15 Şubat 2009 Pazar

ÖZGÜR BAŞKAN(*)




Fadıl Ölmez / fadilce@yahoo.dk


Başkan Apo, ABD ve İsrail İstihbarat güçleri tarafından en alçakça bir şekilde kaçırılıp, işgalci Türk sürülerine teslim edildi. Bu korsanca eylem, emperyalizmin sınır, hukuk tanımaz haydutçuluğun bir örneğidir. Bu korkakça eylem, Kürt halkı ve tüm ilerici güçler tarafından ”önemli bir yerde” not edildi ve bunun hesabını da mutlaka soracaktır.

TC, bu korsanca eylemi, basın, yayın ve tüm medyasıyla tam bir zafer(!) sarhoşluğu içinde kutluyor; PKK ”bitti” diye yayıyor, zafer(!) naralarını atıyor. Oysa durum tam tersidir. Başkan Apo’nun fiziki olarak esir düşmesi, ne PKK’nin gücünü, ne de kurtuluşa giden yolda Kürt halkının mücadelesini engellemez. Doğru, Başkan Apo, şu an düşman elinde esir. Bunu Mihrac Ural, ”Esir Başkan” olarak adlandırdı. Buna katılmakla birlikte, bu ”Esir Başkan” sıfatını, ”Başkan Apo, fiziki olarak esir, ama fikirsel olarak özgür” şeklinde düzeltiyor ve bu bağlamda Başkan Apo’ya, ”Özgür Başkan” diyorum.

Fiziki olarak esir, ama fikirsel olarak özgür Başkan; şu an Ortadoğu’da, Avrupa’da ve dünyanın her tarafında özgürlük rüzgarı olarak esiyor. Özgür Başkan’ın düşüncesi ve yarattığı militan Kürt halkı, dünden daha kararlı, dünden daha umutlu bir şekilde mücadele veriyor.

İşte işgalci Türk sürülerinin görmek ve anlamak istemediği budur. Özgür Başkan Apo’nun yarattığı yeni Kürt kişiliği, yerini bulmuştur. PKK-MK üyesi Cemil Bayık, haklı olarak, ”Apo’yla Kürt halkı birleşmiştir. Artık her Kürt insanı birer Apo olarak görülebilir” sözleri, var olan durumu en güzel bir şekilde ifade etmektedir.

Evet, Özgür Başkan önderliğinde yetişen Kürt halkı, eski Kürt değildir. Bu halk dünde olduğu gibi, bugün de her türlü komployu yenecek aşamaya gelmiştir. Önemli olan da budur.

Ama işin acı tarafı, hiç kuşkusuz Türk solundan duyarlı olan tarafların olduğu gibi, bazı kesimlerin de bu korsanca eylem karşısındaki sessizliğidir. Enternasyonalist olmak bir yana, insan olmanın ölçütü olan, bu korsanca eylemi en azından kınayabilirlerdi. Bunu dahi yapmadılar. Gerçekten yazıklar olsun!

Böylece, ABD tarafından gerçekleştirilen bu korsanca eylem, bizlere bir kez daha dostu ve düşmanı göstermiş oldu. Gerçekten yazıklar olsun!

Birde yıllardır Avrupa’da mülteci olarak yaşayan, ceplerinde Avrupa pasaportlarıyla dolaşan ve bu yaşananlar karşısında tavırlarını vurgulu olarak dile getirmeyen diğer Kürt örgüt ve sözüm ona, liderlerine ne demeli?

Onlar şimdi ne yapıyor?

Bu korsanca eylem karşısında nasıl yatıp, nasıl kalkıyorlar?

Gerçekten merak ediyorum.

Lenin’in çok sevdiğim bir sözü var, onlara gönderiyorum:

”Köle olarak doğmak, hiç kimsenin kusuru değildir. Ama hem özgürlük savaşımına yan çizen, hem de köleliğini göklere çıkaran bir köle, insanda meşru bir öfke, horgörü ve tiksinti uyandıracak bir aşağılık asalaktır.”

Uzatmaya gerek duymuyorum. Başkan Apo’nun, ABD haydutları tarafından kaçırılıp, işgalci Türk sürülerine teslim edilmesi, özgürlük güneşini gölgelemeyecektir. Zira zindanın karanlığı, Kürt devriminin güneşini asla söndüremez!

-----------------------

(*) Özgür Politika Gazetesi, 23 Şubat 1999.

Hiç yorum yok: