19 Kasım 2010 Cuma

KILIÇDAROĞLU TENEKUZLARINI İZAHA MAHKUMDUR


Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com


İlmin ANADİLDE SAVUNMA’nın anasütü gibi bir hak olduğunu söylemine rağmen Kılıçdaroğlu’nun bunun YANLIŞ bir davranış olduğunu gazetecilere söylemesinin ardından Paris’ te anadilinde türkü söylemek isteyipte yurt dışına kaçmak zorunda kalıp, kahrından vefat eden Kürt sanatkar AHMET KAYA’nın ve yine ayni gerekçe ile Pariste yaşamını yitiren, bütün dünyanın takdirini kazanan KÜRT sanatkar YILMAZ GÜNEY’in populistik bir tavırlarla mezarlarını ziyaret etmesi Kürtlerin yüreğini sızlatmıştır. Referandum boyunca ağzına aslını inkar edercesine KÜRT ve ALEVİ kelimelerini almayan bir insanın dürüstlüğü sorgulanmaz mı?. Medyanın şişirdiği bu sanal balon 12 Haziranda patlayacak gibime geliyor. Sanki sinsi bir tavır sergiliyor. Tereddüt duymadan Diyarbakır’a, Urfaya da gideceğini söylüyor. Ora halkının ona ders vermesini , şimdiden yapacakları passif eylemlerle bu seyahat fikrinden vazgeçmesini sağlamalarını bekliyorum. Yalnız onu değil ona önayak olacaklarında hassas olmaları gerekir.

Kılıçdaroğlu show yaparak inkar politikasının devamını teyit etmesi farkında olmadan Kürtlere hakaret etmeğe, derin devletten korktuğundan mı yoksa CHP nin Kürtlere 80 senedir layık gördüğü düşmanca davranışın esiri olduğundanmıdır?. Kürdistanda CHP ye oy verilmemesi Kılıçdaroğlununda PERSONA NON GRATA olduğu anlaşılmaz mı?. Bir taraftan maarif şurası İstiklal marşının törenlerde okunmasını kaldırmak isterken Kılıçdaroğlunun zavallı bir ayakkabı boyacısı çocuğu taltif etmeğe kalkması izaha muhtaç değil mi?.

Ak parti o yörede gerçekleştirdiği hizmetler, yatırımlar, Erdoğan’ın Diyarbakırda konuşmasında Kürt sorununa gerçekçi yaklaşımı, adaylarının Kürt kökenli olması sayesinde BDP ye alternatif konumda oy kazanmıştır. Diğer taraftan ananevi yer adlarının değiştirilmesi vaadine karşılık Beşikçinin Qandil dağı kelimesinde Q harfini kullanmasına savcıların dava açması hayal kırıklığı yaratmıştır. Hele, hele anadilde eğitime Erdoğanın karşı çıkması, Diyarbakırda ağır ceza mahkemesinin anadilde savunmayı red etmesi, gülünç bir ifade ile Kürtçe’yi bilinmeyen dil diye deklare etmesi AK partinin bu bölgede ağır oy kaybına uğratacağı aşikar. Seçimlerde baraja dokunmak istememesi BDP nin aldığı oylardan kendisini bedavacı konumuyle hak ettiğinden fazla mebus elde etmeside sağ duyulu vatandaşlar tarafından kabul görmediğide keza aşikardır. Bu tenakuzları yaşarken AK partisi sade de gelip politikasını düzeltmez ise Kılıçdaroğlunun Ecevit tarzı sıçrama yapmasını kolaylaştırır.

Gerçi Kılıçdaroğlunun Pariste Ahmet Kaya’nın ve Güney’in kabrini ziyaret etmek gibi populistik davranışı, yukarda belirtiğim gibi anadilde savunmaya karşı çıkmak gibi tenakuza düşmesi Kürdistanda antipati yaratacağı da aşikardır. Hele BDP ile seçim ittifakına girmeyeceği, hayalperes bir inanışla tek başına iktidara heves etmeside CHP lileri gün geldiğinde sukutu hayale uğratacağı ve Baykal’ın yeniden başkanlığa soyunacağı kaçınılmaz görülüyor.

Türkiye de seçim prognozlarında kemikleşmiş bir inanç mevcut. Sağ % 70, sol en fazla % 30 oy alabilir. İstisnasını Ecevit başarmış ve % 40 a ulaşmıştı. Bunda Ecevitin gayretlerinden ziyade halkın sağduyusu sorumludur. Öyleki sırasında Çilleri de, Yılmazı da, barajın altına düşürmüş, hatta 2002 de dört sağcı partiyi meclis dışına atmıştı. Masabaşı seçim hesapları yapan anket firmalarının yanılgısı halkın meylini tam aksettirememeleridir. Şimdide daha dereyi görmeden paçayı sıyıran , prognoz dedikoduları yapan anket firmaları var. Ak partinin pragmatik atakları seçim neticelerini değiştirebilir. Mesela yeşil kartlılara diş tedavisi sağlaması % 38 i köyde yaşayan, ömründe diş tedavisi görmemiş olan köylünün AK partye oy kazandıracağı muhakkak. Keza Özürlülere yapılan yardım da hesaba katılmağa değer bir oy potansiyelidir. Duble yollar vasıtası ile trafik kazalarında ölüm nisbetini düşüreceği beklenir. Sigara yasağıda, diğer sağlık hizmetleri yanında vatandaşta müsbet etki yaratmıştır. Bütün bunları unutarak sağ, sol hesapları yapanların evdeki hesabın çarşıda tutmayacağına alamettir. Hudutları açarak esnafı sevindirmesi, yeni turistler kazanımı, yeni ihracat sahalarını zorlaması, dış politikada hatırı sayılı devletler arasına girdiğimiz profili AK partinin inkar edilemez başarılarındandır. Hala askerin ayrı baş çekmesi, basının , bürokrasinin AK partiyi hırpalamasınıda AK partinin değerlendirmesi gerekir. Seçim mailinde neticeleri muğlaklaştıran sis bulutları kimsenin şimdiden isabetli prognoz yapmasını önlemektedir. Netceleri etkileyecek en mühim faktörlerden biride seçime kadar şehit haberlerinin göze batmayacak tarzda azalması olabilir.

Vatandaş sağ duyusu ile millete en hayırlısı ne ise ona karar vereceğini ümit ediyorum.

Antalya. 17.11.10

Hiç yorum yok: