DR.İsmet Turanl
50 li seneler de
kurulan BAĞDAT paktı görünüşte Sovyetlere karşı idi. Türkiye’nin maksadı
ise müstakil bir Kürt devletinin kurulmasını önlemekti. Bugün de Irak’ın yahut
Suriye’nin parçalanmasını istemeyişinde ki asıl gaye oralarda özerkleşebilecek
Kürt bölgelerinin Türkiye dede de Facto bölünmüş olan kuzey Kürdistan’ın bu
gelişmeye katılacağıendişesidir. Türkiye hatalı bir ümitle kendini
avutmaktadır. Kürdistan’ın dışa açık bir hududu olamayacağından Türkiye’nin
hamiliğine muhtaç olduğudur. Son zamanlardaki gelişmeler, benim de kaç
senedir sözünü ettiğim, Kürtlerin artık dörde bölük yaşamak istemediği ve
eninde sonunda bu dört bölgenin birleşeceğidir. Son haberlere göre Suriye ve
İran’ın Kürtlere özerklik tanımak istemeleridir. Maliki’de Irak’ta Şii
iktidarınısağlamlaştırmak için Kürtlerin ayrılmasına karşı çıkmayacaktır.
Barzani de Eylül de referanduma gideceğini USA ziyaretinden sonra açıkladı. Şu
anda Orta doğu da USA’ nın en güvendiği İsrail’den başka tek ülke Kürdistan
olacaktır. Ayrıca USA Kerkük petrollerindeki ortaklıklarınıbırakmak
istemeyecektir. İsrail ‘in Kürdistan da ki eğitim faaliyetleri bilinmektedir.
Böylece Türkiye’nin Kürdistan’ın dışa açılım kapısı olamayacağı düşüncesi
sakattır. Zira İran, Suriye ve Irak’la Kürdistan iyi ilişkiler kurarsa
Türkiye’ye muhtaç kalmayacaktır. Türkiye Kürtlerini muhafaza etmek için
Barzani ile şimdiki sıcak ilişkilerini muhafaza edemeyecektir.
Türklerin dostluklar
babında zayıf bir karakterleri vardır. Önce sıcak ilişkiler kurar sonra ufak
bir menfaat kaybına maruz kalınca düşman konumuna girer. İnsani ilişkilerinde
de böyledir. Ben şahsen aşırısevgi gösterenlerden korkarım. Onların, kıymeti
Harbiye si olmayan bir çıkar zedelenmesinden sonra düşmanca hakaretlerine maruz
kalmışımdır. Bakın Suriye ile ne sıcak ilişkiler gerçekleşmişti. Birlikte bakanlar
kurulu toplantıları yapmış, sınırları açmış, vize zorunluğunu kaldırmıştı.Irak
ile İran ile çok dostane anlaşmalar imzalanmıştı. Nerde ise onlar ile de sıfır
probleme doğru gidilirken Kürtler yüzünden gerginlik yaşanmakta. Davutoğlu’nun
teorik sıfır problem nazariyesi çarşıya uymadı.
Bugün dünya da sahile
açılımı olmayan kaç devlet mevcut. Macaristan, Çek, Slovakya, İsviçre,
Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve birçok güney Amerika ve Afrika
devletleri var.
Türkiye de muhalif
partiler de bugün dış politika da zor günler geçiren iktidara yardımcı olmaları
gerekirken âdeta DÜŞMAN DEVLETLER GİBİ DAVRANIYORLAR. MHP Kürdistan devletinin
kurulmakta olduğunu kabul ederken Barzani’ye çok terbiyesizce tabirlerle
hakaret etmektedir. Fırat’ın ötesinde partisinin varlığından söz edilmiyor.
Yani Kürtler bu şoveniz, milliyetçi partiyi görmek istemiyorlar.
Bazımilitanları bu hakikati kabul etseler de, ayrılmak isteyenler güney
Kürdistan’a gitsinler diyecek kadar çirkinleşiyorlar. Kürtlerin Türklerden
de evvel o bölge de asırlardır yaşadıklarını bilmiyorlar mı? YoksaHallaçoğlu’nun
dediği gibi Türkiye de ki Kürtler de aslında Türk mü?
CHP nin Kürt
politikası saydam değil. Partinin MHP gibi Kürdistan da hiç etkinliği olmadığı
gibi Tanrıkulu gibi birçok Kürt politikacısı Kürtlerin insan haklarını
savunduğu aşikâr.
Türklerin başka bir
yanlışı da BDP’nin 2,5 milyon oyu olduğunu kabul etmelerine rağmen bu oy
sahiplerinin aileleri ile birlikte en azından 5 milyon olduklarını hesaba
katmamaları. 2,5 milyon AK partinin oyu olduğuna göre onlarda en azından 5
milyonluk bir nüfusa icabet eder. Doğu da ve Güney doğu da, Kuzey Kürdistan da
10 milyon Kürt yaşamakta ve sadece BDP, PKK değil, Kürt halkı artık self
determination, ana dil de eğitim hakkınıistemektedirler. En azından Kürdistan
dışında da bir 10 milyon Kürt yaşamaktadır.
20 milyon nüfuslu,
dörde bölük yaşamak zorunda kalan başka bir millet var mı dünya da? Peki bu millet
ilelebet dörde bölük mü yaşasın dediğim de en fanatik milliyetçi Türk’ten
bile cevap alamıyorum.
AK parti TBMM’de
çoğunlukta olduğu için her istediğinin yapılmasını istiyor diye itiraz edenler
Türklerinde Türkiye de çoğunlukta olduğu için çoğunluğun istediğinin
kabullenmesi gerektiğini söylerken tenakuza düşmüyorlar mı? Tükürüğümüz bile
sizi boğar diyecek kadar çirkinleşen bir bakan kabine de yer alabilir mi?
Türkiye’nin reel
politikayı ciddiye alıp çıkmazdan kurtulması için Kürdistan ile, hatta Kuzey
Kıbrıs Türk devleti ile federasyona gitmesi yahut ta küçülüp daha homojen ve
kişi başına daha zengin bir devlet haline dönüşmesi mümkündür. Bu yapılanmanın
önünde ki en büyük engel Türklerin kibiridir.
Kürdistan devletinin
UNO tarafından kabulü halinde PKK’nın varlığına da ihtiyaç kalmayacaktır.
Türkiye’nin komşularında ki siyasi gelişmeleri ciddiye almaz, onlarla
düşmanlığıkörükleyici politikalardan vazgeçmez ise vahim neticelerine
katlanması ve izolasyonu muhtemeldir. Kürdistan devletinin kurulması bir
normalleşme sürecidir. BirASLINA RÜCU sürecidir.
Antalya. 28.04.12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder