12 Ocak 2009 Pazartesi

MEDENİYETLER ÇATIŞMASI MI?






Yener ORKUNOĞLU / y.orkunoglu@fbi.h-da.de

Bugün ‚’İnsanın Bozulması ve Uygarlık’ yazısının devamı olacak ’Doğal insan ve Uygar insan’ konusunu ele alacaktım. Ama ’Yahudi-Arap çatışması’ başlığı altında iletiler alınca, aktüel konuda yazmaya karar verdim.

’Yahudi-Arap çatışması’ sorunlu bir başlıktır. Gazze’de yaşanılanları ’Yahudi-Arap çatışması’ penceresinden bakmak, gerçekliğe tek-boyutlu yaklaşmak ve ABD ideologlarının tuzağına düşmek demektir.

’Medeniyetler Çatışması’, yıllar önce ABD-pentagon patenli bir görüş olarak dünyaya sürüldü. 1993 yılında ’Medeniyeler Çatışması mı’ başlıklı bir yazı ’Foreign Affairs’ adlı dergide çıktı.


Makalenin yazarı kısa zaman önce yaşama veda eden ABD’li politolog Samuel Phillips Huntington. Zbigniew Brzezinski’nin sağ kolu. Brzezinski, ki o ABD’nin dünya egemeni olmasını savunan, ABD’nin dünya egemeni olması için strateji hazırlayan kişi.

Huntington’un makalesi büyük etki yarattı ve yoğun tartışmalara yol açtı. Huntington, makaledeki görüşlerini 1996 yılında detaylı olarak sergileyen hacimli kitapta yayınladı. Çağımızın burjuva ideologlarının bir çoğu gibi, Huntington da özgürlük, demokrasi vb. konularla değil, ulusal ve uluslararası güvenlik konularıyla ilgilenen bir politolog. Bir başka deyişle, onun önceliği özgürlük ve demokrasi değil, düzen ve güvenlik sorunlarıdır. Huntington’u ilgilendiren iki esaslı konu vardı: Birincisi, Soğuk Savaştan sonrası dönemde değişen koşullar; İkincisi, ’globalleşen dünyada değişmiş olan güvenlik koşullarında, Amerika’nın ulusal çıkarlarının nasıl savunulabileceği’.

Medeniyetler Çatışması, kitabının temel tezlerinin ne olduğunu açıklamadan önce, Medeniyetler Çatışması ideolojisini doğuran atmosfere kısaca göz atmak gerekir. Medeniyetler Çatışması, bir ideoloji olarak rastgele doğmadı. Daha önceki soğuk savaş ideolojisi krize girdi. Bilindiği gibi Soğuk Savaş ideolojisi esas olarak . Sovyetler Birliği’ne düşmanlık temelinde oluşturulmuştur. Bir başka deyişle, Soğuk Savaş ideolojisi ’Kızıl Tehlike’ ve ’Komünizm Tehlikesi’ üzerine kurulmuş bir ideoloji idi. Ne var ki, Sovyetler Birliği’nin çökmesi sonucu, ABD-patentli Soğuk Savaş ideolojisi krize girdi. Çünkü Soğuk Savaş ideolojisinin hedefi olan Sovyetler Birliği dağılmış, dolayısıyla ’Kızıl Tehlike’ sona ermişti.. Sosyalizmin kaybettiği, kapitalizmin zafer kazandığı ilan edilmişti.

Kapitalizmin zafer sarhoşluğu içinde yeni ideoloji arayışları başlar. İlk ideoloji, Fukuyama’dan gelir. Fukuyama, ’ideolojilerin savaşının’ sona erdiğini, dolayısıyla ’Tarihin sona’ erdiğini iddia etti. Fukuyama’ya göre komünizm tehlikesi ortadan kalkmıştı. Bu nedenle soğuk savaş döneminin paradigmaları da çökmüştü. Soğuk Savaş ideolojisinden ve iki blok düşüncesinden artık kurtulmak gerekirdi. Artık bloklar arasındaki mücadele yerini, insanlığın ekonomik ve teknik sorunlarının çözümüne bırakabilirdi. Fukuyama, barışçıl bir çağın başlayacağını umut ediyor, ’harmonik bir dünya’ hayal ediyordu.

Barışçıl dünya görüşü, pentagona ilginç gelmemişti. Öte yandan, dünyanın hiç de barışçıl ve harmonik olmadığı kısa zaman sonra ortaya çıkar. Barışçıl dünya hayali gerçekliğin sert kayalarında parçalanır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde hala yürüyen savaşlar vardı.


Huntington, ’Medeniyetler Çatışması’ adlı kitabında , Fukuyama’nın görüşlerinin zıttını oluşturan bir tez ileri sürer. Ona göre Soğuk Savaş döneminin ideolojisi krize girmişti, ama yeni dönemin ideolojisi henüz şekillenmemişti. Soğuk Savaş ideolojisine dayanarak 21. yüzyıldaki dünyayı ve politik gelişmeleri yönetmek mümkün olamazdı. Dolayısıyla yeni bir ideolojiye gerek vardı. ’Kızıl tehlike’ye eş değerde olan yeni tehlike ve düşmana ihtiyaç vardı. Çok geçmeden bu tehlike belirlenir: ’Yeşil Tehlike’. Tehlikenin kılıfı da bulunur: ’Medeniyetler çatışması’.

’Medeniyetler Çatışması’ kitabının tezleri şuna dayanmaktadır. 21. yüzyıldaki ülkeler ve devletler arası mücadeleler, 19. ve 20. yüzyıldaki mücadelelerden farklı olacaktır. 19. yüzyıl, ulusal devletlerin karşı karşıya geldiği dönemdi. 20 yüzyıl ise ideolojilerin birbiriyle savaşım içinde olduğu dönemdir. 21 yüzyılda ise medeniyetler çatışması gündemi işgal edecektir.

’Medeniyetler Çatışması’ tezi, gerçek çıkar çatışmalarını gizleyen bir tezdir. Bu tezin yanlışlıklarını ve bu teze yönelik eleştirileri başka bir yazıda ele alalım.

Hiç yorum yok: