4 Haziran 2010 Cuma

Dünya Yüzünde En Az Bulunan Şey Nedir?


Gün Zileli
zileligun@hotmail.com

Yok yok elmas değil. Üstelik nadiren bulunduğu zaman da elmas gibi bir ölçülebilir “değer” ifade etmez. Çoğunlukla dikkat bile çekmez. İşte o, tutarlılıktır. Üstelik onu arayan çok az.

Son günlerin gürültü patırtısı bana bunu düşündürdü. İsrail devletinin, Filistinlilere yardım götüren gemilerine saldırısı üzerine kopan büyük gürültüden söz ediyorum. Şimdi, bu gürültü patırtı içinde zaten pek nadir görünen tutarlılığı nerede bulacağız? Anarşist sitelerde bile bazı arkadaşlar, İsrail devletinin saldırısını neredeyse haklı çıkaracak bahaneler aramaya giriştikten sonra. “Bir insani yardım görevlisi” İsrail askerlerine sopayla karşı koymazmış! Bu, her türlü devlete ve devlet müdahalesine karşı olan anarşistlerin bir sitesinde söyleniyor. Hayret ki ne hayret!

Bunu geçelim. George Orwell'i hatırlayarak şu kadarını söylemek gerekir İsrail devletiyle ilgili olarak: Bütün devletler paranoyaktır. İsrail devleti daha fazla paranoyaktır. Bu saldırının ardında büyük politik hesaplar, son derece “akıllıca” stratejiler aramayalım. Devletlerin en paranoyağı olan ve varlığını böylesi bir paranoyaya dayandıran İsrail devletinin insani yardımları bile bir tehdit olarak görüp saldırması kaçınılmazdır.

Benim esas üzerinde durmak istediğim, Türkiye devleti de dahil olmak üzere diğer paranoyak devletlerin gösterdiği tepkidir. “Alçakça pervasızlık...” Peki buna benzer pervasızlıkları Türk devleti ve diğer devletler defalarca ve defalarca göstermediler mi, göstermiyorlar mı, korkunç savaş harcamalarıyla ve nükleer projeleriyle göstermeye devam etmiyorlar mı? Çocuklara ateş açan sadece İsrail devleti mi? Türkiye'de ve dünyanın her yerinde ağır silahlı polis ve ordu güçleri, sivilleri ve çocukları öldürmüyorlar mı? Silahla oynayan, silahlanan bir dünyaya katkıda bulunan herkes - ki, buna “haklı” bir savaş verdiklerini ileri süren çeşitli ülkelerdeki gerilla güçleri de dahildir - ergeç silahın darbesini yiyecektir. Silahla ayakta duran silahla devrilir. Silahla var olan, silahla yok olur. Dünya yüzünde bu konuda tek tutarlı eğilim, vicdani ret eğilimidir. Bunun dışında kalan bütün güçler şu ya da bu ölçüde tutarsızlık skalasında yer alırlar.

Bu kadar radikal bir bakışı geçici olarak bir kenara bıraksak bile, iki yüzlü kınama mesajları yayınlayan dünya devletlerinin ortak tutarsızlıklarının merkezinde yine Türkiye devleti ve hükümeti yer almaktadır. İsrail devletinin sorumlularına “alçakça bir pervasızlık” suçlamasını yapan ve Türkiye'nin İsrail'deki büyükelçisini geri çekmek gibi bir jeste başvuran hükümetin, tutarlı olabilmek için yapacağı tek şey, “stratejik ortaklık” içinde bulunduğu İsrail'le ittifakına derhal son vermesi, bu devletle bütün askeri antlaşmaları iptal etmesi, bütün ekonomik ilişkilerini kesmesidir. Aksi halde, “alçakça pervasızlık” yapanlarla müttefik durumuna düşmüş olacaklardır ki, bu da, bırakın tutarsızlığı, Ortadoğu halkları karşısında yeni bir pervasızlık örneği oluşturacaktır.

Ulusal bayrakların hiçbirini sevmem ve taşımam. Buna Filistin bayrağı da dahildir. Londra'daki gösterilerde, güya Filistin halkıyla dayanışma adına Filistin bayrağı taşıyanlardan uzak durmaya özen gösterirdim. Ne var ki, bugün televizyonda gördüğüm bir manzara beni çarptı. Amerika'nın bir kentinde yapılan bir İsrail devletini protesto gösterisinde, Avrupa'nın her kentinde, özellikle bazı semtlerinde hep rastladığımız o siyah elbiseli, kendine özgü, geniş kenarlı siyah şapkalar giyen, çoğunlukla sakallı Yahudi fundamentalistler Filistin bayrağı taşıyorlardı. Bu, Hırant Dink öldüğünde, “hepimiz Ermeniyiz” diye slogan atan Türkiyelilerin empatisini hatırlattı bana. İlk kez bir ulusal bayrağın taşınması göğsümü kabarttı. Taşınana değil, taşıyana bak!
O zaman, bugün vicdani retçilerin şahsında vücut bulan o nadide tutarlılığın, sayıları çok çok az temsilcileri arasına Amerika'daki, Filistin bayrağı taşıyan Yahudi fundemantalistlerini de ekleyelim. Karşıda ise koca bir cephe var. Mızrak başını paranoyakların paranoyağı İsrail devletinin oluşturduğu silahlılar cephesi.

Hiç yorum yok: