1 Nisan 2012 Pazar

Erdoğan'ın vebali‏!..



Dr.İsmet Turanlı,
dr_ismetturanli@mynet.com

Erdoğan bundan böyle ölecek gençlerin vebalini taşıdığının farkında mı?

Son zamanlarda Kürt sorununa odaklanan köşe yazarları Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı oluncaya kadar Kürt sorununun çözümü için bir hamle yapmayacağı tahminin de bulunuyorlar. Buna sebep olarak ta milliyetçi oyların kaybını önlemek olduğunu söylüyorlar. Son referandum da Ak partililerin yanında MHP’lilerin de desteğini aldığı anket firmalarınca iddia edilmişti. Bu dengeyi kendi başkanlık seçimine kadar korumak isteyeceği tahmin ediliyor. Acaba o zamana kadar kaç Mehmetçik, kaç PKK’lı genç hayatını kaybedecek, bunu düşünen ve başbakanı bu hususta uyaran var mı? Başka bir deyişle, Erdoğan’ın bu olacak kayıpların vebalini taşıdığını cesaret edipte kendisine söyleyebilecek danışmanları var mı? Hiç zannetmiyorum. Böyle tek adam konumuna giren liderlerin etrafında bir hale teşekkül eder ve onların davranışlarındaki motivasyonun temelinde lidere hoş gelecek sözleri dile getirmek vardır. Bu ağır tarihi vebali taşımanın siyasi liderlerin kariyerlerini berhava edebileceğini düşünmek ve hele hele cesaret edipte açıklamak her babayiğidin karı olamaz.

Erdoğan Arap baharı ile meydanlara çıkan insanların çağrılarına kulak verip, oralarda ki liderlere demokrasi dersi verirken Türkiye de Kürtlerin şu veya bu temsilcilerinin müştereken açıkladıkları özerklik ve ana dilde eğitim söylemlerini duymaz oldu. Seçim sonuçlarını dikkate alırsanız görürsünüz ki Kürdistan da seçimi kazananların top yekûn Kürt kökenli olduklarını görürsünüz. O halde oylar AK partiden ziyade Kürtlere verilmiştir. Erdoğan’ın kendi kendisini kandırıp oyların Ak partiye ait olduğu zehabına kapılırsa yahut ta birçok basın mensubunun bu tarzda değerlendirmesine inanırsa ağır bir hataya düşer. Bu kanı ile yola düşüp, nasıl olsa oyların yarısından çoğu bana verildi şımarıklığı ile ‘’ Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin sorunu vardır’’ vecizesini söylemekten çekinmez.

Barzani’nin Şİİ kıskacında olduğunu hesaba katarak ‘’ Barzani’nin Türkiye’ye muhtaç olduğu ‘’ düşüncesi ile PKK’yı yok etmekte Kürdistan federal oluşumunun desteğini alması mümkün olabilir. Barzani’ye bakarak onun Kürdistan da Kürtlere, hatta Türkmenlere ne gibi demokratik hakları tanıdığını fark etse ‘’ Kürt sorunu yoktur’’ vecizesinden uzak durur. Barzani ile müttefikleşirse, orada ki Petrol zenginliğinden nasibini alabileceği politikasına zemin hazırlamış olur.

Suriyeli Kürtlerin Esad’dan özerklik koparması halinde Mezopotamya da dörde bölük yaşayan Kürtlerin Üniter bir yapıya gideceklerini ve USA’nın ve AB’nin bu durumu desteklerinin farkına varır. PKK’lılar arasında % 30 unun Suriyeli olduğu da istihbaratçılarla malumdur. Türkiye’nin eninde sonun da Barzani Kürdistanı ile ittifaka girmesi yahut Federatif bir müşterekliğe gideceği de Türkiye de köşe yazarları tarafından alçak sesle dile getirilmektedir. İran, Suriye ve Irak’taki Şİİ rejimleri Barzani Kürdistan’ını sıkıştırdıkça Türkiye’nin ona hami rol oynaması kaçınılamaz.

Türkiye’nin istikbal de ki yeni yapılanması AB nezdinde de inkâr edilemeyecek bir konum kazandırır. Bütün mesele Erdoğan’ın bundan böyle kullanacağı ferasetine kalmıştır.

Ayni Vebali BDP yöneticilerinin taşıdığını da söylemek gerekir. Onların oldukça dar bir sahada siyaset yapmaları Kürtlerin teveccühünü kazanmakta zorlanacakları aşikârdır. Tarihin geleceğini isabetli tayin edebilirlerse temsilci hüviyetleri de o nispette artacaktır. Bakalım istikbal kimleri haklı çıkaracaktır.

Antalya.

Hiç yorum yok: