8 Ekim 2009 Perşembe

Norveç İnsani Gelişmişlik Endeksinde Zirvede İmiş.




Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

52 sene önce Londra’da iken bir gün ev sahibim Norveç’ten bir genç kız misafirleri olacağını ve bu sebeple akşamları odamı kilitleyeceğini söyledi. Ben de ‚’ benim ne kabahatim olduğunu’ sordum. O misafirin geceleri beni ziyaret edebileceğini söyledi. Doğrusu çok merak etmiştim 27 yaşında bir genç olarak böyle liberal bir genç kızla tanışmağı. Maalesef bir genç kız yerine genç bir erkek gelmişti ve kendisi ile bir hafta arkadaşlık etmiş, Norveç hakkında malumat edinmiştim.

O sırada ben kanserin erken teşhis metodu cytoloji öğreniyordum. Stockholm’daki arkadaşım bana yazdığı mektupta yeni bir sentrifuj icat ettiğini ve o aleti cytolojide kullanarak ilmi bir çalışma yapmamızı teklif etti. Bende Newcaseltden bir Norveç vapuruna binerek önce Oslo’ya geldim. Oradanda trenle Stockholm’e arkadaşım Dr.Selahattin Rastgeldinin yanına gidecektim.

Bu seyahat Noel tatiline rastlıyordu. Vapurda şahane Norveç üsülü , hertürlü deniz yiyeceklerinin bulunduğu açık büfe vardı. Gece vapur çok salladığı için kahvaltıya pek inen olmadı. Londradan tanıdığım bazı Avusturalyalı doktor arkadaşlar vardı. Norveç’e kış sporları yapmağa gidiyorlardı.

Oslo’ya vardığımda yoğun bir kış vardı. Hava sıcaklığı – 32 derece idi. Sokağa çıkınca burnumun döneceğini hissettim. Fakat sokakta genç kızların yalın ayak dolaştıklarını görmüş hayretler içinde kalmıştım. Kış olipiyatlarının yapılmış olduğu tepede çok güzel bir restoran vardı. Orada Norveç balıkları ile bir öğlen yemeği yedim. Restoranda ozamana kadar görmediğim büyük bir şömine yanıyordu. Aşşağıda ise limana yakın bir yerde Wikinglerin tarihi bir gemisi vardı. Bu gemilerle Christof Colombdan önce Amerikaya sefer yaptıklarını söylediler.

Oslo belediye binasının duvarları görülmeğe değer resimlerle süslü idi. Sonra İbsen tiyatrosunu gezdim. Soğuktan korunmak için girdiğim restoranda nohut çorbası vardı ve galeridede bir oda müziği çalan orkestra . Norveçlilerin dünya çapında dört büyük adamı vardır tarihe geçen. Biri Folkner parkını süsleyen Wigeland’ın heykelleri. Yaban ördeği eseri ile meşhur tiyatro yazarı İBSEN, Peer Gynt bestesi ile meşhur GRİEG, Dünya nimetlerinin yazarı, Nobel mükafatlı KNUTT HAMSUN. Bizim maalesef bukadar tanınmış sanatkarlarımız olmadı.

Oslo’daki Kanser araştırma merkezini ziyaret ettim. Prof.KOHLSTAD bana Kolposkopi çalışmalarını anlattı. Akşam trenle Stockholm’a giderken ufacık köylerde bile çamların ışıklandırıldığını müşahede edince aklıma çocukken büyük annemden işittiğim azarları hatırladım. Daha küçük yaşlarda kimsenin etkisi olmadan gece yarısına doğru Ankara radyosunun yayınladığı batı klasiklerini büyük bir heyecanlı dinliyordum. Annenannemden elektrik israfı yaptığım için azar işitirdim. İçimden bu memlekette yaşayanların çok zengin olduklarını düşündüm .

Denizden kazandıkları petrolle zenginleşmişler ve haftalık çalışma saatlerinide 35 e düşürmüşlerdi. O bir günlük Oslo ziyaretimde 40-50 kelime Norveç dili öğrenmiştim. Norveçte hem parlamentoda hemde kabinede % 50 kadın politikacı vardır.

Bugünkü gazetelerde Noveçlilerin İnsani gelişmişlik endeksinde zirvede olduklarını okuyunca 52 sene önce o bir günlük yaşamımı hatırladım.

Krallıkla fakat en demokratik, sosyal, müreffeh bir devlet yapılarını muhafaza edişleride düşünmeğe değer
----------
Antalya, 06.10.09

Hiç yorum yok: