1 Nisan 2011 Cuma

ARAP AYAKLANMASI...


Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com


ARAP GENÇLİĞİ Mİ UYANIYOR, SİLAH ÜRETİCELERİ Mİ FİTİLLİYOR?
On sene önce yazdığım bir makale de; Arap gençliğinin de günün birinde özgürlük ayaklanması yapacağını söylemiştim. Birinci dünya savaşından sonra İngilizler Arap milletini ona bölmüş, cetvelle suni hudutlar çizip, başlarınada birer kral getirmişlerdi. Mısır da ilk askeri darbe yapılıpta kral Faruk tahtından edilince şöyle bir laf etmişti: ‘’ Dünya da tek bir hakiki krallık vardır oda İngiltere krallığıdır. Diğer krallar birer İSKAMBİL KRALI (Roi)’dır. Bir çok arap devletinde askeri darbelerle krallar devrilmiş, askeri dikytatörlükler devri başlamıştır. Gerçi Türkiye de de Padişahlık ortadan kalktıktan sonra 6 kez generaller cumhurbaşkanlığı yapmış, ancak son senelerde askeri vesayete son verilmiştir. Halbuki 1839 da Tanzimat fermanı ile Osmanlıda bazı özgürlükler, bilhassa batının baskısı ile gayrimüslimlere bazı haklar tanınmıştır. Meşrutiyetler, daha sonra Cumhuriyetin kuruluşu, 1950 de de çok partlili demokrasiye geçiş devri başlamıştır.

İngiltere de ise ‘’ MAGNA CHARTA ‘’ ile 1215 de kral JOHN halkın kişisel dokunulmazlığını, haklarını kabul etmiş ve İngiltere de demokrasinin temeli atılmıştı. Bu fermanın içeriğinde neler vardı?

1. Yürürlükte olan yasalar uygulanmaksızın hiçbir yurttaş tevkif edilemez, hapse atılamaz, malları ellerinden alınamaz.
2. Adalet satılamaz, geciktirilemez, hür olan hiçbir yurttaş ondan yoksun kılınamaz.
3. Kabul edilmiş olanların dışında hiçbir vergi, yüksek rütbeli kilise adamdalarından, baronlardan meydana gelen bir kurulun rızasını almadan, haciz koydurarak , ya da zor kullanarak toplanamaz.

Ben Londra da iken British Council Magna Charta’nın imza mahalini gezdirmişti. Türkiye dahi İnsan hakları beyannemesindeki şartları tam tatbik edip, hakiki demokrasiyi uygulamadığını düşünürsek Arap milletinin demokrasiye kolay kolay geçebileceğini hayal edemeyiz. İngilizlerin siyasi ve ekonomik çıkarları için dünya savaşından sonra dörde böldüğü milletler arasında KÜRTLER ve AZERİLER vardır. Bu iki millette maalesef yüz seneye yakın dörde bölük yaşamaktadır. Türkiye de Kürt sorununu konuşmak isteyenler bölücü damgası yerken, asıl kimlerin bölücü konumunda olduğunu aklı başında herkes takdir eder.

Sanal hudutların gününbirinde ortadan kalkacağını ve bölünmüş milletlerin uniter yapıya kavuşacağını iddia etmek için füturolog olmağa gerek yok zannederim.

Silah üreticiler mi fitilliyor?

Komplo teorilerine pek inanmam. Fakat geçen sene 400 milyar dolarlık silah satışı yapılmış, bu senede ortadoğu ülkeleri 180 milyar dolarlık silah sipariş vermiş. Türkiye 14 milyarlık savaş uçağı ısmarlamış. Obama askerlerini Irak’tan ve Afganistan’dan çekmek arzusunu ifade ettikten sonra silah üreticileri Arap geçlerindeki özgürlüknpotensiyelini değerlendirip, onları isyana kıikırtmış olabilir.

Şu anda kaldığım otele yüzlerce golf meraklısı gelmiş. Bir kaç futbol takımıda Avrupadan, Rusyadan antreman için gelmiş. Yüzlerce Turistte Rusya’dan, Iskandinav ülkelerinden gelmiş. Sporcular, turistler sanki hudutları kaldırmışlar, keza İnternet hudut tanımıyor. Dünya değişiyor. Bizde ise Milli Görüş ideolojisinin babası Erbakan’ın cenazesinde milyonlarca insan biraraya gelmiş. MHP li Bahçeli hala kendi gibi düşünmeyenleri vatan haini ilan ediyor. Ona tavsiyem barajın altında kalmaması için öteki partilerden taraftar kazanmasına çaba harcamasıdır. Mesela Diyarbakır’a gidip belediyeyi ziyaret etse , AK parti hükumetinin ihmal ettiği hizmetleri vaad etmesi ve ora halkının gönüllerini kazanması, bekarlığa son verip bir aile kurması , son on senede yediği osmanlı tokatının muarızlarının yiyeceğinden bahsetmese , güler yüzle hitabeti tercih etmesi kendisine oy kazandırır. Zamanında aile kursa idim daha iyi olurdu demesi bir pişmanlığın mı, yoksa iktidarsızlığının bir itirafımı.

Erbakanın cenaze töreni.
Universite talebesi iken eski genel kurmay başkanı Mareşal Fevzi Çakmak vefat ettiğinde Ankara radyosunun matem yerine caz şarkıları yayınlaması gençliği galeyana getirmişti. Binlerce universiteli onun cenazesini Teşvikiyeden almış Eyüp mezarlığına kadar refakat etmiştik. Hakim duygular milli idi. Özal vefat ettiğindede bir günlüğüne İstabula gelip cenaze merasimine katılmıştım. O zamanda hakim duygular milli temelli idi. Erbakan’ın cenazesinde Türk bayrağı yoktu. Şehit askerlerin tabutları bayrağa sarılı defnedilir. Erbakanın tabutunda bayrak olmayışı askerin 28 şubatta yaptığı zulme itirazdanmıydı. Askerin beyanatı ve cenazeye katılımı bir nevi özür dilememi idi?

Erdoğan’ın Kürt yazar ve sanatkarlara vatana dön çağrısı.

İsveç’ten Kemal Burkay, Almanya’dan Yaşar Kaya ve Şıvan’ın dönebiliriz beyanlarını duyunca onlara bir tavsiyem var. Üçünüde şahsen tanırım ve uzun yıllar gurbette yaşama mecburiyetinden doğan hasret duygularına saygım var. Bende 27 mayıstan sonra senelerce dönememiştim ve sanki hiç dönemeyebileceğim korkusuna kapılmıştım. Bu şahsi tecrübemle onları çok iyi anlıyorum. Fakat son on senedenberi Türkiye’de ki yaşamımda şunu tesbit ettim; Türkiye de kimseye itimat etmeyin. Hilafi hakikat konuşmak adeta meşru sayılmakta. Nerdeyse % 90 herkes dürüst davranmıyor. Bu durum kimseyi kocundurmuyor. Onun için resmi müracaatlarına serbest dönebileceklerine dair resmi bir belge gelmeden sakın dönmesinler. Daha hava alanına vardıkları anda tutuklanabilirler.


Antalya. 02.03.11

Hiç yorum yok: