7 Eylül 2009 Pazartesi

Affenkomödie yahut Affentheater




”MHP nin başına geçmek isteyen ırkçı bir şahıs ve Prof.Mümtaz Sosyal Kürtlerin Iraktaki Kürdistana tehcir edilmelerini tavsiye ediyorlar. Kıbrısın ve Azerilerin Türkiyeye bağlanmalarını. 3 bin senedenberi Kürdistanın yerli halkına vatanını terk et diyorlar. Hiçbir savcı onlar hakkında bölücülük suçundan soruşturma başlatmıyor, tutuklamıyor. Bu şahıslar Kürt olsalardı o bölücü fikirlere karşı nasıl davranırlardı? Düşünelim ki Bahçeli kendini biran için bir Kürdün yerine koyup düşünse böyle haince laflar eder miydi?..”

Dr. İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

Çocukken Guliverin seyahatları adlı kitabın özetini okumuştuk. Zamanının parlamentolarını kıyağa alıyordu. Bizim genelkurmayın siyasilere karşı davranışlarına bakıyorumda Guliver’in seyehatları tarzında yazmağa hevesleniyorum.

Kendini büyük devlet ilan eden bir memlektte, daha yeni demokrasiye kavuşmuş bir Afrika devletinde değil, Genelkurmay başkanı orgeneral TBMM sinde Kürt mebusları var diye meclisi protesto için meclis toplantılarına katılmıyor. 30.ağustos zafer bayramına halkın oyları ile seçilmiş , anayasaya uygun bir partinin mebuslarını davet etmiyor. Onlar kalkıpta Ordumuza küsemezler. Orduyu protesto edemezler. Onların halini az çok anlıyorum da Cumhurbaşkanının, Başbakanın eşlerini Türbanlarından ötürü davet etmemelerini anlamakta güçlük çekiyorum. Orgeneralin hususi bir daveti değil. Öyle 6 bin kişiyi bir orgeneralin bütçesi müsaade etmez özel davet etmeye. Halkın ödediği vergilerden toplanan paralarla şahsi arzusuna dayanarak davetlileri seçmesi doğrumudur?.Türbanlı eşleri ve Kürt asıllı milletvekillerini davet etmemesi, AK parti ve DTP ye oy verenler tarafından, 30 -40 milyon Türkiye vatandaşı tarafından bölücü bir davranış olarak algılanmaz mı? Cumhurbaşkanının ve Başbakanın bu durumu içlerine sindirmeleri de vatandaşı üzmez mi?

30 Ağustos kutlamasında ordunun bir gövde gösterisinde bulunmasının bir manası vardır. Bu gibi gösteriler Kuzey Kore de, diktatörlükle idare edilen memleketlerde müşahede edilir.Almanya da, USA da, İngiltere de böyle tankların, denizaltıların, hava kuvvetlerinin gövde gösterisi herhalde Rusyaya, komşu devletlere, Yunanistana karşı yapılmadı. Demokratik açılım süreci devam ederken Kürtlere göz dağı vermek için yapılmış olabilir. Güçlü Ordu’nun Güçlü devleti sağlayabileceği gibi birde slogan atıldı. 5 000 PKK’lıya güçlü ordu ile gözdağı vermenin şu günlerde demokratik açılım sürecinde bir faydası olduğu kanaatınde değilim. Ordunun bu davranışlarını bir Alman dostuma anlatınca bana makalemin başlığında yazdığım gibi ‚ Almanca’Affentheater’’(Maymunlar tiyatrosu) sözcüğünü kullandı.Bütün bu olanlar Türkiye’nin demokratik görünüşüne gölge düşürüyor. Gönül österdiki ordu yöneticileri bu antidemokratik uygulamalara heves etmez, daha ciddi uygulamaları gündeme getirirdi. Bu memlekette Kürtlerinde, Türbanlı kadınlarında ordusu olduğunu vurgulardı. Hele hele MHP nin dağa çıkıp, vatanı yeniden kurtarabiliriz deyimini şiddetle protesto etmeleri gerekirdi. Kürtlerde, Türbanlılarda bu vatanın sahibidir. MHP nin bu söylemleri çok çirkin ve orduyada hakaret sayılır. Doğuda parti temsilciliği dahi açamazken dağa çıkacakları söylemi kabadayılığın en yersiz göstergesidir. Güya bölücülüğü kınarken Türk halkını bölücülüğe sürüklediklerinin farkında değiller. Partilerine oy kazandıracaklarını sanmalarıda naif bir düşüncedir

MHP nin başına geçmek isteyen ırkçı bir şahıs ve Prof.Mümtaz Sosyal Kürtlerin Iraktaki Kürdistana tehcir edilmelerini tavsiye ediyorlar. Kıbrısın ve Azerilerin Türkiyeye bağlanmalarını. 3 bin senedenberi Kürdistanın yerli halkına vatanını terk et diyorlar. Hiçbir savcı onlar hakkında bölücülük suçundan soruşturma başlatmıyor, tutuklamıyor. Bu şahıslar Kürt olsalardı o bölücü fikirlere karşı nasıl davranırlardı? Düşünelim ki Bahçeli kendini biran için bir Kürdün yerine koyup düşünse böyle haince laflar edermi idi?Türkiye de şovenistler vatanın bölüneceğinden korkuyorlar. Onlar için kıymetli olan toprak bütünlüğü, ve sadece damarlarında asil kann taşıyan Türkler. Kürt Milletinin zamanında Ingilizler tarafından dörde bölündüğü, millet olarak bütünlükleri ehemmiyet arzetmez. Çünkü onlar ikinci sınıf insanlar Türklüklerini kabul etmedikleri müddetçe. Demekki birileri ‚’Toprak bütünlüğünü’’ savunurken, Kürtler ise ‚’Millet bütünlüğünü ‚’ savunmaları gerekirken takkiye yapıp ‚’ Tek bayrağa, tek vatana ‚’ itirazları yok. Beşik’çi en azından ferasyondan bahsediyor. Her iki bölünme korkularına karşı en iyi alternatif Almanyadaki ferderatif sistem. Almanya da Baveryalılar ayni ırktan gelmelerine, Almanca konuşmalarına rağmen statüleri icabı ‚’Serbest Baverya Devleti’dir. Kendi bayrakları var, kendi devletinin hükumeti var. Kendi partisi ( CSU ) var. Alman federatif devletinde bir eyaleti.

Almanlar 60 milyon insanın (Çoğu Yahudi ) ölümüne sebep olduktan sonra Demokrasiye geçişlerinde Atatürk’ün ‚’ Asrın önüne geçme’’, Yurt’ta sulh, Cihan’da sulh deyimini yakaldılar, İki meclisli, bizimkine kıyasla daha demokratik bir seçim sistemleri var. Bir ayıpları burada yaşayan Türklerden Almanca konuşmayı bilmeleri mecburiyetini getirmeleri. Gerçi yapılan dil sınavında % 98 başarı sağlanmış. Türkiye de ise Türkçe bilmeyen, yahut az bilen milyonlarca Kürt var.

30 bin PKK lı şehidin annesi değil, aslında şehit mehmetciklerin anneleri af isteminde bulunmalı ve bundan böyle silahların susmasını, kanın akmasının durdurulmasını istemeleri gerekirdi. Ordunun PKK lıları yok edebileceklerine inanmamaları gerekir. 25 senelik tecrübe kafi.

Türk siyasileri Kıbrıs’ta, Irak’ta ,Türkiye de Uniter devlet yapısının bozulmamasını isterken , Kürtler dört devlete bölük yaşayan Kürtlerin Üniter bir yapı içine girmelerini şimdilik istemiyorlar.

Birde Yogoslavyalaşma, Kafkasyalaşma korkusu körükleniyor. Bunu söyleyenler Yogoslavyadaki milletlerin , mesela Kosovanın özgürleşmesini, Kafkasya da Özbeklerin, Azerilerin v.s. özgürleşmelerini istamiyorlarmı? Anket neticelerine göre batıda yaşayan Türklerin % 78 i Kürtlerin bölücülük istediklerine inanıyorlarmış. Son yerel seçimlerde Kürtlerin yoğun yaşadıkları bölgelerde külliyen DTP oy verdiklerini görünce bu eğilimin Kimlik bilinçlenmesi sonucu olduğu anlamış olmaları beklenirdi. Dünyanın başka yerlerinde bölünmek isteyenler zengin bölgelerin halkları. Bizde ise Kürtler aksine fakir bölgede yaşıyanlar.

PKK silahları bıraksın diyorlar. 30 bin gencini kaybetmiş, hemen hemen hiç bir istekleri kabul görmemişken , teslim olmağa, hapse girmeğe, kendilerini Türk adaletine terketmeleri istemi bana çocukca geliyor. Bunca sene dağlarda her türlü meşakkate katlanıp, evinden , anasında, çocuklarından uzak yaşamış, bu kadar evladını kaybettikten sonra kuzu kuzu gelip kendilerini adalete teslim edebilirler mi? Bir çocuğun elinden bile kolay kolay oyuncak silahını alamıyoruz. Onları hala cani, hala beyinleri yıkanmış cahiller zannetmekten vaz geçilmesi lazım. 30-40 bin PKK lı Kürt gencinin inançları gereği ölüme atıldıkları bilinmelidir. Onlar kendilerini özgürlük fedaisi addediyorlar. Yanlız bizde değil dünyanın her tarafında terrörist diye adlandırdığınız gençler kendilerini , belkide tarih önünde gerilla, özgürlük savaşcısı, Che Guevera kabul ediyorlar.

Afganistandaki Talibanın gençleride, Irakta USA nın askerlerine direnen arap gençliğide, PKK lı gençlerde ayni motivasyonla canlarını ölüme atmaktan çekinmiyorlar. Birilerinin durumu daha iyi tahlil etmesi için Freuden sofasına yatması gerekiyor. Bu hareketin bir toplum hareketi olduğunu idrak etmek gerekmezmi? Bunlar münferit olaylar değil.Yazık oluyor mayınlarda can veren gençlere. Avazım çıktığı kadar YETER demek geliyor. Savaşanların realiteyi kavrama kifayetsizliği içinde olduklarını görmemek mümkün değil. En üstteki yöneticelerin dahi bu durumun vehametini düşüneceklerine Fener-Galatasaray maçına kafa yorduklarını görüyorum, onların entellektüel insan olabilecekleri şüphesine düşüyorum.

Bahçeli denen zat evlenme iktidarına sahip olamadığı ve evlat sahibi olup, evlat acısının ne olduğunu idrak edememiş olması, dolayısıyle bu kifayetsizliğini kompanse etmek için ülkücüleri dağa çıkarıp ,memleketi yeniden işgal etmek istediğini deklare etmiş ve buna hükumet temsilcileri ,hatta özgürlüğü, demokrasiyi savunan liberaller anlayış gösterilmesini , onlarında açılıma kazanılmasını tavsiye etmişlerdir. Ülkücü gençlerin solcu gençleri nasıl boğduklarını, kuşunladıklarını unutmuş. Bu kabadayı adama ‚’Sen bırak ülkücüleri , kendin gidiver, çık Kürdistan dağlarına, şaşı bakan gözlerinle anyayı, konyayı gör bakalım.’’ Öyle çöplüğünde ötüp durma.

Anket araştırmaları benimde gözlemdiğim gibi, bilhassa gençlerin ve kadınların Kürtlük kimliklerine bilinçlendikleri neticesine varmış. İstikbalde gençlerdedir. İstanbulda kaç sene önce Modern sanat müzesinin dışındaki nargileli kahvede otururken bana hizmet eden gence nereli olduğunu sordum. ‚’Kürdistandan’’ dedi. Kürdistanın Ağrı şehrindenim dedi. Antalya da sahilde plajda çalışan gence sordum. Nerelisin? Kürdistanlıyım. Mardinliyim dedi. Batmana yaptığım ziyarette gördüm ki 14 mart Tipp bayramı balosunda dans eden hekimler eşleri ile kürtçe türkülerle halay çektiler. Artık durum etnik bir problemden çıkıp Kürt milleti birlikteliği problemine dönüşmüş. Siyasilerden, köşe yazarlarından ricam size samimi olamıyacak, korkan üst tabaka ile değil, alt tabaka ile, gençlerle görüşün. Fikirlerinizin ne kadar afaki olduğunu göreceksiniz.

Bu açılım alanında Erdoğan’ın ‚Tek millet, tek vatan, tek dil’’ dayatması, CHP’nin Kürt kimliğini ikinci kata indirmesi, Kürtçe eğitimini ‚’Kırmızı çizgi’’ ilan etmesi ile evvelce ilan ettiği Kürt sorununa çözümler tasarsına ters düşmesiyle, hatta Erdoğan’ın görüşme talebine kapıları kapatması ile, MHP nin kaale alınamıyacak Kürtlere karşı haince davranışları ile, açılım çabalarının aldatmacı, ufak tefek eylemler ile Kürtlerde hayal kırıklığı yarattığı, hatta Kürt milletinin kendi uniter yapılanmasını düşünecekleri çağrılarını zorlamıştır. Eski bir AK parti bakanı PKK’yı şerefsizlikle vasıflandırıcı hakareti kendi tenzili rütbeye tabi tutulmasının FRUST’unun (Öfkesinin) kompensasyon ifadesi olduğu aşikar. İnsanın bu gibi hezeyanları yapanlara, MHP nin dağa çıkıp, memleketi yeniden istila ederiz demelerine ‚ Kürtlerin’HODRİ MEYDAN’ ,Dadaloğlunun dediği gibi Ferman padişahın ,dağlar bizimdir!!!’ diyeceklerini duyar gibiyim.

Başlangıçta söylediğim gibi NAİF yorumlar yapacaklarına aklı başında olanlar bu sorunun başlangıç noktası İngilizlerin yaptığı yanlıştan başlayıp, sorunun ENTERNASYONAL olduğunu düşünmelerini tavsiye ederim. Sorunu Güneydoğuya hapsetmeninde, palyatif bir metot olduğuna inanıyorum. İlmi seviyede, sosyolojik, tarihsel gerçeklerden kaynaklanan fikirlerin bulunmayışı beyinlerdeki kifayetsizlikten gelmektedir. Aslında aklın yolu birdir demek mecburiyetindeyim. Bu benim daha akıllı olduğumdan değil, yahut akıllı fikirler serdetmemin sebebi gerçeklerin eklatan bir durum arzetmesindendir.

Lozan’da kayabedilenlerin Sevr kararlarıyle % 80 örtüştüğü gerçeğini söyleyemeyenlerin kendi kendilerini aldattıkları, kendi kendini tatmin yöntemi uyguladıklarını görünce, normal seks yapamıyanların bu kendi kendini tatmin yöntemine başvurdukları, yani modern seks deviasyonu olarak algılanabilir.

Açılım teşebbüsü okadar çok çıkmaz sokaklara sürüklendiki, der demez ‚’ARAP SAÇI’ına çeviriyorsunuz demekten insan kendini alamıyor.

Köln.

Hiç yorum yok: