15 Ağustos 2010 Pazar

SUÇLU AYAĞA KALK!


Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com



Bir insan cinayet işleyip suçlu konumuna girebilir. Neticede bir insanın yaşamına kast edilmiştir. Ailesi ve etrafı mutazarrır olur. Fakat bir memlekette asker darbe girişiminde bulunursa bir kaç kişi yaşamını bitirmekle kalmaz , bir milletin büyük bir bölümü, uzun bir zaman mağdur olur(İran,v.s.). Komşu memleketlerde geçen asırda olan bitenleri unutmamız mümkün değil. Bizim TSK’nın 1960 danberi seri halinde darbeleri, muhturaları onu şaibeli konuma sokmuştur. Her darbe sonrası idamlar, işkenceler, sürgünler, işlerinden azl edilenler onbinlerce rakamı aşmış, aileleride düşünülürse milyonlarca vatandaş mağdur olmuştur. Bu sebeple, ilk olarak darbe eylemi gerçekleşmeden, daha hazırlık safhasında iken deşifre edilip yargıya havale edilmiştir. Bu münferit bir suç olmaktan çıkıp milletin bir bölümünün kıyımı haline dönüşmüştür. Son Balyoz v.s. planlarını bir generalin suçlu olabileceği diyerek bagatelleştirmek çok tehlikelidir. Gerçi mahkeme kararı ile kesinlik kazanıncaya kadar masum addedilmesi gerekirsede şaibeli TSK nın mensubu olduğu için yürütmenin çok ciddiye alması , şüpheli şahsiyetleri mahkemenin neticesi beklenmeden vazifelerinden uzaklaştırılmaları gerekirdi. Bu bakımdan hükumetin korkak durumu tarihi perspektiften af edilemez. Hükumet maalesef sadece bu mevzuda değil, Kürt sorunundada bazı mihraklardan korkarak radikal çözümlerden sarfınazar etmesi Kürtleri hayal sukutuna uğratmış, militarist, şovenistlerin ayranını kabartmıştır. Etkin olanda seçimlerde kazanılacak oy nisbetleri hakkında yapılan anketler olmuştur.

TEKADAM SARA HASTASI MI ?

Erdoğan’ın son zamanlarda davranışları başlangıçtaki demokratik yapısında deviasyonlara sebep olmuş, yalnız yakınlarına değil yabancı devlet adamlarına karşıda saldırgan davranışlarına sebep olmuştur. Onun hastalığını öne sürerek saldırgan davranışlarını mazur göstermek istemiyorum. Onu tenkit edenlerin son zamanlarda suhulet tavsiye etmeleri dikkati çekmektedir. Dediğim dedik pozisyonuna girmesi sadece sorumluluğunun icabı değildir. Onun psikolojik durumu hastalığının arazları olabileceği şüphesi kimsenin insafına maruz kalmıyor. Bir taraftan memlekette gerilim artarken, muhaliflerin hakaretamiz ithamlarının yaygınlaşması adeta körüklenmiş olduğu görülüyor. Durumun farkında olmayanlar yangına benzin dökmeği kazanç sanıyorlar. Muhalif siyasiler, basın mensupları ona karşı aşşağılayıcı bir uslubla hitab etmeği oy kazandıracağı inancındalar.. Türkiye de ki en mühim sıkışık durumda PKK karşısında 30 sene evvelki durumdan bir adım ileri gidilememesidir. Bu durum asker kadar siyasileride aciz duruma sokmuş, millet nazarında pozisyon kaybına sebep olmuştur. Sorunun sadece askeri tedbirlerle çözülemeyeceği itiraf edilmesine rağmen siyasi, sosyo-kültürel ve ekonomik radikal adımların atılmasınada cesaret edilemiyor. Erdoğan elindeki iktidar imkanları ile yapacağı veya yaptığı hizmetlerden medet ummaktadır. Karşıtlarının bu hizmetleri kaale almamalarıda Erdoğanın sinirlerini dahada tömrpülüyor.

Türkiyede ki bazı teammüller büyük enerji kaybına sebep olmaktadır. Batıda rastlamadığımız düğünler, cenazelere iştirakler, mitinglerde kaybolan zaman israfı cemiyetin bütün katmanlarında müthiş enerji kaybını sebep oluyor.

Türkiyenin acilen çözülmesi gereken problemleri nelerdir?

1.
AB nin istediği HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN gerçekleşmemesi. Mesela partiler ve seçim kanununun değiştirilmiş olmaması. Yargı reformunun . yeni bir Anayasanın yapılamaması gibi.

2. KÜRT SORUNU : Herkes birbirine soruyor. PKK niye son zamanlarda azıttı? Fantazi, fantazi üstüne yorumlar. Halbuki cevabı gayet basit. PKK nın kendisine sorulsa, Kürt siyasilerine sorulsa durum aydınlanır. İstedikleri gayet basit. ÖZERKLİK.

Bunun manası bölünmek değildir. Özerklikten sonra federalismus, sonundada ayrı bir devlet kurmak istenecektir deniyor. Sosyo-psikolojik yönden bölünmüş olunduğunun, de facto Fıratın ötesinde Kürtler kendi dünyalarını yaşadıklarının ya farkında değiller, yahutta kabullenmek istemiyorlar. Uzun uzun tartşmalara hiç lüzum yok. Özerklik kabullenince öteki problemleri Kürtler kendi kendilerine hal ederler. GAP’ıyle, Petrol imkanları, Mezepotamyanın zirai ve hayvancılık zenginlikleri ile ekonomik problemlerini çözerler. Devletin yatırımlarına lüzum kalmaz. Feodalitede çoktan yıkılmıştır. Türkiyede hakiki ağalar bankalar ve Holdinler, askeri otoritelerdir. Hazine elindeki toprakları fakir fukaraya dağıtırsa yoksullukda , işsizlik problemide ortadan kalkar.

Erdoğan ciddi bir tedavi görüp CHP’den, MHP’den, ve askerden korkmayıp AB nin ve Kürtlerin istediklerini yerine getirirse memeleket huzura kavuşur. Aksi takdirde böyle gelip böyle gitmez. Çok kan akar. Koalisyonlar gelir, Ekonomik krizler, enflasyon geri gelir. Bütün potansiyeline rağmen fakirlikten kurtulamaz.

Hiç yorum yok: