14 Mart 2009 Cumartesi

Göbekbağı (Umbilicus)





Dr.İsmet Turanlı / Antalya dr_ismetturanli@mynet.com

Göbekbağı henüz ana rahminde yaşayan çocuğun beslenmesini,yaşamını temin için anne ile organik bağı,bir köprüsüdür.

Doğumu müteakıp bu bağ ebeler tarafından kesilir. Böylece çocuğun beslenme kaynağı anne sütü olur.Çocuk emme refleksi ile annenin meme başından kendisine gerekli sütü temin etmeğe başlar.:Çocuk bir yaşına gelince yürümeğe ve konuşmağa başlar.Parklarda bu küçük çocuklar annelerinden kaçmağa başlarlar.Şayet anne arkasından gelmiyorsa geri dönüp annelerine sarılırlar.Yani annelerinden menfeat sağladıkları müddetçe bu bağlılık sürer.Ergenlik yaşına geldiklerinde ise kendilerine yeni bir partner ararlar ve annelere olan bağımlılık sona erer.Benden artık menfeat beklemeyenlerin çevremde görünmemelerini bir realite olarak kabulleniyor,hayal kırıklığını duygusal addediyorum.

Bu girişten maksadım ayni menfeat ilişkilerinin sosyal hayatta tekerrür etmesini aydınlatmam içindir.İnsanlar arasındaki ilişkiler ekseriyatla bu menfeat gözetme esasına dayanır.Karşılık beklemeden sağlanan dostluklar,arkadaşlık bağları,ilişkileri bugünkü cemiyette nadirattandır.Hatta devletler arası ilişkilerdede bu çıkar politikası hakimdir.

Türkiye de son 8 yıldır yaşamımda tesbit ettiğim ,batıdan farklı olarak,dürüstlüğün safdillik olarak algılanmasıdır.İnsanların hilafı hakikat ifadeleri doğal bir davranış gibi burada.Ya yandaş bir pohpohlama,yahutta habis bir karalama.Siyah,beyaz davranışlar.Positif,objektif düşünmeğe alışkın bir insanın ,batıdakiler gibi,bazan gülünç,bazanda teessürü mucip bir haleti ruhiyeye düçar olması kaçınılmaz..

İngilizlerin tanınmış avukatlarından biri olan Mortimer’in yaşamda duruş şekli , güzel sözleri adeta bir huzur reçetesi.Kabullenemeyeceğiniz fikirleri olanların davranışlarınada izin vermelisiniz diyor.Aslında benim hoşgörü inancım tevazumu aşıyor.Mortımer pornodan nefret etmesine rağmen Lady Chatterly romanının yasaklığını kaldırmağı başarmıştı.Diyojen’in anektodlarını okudukça,annemin ‚Gösterişe sakın kapılma’ tavsiyesini hatırladıkça daha çok huzura kavuşuyorum.İhtiras balonlarından kendimi tecrit edebiliyorum.

Huzur içinde olmamın arkasında şu anda, her türlü beklentiden mahfuz olmam var.Hiç kimseden ne mektup,ne SMS,ne e-mail,ne telefon bekliyorum.Hele hele maliyeden ,bürokrasiden posta kutuma düşen bir çağrı olmaması huzur verici.

Retrospektifime bakınca ,geride kalan yaşam tarzıma, mesut olmamı kadere terk etmediğimi tesbit ediyorum.En tehlikeli gençlik yıllarımda dahi, etrafıma,arkadaşlarıma uyupta kötü alışkanlıklara zaafiyet göstermemiş olmam,mümkün olduğu kadar,ilim,san’at ve spor dışında ambisyonumun olmaması,hep güzelin,doğrunun peşinde olmam ,bugünkü yaşam tarzımı garantilemiş diye düşünüyorum.

Önce Yeşilaycı idim,sonra Avrupadaki içki kültürünü merak ettim.Nekadar çok lisan öğrenirsem okadar çok insan tanımam,sevmem imkanım olur diye düşündüm.Müziğe olan affinitemin her geçen günde ruhumu zenginleştirdiğinin farkına vardım.Beni bu istikamette motive edecek çevredende mahrumdum.Para,giyim kuşam gibi maddi heveslerim hiç olmadı.

Sabah kahvesini balkonda içerken,denizin sonsuzluğa varan maviliğindeki barışı,huzuru doyumsuyorum.Bir tatlı huzur almağa geldim Kalamıştan(Antalya koyundan)diyorum Münir Nurettin gibi.

14.03.09

Hiç yorum yok: