraya gönderileceği söyleniyor. Yani 90 lı yılları geri getirmek mi?. Kandile gönderilen F 16 lar 100 ün üstünde SORTİ yapmışlar. Bu Sortilerin maliyeti nedir?. Varılan netice ne olmuştur?. Bu harcamaların yerine gençlere spor tesisleri yapılsa idi, gençleri spora teşvik etmekle çok daha netice alınırdı.. Almanya da ilkokullar da bile yüzme havuzu vardır. Sortiler yerine spor merkezleri yapılsın. Kürt türkü sanatkârlarına Kürtçe konserler verdirilsin. Spor ve Müzik gençlerin en yoğun alakasını çeken konulardır.

Bir hükumet bütçe açığını vergilerle karşılayamıyorsa en kolayı tütüne ve alkole zam yapmasıdır.. PKK ya karşıda yapılan en kolayı, en masraflısı sortileri, silahları artırmak oluyor. Bir de asimilasyonu kuvvetlendirmek.

Güya Kürt halkı PKK’ nın arkasında değilmiş. Acaba 40 bin katledilen PKK lının annesi kimin yanındadır. Köyleri yakılan. Göçe zorlanan bir halk MHP’ nin, CHP’ nin yanında mıdır? ? AK partisi oralarda % 50 oy almamıştır. Adayları Kürt kökenli olduğu için birinci parti olmuştur. Kimse çarpıtmasın, AK partisi kendisine pay çıkarmasın. Türklerden aday gösterse idi , tek oy alabilir mi idi? Kendi kendilerini kandırmasınlar.

3. , KÜRT HALKI BÖLÜNMEK istemiyor. Sebepleri:

a) 10 milyon Kürt göçe zorlandığı için batıda yerleşmiş durumda. İş yeri kurmuş, çocuklarını orada okutmağa başlamış. Yeni kurduğu düzeni bozmak istemez
b) 3,5 milyon Kürt Türk’le evli. Boşansınlar mı?
c) % 50 si Kürtlerin Kürtçe bilmiyor. Türklerden ayrılmak ister mi?

4. Demokratik ÖZERKLİK Ak partinin kaç sene evvel parlamentoya getirdiği YEREL idarelerin güçlendirilmesi projesidir. BDP’lilerin Türkçesi zayıf olduğu için doğru dürüst ifade edemiyorlar. Ayni problem VERGİ mevzuun da mevcut.. Almanya ve diğer federatif devletlerde fakir eyaletlere zengin eyaletler den toplanan vergilerden aktarma yapılır. Ayni mevzu emniyet teşkilatında. Eyaletin emniyetini polis teşkilatı temin eder. Ordu ise devletin bekasını temin etmekle görevlidir.. Eyaletlerin ordusu olmaz. Kürtçe eğitim problemini de eyalet üstlenir. Türkçe, Kürtçe, İngilizce öğretilmeli. Filipinli bir ahbabımın anlattığına göre orada resmi dil İngilizce olduğu için Filipinliler dünyanın her tarafında daha kolay iş bulabiliyorlarmış.

Eyaletlerde yerel idareler güçlendirilirse SORUMLULUKLARI da artmış olur. İsviçre’ nin ve Almanya ‘nın zenginleşmesini de , demokratik ve teknolojik gelişmesinide federatif yapılarına borçludurlar. Ben her iki memlekette de 50 seneden beri yaşadığım için bu sistemin faydalarını daha yakından takdir etmek imkanım oldu. Federasyon’un ne olduğunu bilmeyenler, masa başında ahkâm kesiyorlar.

Federasyon bölünmenin ön safhasıdır deniyor. NİYET okumalarının yanlış olmadığını da kabullenmeliyim. İngilizler Lozan’da Kürtleri iktisadi sebeplerle dörde bölünmeğe mecbur kıldılar. Hele hele MUSUL mevzuunda TBMM de çok münakaşalar oldu. Fakat Türkiye nin İngilizlerle Irak’ta savaşacak gücü olmadığını müdrik olan Atatürk Lozan konferansını zafer olarak deklare etti. İngilizlerin yaptığı Kürtler nazarında ahlaksızca bir politika idi. Kürtlerde elbette asıllarına yani Osmanlıda ki durumlarına dönmek yani dörde bölük ilelebet yaşamağa son vermek isterler. Şayet dört devlette de özerklik gerçekleşirse, Irak’ta olduğu gibi, o zaman da üniter bir devlet kurabilirler. MHP’ liler soruyorlar. Kürtlerin maksadı Türkiye’yi bölmek ve birleşik bir Kürdistan kurmaktır. Peki bu istek ahlaksız mı? Dünya da milleti olup ta devleti olmayan tek millet Kürtler değil mi? Bu durum insan haklarına aykırı mı? Kıbrıs’ta, Kos0va da self determinasyon isteyen siz değil misiniz? İlerde Kürdistan Türkiye ile birlikte AB ye iltihak ederse o zaman MİSAKİ MİLLİ gerçekleşmez mi?

Köln, 24.08.11.



Hiç yorum yok: