2 Aralık 2008 Salı

ÖCALAN-BEŞİKÇİ TARTIŞMASI ÜZERİNE



Yener ORKUNOĞLU

yorkunoglu@mgx.net

Bilindiği gibi PKK önderi Öcalan ile Beşikçi arasında bir tartışma var. Öcalan’ Beşikçi Kürtlerin Ziya Gökalp’idir’ diyor. Öcalan’a karşı Beşikçi,’Beşikçi Eleştirilerine Karşı Cevap’ başlıklı bir yazı yazdı.

Bu tartışmanın arkasında Kürt sorunu konusunda iki farklı çözüm anlayışı yatmaktadır. Bu nedenle Öcalan ve Beşikçi tarafından dile getirilen düşüncelerin özgür bir şekilde tartışılmasında yarar var. Çünkü böylesi tartışma her iki bakış açısının dayanak noktalarının açığa çıkarılmasında önemli rol oynar. Bu satırların yazarı bu iki bakış açısının ortaya sergilenmesini çok gerekli görmektedir.

Bilindiği gibi PKK önderi Öcalan uzun zamandır avukatlarıyla görüşmelerinde ulus-devlet, milliyetçilik ve devlet gibi konularda görüşlerini dile getiriyor. ’Devleti hedefleyen ilkel milliyetçiliğin çözüm olmadığını’ savunuyor. ’Az devlet fazla demokrasi’ gibi sözlerle devletten çok demokrasiye vurgu yapıyor. Devlet istemediğini dile getiriyor. Öcalan yeni bir strateji savunduklarını, bu yeni stratejide ayrı bir devlet kurmaktan vazgeçtiğini ifade etti. Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Konfedaralizm gibi düşünceler ileri sürdü. Bu satırların yazarı, Öcalan’ın Demokratik Cumhuriyet vb. gibi düşüncelerine, eleştiri hakkını saklı tutmak koşuluyla destek verdi.
İsmail Beşikçi, PKK önderi Öcalan’a yönelik eleştiriler yapıyor. Öcalan’ın İmralı sonrası duruşunun sağlam olmadığını dile getiriyor. 2004 yılı 6 Ağustos tarihli görüşme notlarında Öcalan şöyle cevap vermişti.

’Sanırım Beşikçi'nin yazıları varmış benimle ilgili. Benim duruşumum sağlam olmadığını söylüyormuş. Beşikçi'nin benim İmralı'daki duruşumu bilmesi gerekir. Duruşumu bilmeden konuşuyor. Ziya Gökalp Türk milliyetçisiydi. Beşikçi de Kürt milliyetçisi olmaya çalışıyor. Beşikçi Kürtlerin Ziya Gökalp'ı olmak istiyor. Kürtlerin Ziya Gökalp'e ihtiyacı yok, demokrasi öğretisine, demokratizme ihtiyacı var. Benim durumumu daha iyi değerlendirmesi gerekir. Milliyetçilik değil, demokrasi temelinde beni değerlendirsin. Benim düşünce gücümün hangi yönde geliştiğini bildiklerini sanmıyorum.’

Öcalan ’devlet gericiliktir’ diyerek Kürtlerin devlet kurmaktan uzak durmasını öneriyor: 'Benim devlet kurmakla işim yok. Ben özgür yaşamı, özgürlüğü, özgür bireyi savunuyorum. Bana devleti verseler de istemem. Hatta bana dünya imparatorluğunu verseler istemem, işim olmaz. Ben özgür yaşamdan yanayım. Benim Kürtlüğüm öyle ucuz Kürtlük değildir. Derindir. Benim amacım dogmatik Ortadoğu kültürüne demokrasiyi yedirmektir. Benim devletle işim olmaz.’

İsmail Beşikçi, 11 Kasım 2008 tarihinde Hasan Bildirici ile yaptığı ve ’Öcalan neden devlet istemiyor’ başlıklı röportajda şöyle diyor:

’Abdullah Öcalan ise, devlet kurumuna karşı olduğunu sık sık dile getiriyor ama, somut devlete, Kürtlere her gün her an baskı yapan devlete karşı olduğuna dair bir sözü yok. 24 Ekim 2008 tarihli görüşme notlarında, Öcalan, “Ben savunmalarımda Cumhuriyet ve Türkiye aleyhinde bir şey söylemedim” diyor. Aslında yukarıda kısaca belirtilen sistematik baskılardan dolayı devleti eleştirmesi gerekmez mi? Öte andan Öcalan’ın Türk, Arap ve Fars devletleriyle bir sorunu yok. O sadece Kürtlerin bir devlete sahip olmasını istemiyor. Bu da zaten, başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere, İran, Irak, Suriye devletlerinin görüşüdür.’

Beşikçi’nin bu eleştirisi ağır bir eleştiridir. Öcalan’ı bu devletlerin görüşünü savunmakla eleştirmektedir. Bu eleştiri, bizzat PKK’nın varlığını ve neye karşı mücadele ettiğini görmezlikten gelen bir eleştiridir. Bu eleştiri Öcalan’a ulaşmış olmalı ki, Öcalan İsmail Beşikçiye yönelttiği eleştiriyi 21 Kasım 2008 tarihli Görüşme Notlarında tekrarladı.

’İsmail Beşikçi, benim devlete karşı görüşlerimi bilmiyor mu? Neden böyle konuşuyor? İsmail Beşikçi Kürtlerin Ziya Gökalp'idir. Ziya Gökalp Türkler için neyse İsmail Beşikçi de Kürtler için öyledir. Beşikçi Durkheim sosyolojisinden, Marksizmin en katı halinden ve Ziya Gökalp'ten etkilenmiştir. Kendisi katı bir pozitivisttir. Bunlar hiç değişmiyorlar. Şimdi Güney'de Kürt devleti kurulmakla Kürtler özgürleşecek mi? Hayır. Amerika her şeye hâkim. Bunlara göre Kürt mücadelesi eşittir Kürt milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği eşittir Kürt devleti. Her şeyi böyle görüyorlar.’

Bazı tanıdıklarım Beşikçi’nin Ziya Gökalp’a benzetilmesinin hiç hoş olmadığını belirttiler. Kişisel olarak böylesi bir benzetme hem uygun değil hem de hoş değil. Öcalan da Gökalp ve Beşikçi’nin konumları arasındaki farkı elbette biliyordur. Bence Öcalan böylesi bir benzetmeyle kişilikleri değil, düşünceleri karşılaştırmak istemiştir. Gökalp ve Beşikçi arasındaki ideolojik paralelliklere iki açıdan dikkat çekmeyi amaçlamıştır: Birincisi, Öcalan’a göre Ziya Gökalp, bir Kürt olarak Türk milliyetçiliğini savunurken; Beşikçi, bir Türk olarak Kürt Milliyetçiliğini savunmaktadır. İkincisi, Öcalan’a göre Ziya Gökalp ve İsmail Beşikçi arasında, ulus-devleti ve milliyetçiliği savunma konusunda belirli bir paralellik vardır.

Burada yeri gelmişken, Ziya Gökalp ve Beşikçinin konumlarının çok farklı olduğuna dikkat çekelim. Gökalp, devlet hizmetinde olan bir Osmanlı aydını. Beşikçi ise, yaşamını resmi ideolojinin Kürt politikasına karşı durarak geçiren cesur, dürüst, namuslu saygın bir bilim adamı. Beşikçi, Resmi İdeolojiye karşı duruşun bedelini uzun yıllar hapiste yatarak geçirdi. İsmail Beşikçi, uzun yıllar bedel ödediği için saygın bir konuma gelmiştir.

Öcalan, milliyetçiliği eleştirirken, Beşikçi, ’Ben Kürt milliyetçisi değilim demenin bir zaaf olduğunu’ dile getiriyor. Şöyle diyor Beşikçi: ‘Kürtlerin önemli bir kısmı, özellikle de okur-yazar olanlar, “ben milliyetçi değilim, devrimciyim, enternasyonalistim” demektedir. Bir satır Kürtçe konuşamayan, ülkesinin adını bile söyleyemeyen bu insanların, “ben milliyetçi değilim, devrimciyim, enternasyonalistim” demeleri insani bir zaaf olmalı…Kendisi olmayan, kendinden kaçan, egemen ulusun dilini ve kültürünü yaşayanların devrimciliğinin, enternasyonalizminin kime hayrı dokunur? Kendisine hayrı olmayanların, devrimciliğe, enternasyonalizme nasıl bir hayrı, yararı dokunabilir? Ama, bu sözlerin, bu tutumun, Kürtleri müştereken baskı altında tutan devletlere yararı çok büyüktür.’

Bu ilk yazıda Öcalan ve Beşikçi’nin bakış açılarına (alıntılar yaparak) ışık tutmak istedik. Gelecek yazıda Öcalan’ın ve Beşikçi’nin görüşlerinin dayandığı öncülleri inceleyeceğiz.

-------------------------------
Not. A. Kadir Konuk yazılarını yayınladığı sitede tutsaklara özgürlük için bir kampanya başlattı. Ben de bu kampanyaya katılıyor, „Zindanlar boşalsın! Siyasi genel af“ diyorum.

Hiç yorum yok: