18 Temmuz 2010 Pazar

Beşikçi: Namus balyozu!

Demir Bilgin
Demir.bilgin@yahoo.dk

Aydınların onuru, namus balyozu, sosyolog İsmail Beşikçi, bir dergide, “Çağımızda Hukuk ve Toplum” dergisinde yazdığı “ Ulusların kendi geleceğini tayin hakkı ve Kürtler” başlıklı bir makalesi nedeniyle hakkında dava açılmış bulunuyor. İstanbul Cumhuriyet Savcısı bay Hakan Karaali, Beşikçi’yi, yazısında; “PKK propagandası yapmakla” suçluyor. Hakan Karaali savcı ama okumuyan ve araştırmayan bir savcı oluyor. Cahil, ebu cahil oluyor. Tiksinti veriyor!

Açtığı davadan da belli; Savcı Hakan Karaali, tam bir ebu cahil tipidir. Ebu cahil Hakan Karaali, aydınların onuru ve namus balyozu sosyolog İsmail Beşikçi’yi hiç tanımıyor. Nereden tanıyacak ki!

İsmail Beşikçi, ‘Kürt Ulusal Sorunu’ nu en zor dönem ve koşullarda yazı ve kitaplarıyla bizlere ulaştırdığı zamanlarda, kimbilir bu ebu cahil Karaali, İstanbul’un ya da başka bir kentin hangi kahvesinde tavla oynuyordu!..

Ama okumamak ve araştırmamak “mazaret” değildir. Kabûl etmeyeceğiz!

Hatırlatmak bizden: İsmail Beşikçi, yıllar öncesinde aydın olmanın onuru ile, namus balyozu ile, Karaali gibi kafaları sömüge olan savcı ve her türden aydınların kafalarına vurarak, Kürt Yol haritasını bizlere çizmiş ve sunmuştur. Bunun bedeli 17 yıl cezaevinde tutulmak olmuştur. Anlaşılan ebu cahil Karaali bunu da bilmiyor!

Hakan Karaali, bir savcı. Ama okumayan ve bilmeyen bir savcıdır. Bu ebu cahil savcıya şunu da hatırlatmak gerekir: Bugün nüfusları 35 milyonu aşan bir toplumu, yani Kürtleri savunmak, onların ayrılma ve ayrı devlet kurma haklarını savunmak, savcı ya da aydın olmak bir yana, sıradan insan olmanın kıstasları arasına giriyor. Ama, anlaşılan ebu cahil Hakan Karaali, sıradan insan olmanın evrimini dahi tekmil etmeyen bir tip, bir savcı oluyor. Tiksinti veriyor!

Okumamak, araştırmamak ya da dünyaya geç gelmek, mazaret olamaz. Bunu da tekrar belirteyim.

Hakan Karaali, unutmasın; İsmail Beşikçi, hem Orta-doğu’da, hem de tüm dünyada, duruşu, çizgisi, Kürt realitesi gerçeği ve felsefesi ile tanınan, bilinen ve sevilen bir sosyologdur. Böylesi bir sosyologu tekrar ”dünya dönüyor mu, dönmüyor mu?” gibi eskimiş dönem sorularına çekmek ve sorgulamak kolay olmayacaktır.

Başta bizler olmak üzere, tüm insan hakları savunucuları, namus balyozu sosyolog İsmail Beşikçi’ yi hem dava açılmasına vesilen olan son yazısı, hem de bugüne kadar yazdığı tüm makale ve kitaplarını savunuyor ve onunla birlikteyiz, diyoruz.

28 Temmuz 2010’da ilk duruşması yapılacak olan sosyolog İsmail Beşikçi ile birlikteyiz.

Namus balyozu İsmail Beşikçi’ye selam, yola devam!

Hiç yorum yok: