15 Ağustos 2010 Pazar

Türkleşen KÜRTLERİN Traji - komik Halleri


Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com



Türkiye de assimile olan Kürtler öylesine trajikomik hallere düşüyorlar ki gülmekten çok insanın ağlayacağı geliyor. Buna en aktüel misalide CHP nin yeni genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU’dur.

Kılıçdaroğlu’nun en doğru tahlilini dün ki TV söyleşisinde eski başkanları Deniz BAYKAL yaptı. ‘’Birilerinin hoşuna gitsin diye senin CHP nin eski politikalarına lüzumsuz yorumlar yapma. Şimdi yaşanan aktuel politikalar hakkında fikrini söyle, çalışma yap.’’ Demirel’in dediği gibi ‘’Dün dündür ,bugün bugündür.’’ Aslında Kılıçdaroğlu’nun CHP nin dünkü yanlış politikaları hakkında söyledikleri çok doğru. Fakat Kılıçdaroğlu kendi söylemleri ilede tenakuz içinde. Hele AK partinin her dediğine kategorik olarak karşı çıkması onu iyiden iyiye gülünç duruma sokuyor.

Kılıçdaroğlu KÜRT ve ALEVİ olduğu halde, TÜRK olduğunu söylüyor Türklerin hoşuna gitsin diye. Aslını mümkün olduğu kadar inkar etmek yüzsüzlüğünü gösteriyor. Türkler Kürtlerin varlığını son zamanlara kadar inkar ediyorlardı. Kendiside inkar yoluna saparsa trajikomik duruma düşmez mi?. Sen istediğin kadar aslını inkar et. Dersimliler ise ailenin Kürt ve Alevi olduğunu söylüyor. Tamda Kürtler millet olarak kimliklerini bilinçlenmeğe başlamışken, assimile olanların sahte tavırları tercih etmeleri üzücü oluyor.

İnönü’süde, Gürsel’ide, Ecevit’ide, Özal’ıda o zamanki siyasi konjunktür icabı inkarcı olmaları bir dereceye kadar affedilebilir. Ama bugün kü demokratik düzeyimiz Türkleşmiş Küretlerin asıllarını inkar etmeleri hiç bir mahzuriyeti kabul ettiremez. Mesela MHP li Bölükbaşı yayınladığı biografisinde Türk asıllı olduğunu iddia etmekte. Halbuki Kırşehirliler onların ailece Kürt asıllı olduklarını söylüyorlar. Şahsen, babası Osman Bölükbaşı bana Anadolu klübünde Kürt asıllı olduklarını ve Haci Bedir Ağa’nın Kırşehirden geçerken babasının konağında konakladığını söylemişti. Eski CHP li Hikmet Çetin’in Lice’de gittiği ilk okulda ilk defa Türkçe öğrendiğini Necmettin C evheri bana anlatmıştı. Keza Kamuran İnan’ın televizyon söyleşilerini dinlerken büyük üzüntü duyuyorum. Bir MHP liden daha radikal, şovenist bir dış politika kritiği yapıyor. İhsan Sabri Çağlayangil’e Kamuran İnan hakkında ki fikrini sorduğumda şöyle dedi:.’’ Maazallah o dış işleri bakanı olsa hariciyenin yarısı istifa eder’. Bunları deşifre ederken maksadım ayrımcılık yapmak değil. Fakat asıllarını inkar edenlerin haramzade olduklarını vurgulamak içindir. Almanya da bulunan Türkiye vatandaşlarının bir geto içinde yaşadıkları, seneler geçmesine rağmen uyum sağlayamadıkları Alman politikacıları, sosyologları tarafından iddia edilir. Tıpkı Kürtlerin Kürdistanda topluca yaşama arzusu göstermeleri, defalarca uygulanan assimilasyon politikalarına boyun eğmemeleri. ‘’ Milletlerin savunma refleksi olmasındandır. Bu sosyolojik bir gerçektir. Bir takım yasaklara rağmen Kürtlerin dillerini muhafaza etmeleri ve anadilde eğitim istekleri bu sosyo-psikolojik gerçekten kaynaklanmaktadir. ANADİL kelimesinin Kürtçede karşılığıda çok anlamlı. ZIMANE ZIGMAKİ, yani ANAKARNINDAKİ DİL. USA da yapılan bir araştırma göstermiştir ki nsan daha embryonal , yani intra uterin devrede annesinin dilini algılamaktadır. Bir karadenizlinin şivesine itaati, bir Baveryalının anası gibi kelimeleri vurgulaması bu hakikatı isbat etmektedir. Beyoğlunda Musevilerin Türkçeside buna misaldir.

Bu inkarcı olma , aslen Kürt olan Ziya Gökalp le başlar. İlk önceleri Kürtler hakkında sosyolojik araştırmalar, yayınlar yaparken ittihat terakkinin etkisi ile Türkçülük hakkında çalışmalar yayınlamıştır.

Kılıçdaroğlu kalkmış TSK nın teamüllerine uyulmasından bahsediyor.Tamda teamüllerin demokratikleşmesine çalışılırken. Kasket giyipte Eceviti taklit etmesi onu dahada gülünç duruma sokuyor. Daha gülüncüde Erdoğan’ın irticalen konuşamadığını iddia etmesi. Kendi konuşmalarının her türlü belagatten mahrum, edebiyatta ki HITABET sınıfına sokulamayacağının farkında değil.

Atatürk’ün koltuğuna oturduğundan bahsdiyor. Biz Baykal’ı o koltuğa yakıştıramazken sen haddine mi düştü kendini o seviyede göstermeğe. Atatürk’ten bugüne CHP nin başkanlık koltuğuna oturanları göz önüne getirdiğimiz zaman sırası ile İnönü, arkasından Ecevit, onu müteakıben Baykal ve nihayet Kılıçdaroğlu’nu görürüz. O koltuğun suk’utu üzüntü verici.. Nerdeyse tepetakla bir düşüş. Bir Atatürk’ü düşünün, birde Kılıçdaroğlu’nu. Erdoğan’ın dediği gibi ‘’Nereden, nereye? ‘’. Gülünç gelmiyor mu size de?.

Sen kalk Öymen’in Dersim hakkında söylediklerini mecliste alkışla, bir hafta sonra Dersim’e gidince Öymen’e gereğini yap de. Ankara’ya gelince politbüronun zılgıtını yiyince tükürüğünü yala. Batman’a gidince PKK ya afdan bahset, Baykal’dan paparayı yiyince ağız değiştir. CHP başkanlığı için Baykal’ın evinde ona sadakatından dem vur, aday olmayacağını söyle ,iki gün sonra adayım diye ortaya çık. Bu ne Bukalemunluk, bu ne tornistanlık. Türban mevzuunda Anayasa mahkemesine git, şimdide kalkıp Türban problemini ben çözeceğim de. Yoksulluğuda, işsizliğide elindeki sihirli değnekle berteraf edebileceğinden dem vuruyor. Batıdaki liderlerin hiç biri böylesi yalan vaatleri yerine getiremedikleri için koltuklarını bırakmak zorunda kalmışlardır. Çünkü kapitalizmin getirdiği, globalleşmenin getirdiği bu sorunlarla senin muhasebe memurluğundan edindiğin tecrübenle başa çıkamazsın. Gerçi siyasilerin yalan vaatlerde bulunmaları teamülleridir. Fakat milletin sağ duyusu o yalancılara derslerini her seçimde vermiştir. Onun için o yalanlarına hiç bel bağlama. Kaysı’nın, Fındığın anayasa referandumu ile ne ilişiği var?. Sen kendini mi, yoksa halkınımı kandırmağa çalışıyorsun? Kürtlüğünü inkar eden bir insanın politik söylemlerinde ki dürüstlüğüne inanabilirmisiniz?

Kılıçdaroğlu’na tavsiyem evvela Kürtlerin ÖZERK olmalarını, Alevilerin haklarının korunması gerektiğini , topraksız köylüye hazine arazilerinin dağıtılmasını, AB ve Kıbrıs müzakerelerinde daha aktif bir dış politika izlemenin lüzumunu, partiler ve seçim kanunlarının değiştirilmesini,TSK yı savunma bakanlığına bağlanmasını, Kuzey Irak’ta Kürdistan devletini n desteklenmesi gerektiğini, asgari ücretliden vergilerin kaldırılmasını, azınlıkların anadillerinde eğitimlerinin mecburiyetini vaat et. O zaman AK partiye alternatif olabilirsin. Millet senden yukarda saydığım somut önerileri bekliyor. Yoksa Recep bey’in havuzlu villasından bahsetmen sana oy kazandırmaz. Öyle küçü kareler içinde zıplama. Büyük düşünmeyi öğren. Kürt olduğundan da, Alevi inancındanda utanma.

Türkleşmiş Kürtlerin traji-komik halleri hakkında yayınlar yapan Kürt aydınlarıınada teşekür etmeği bir borç bilirim.

Hiç yorum yok: