1 Kasım 2008 Cumartesi

Açlιkla Terbiye ve Evdeki Bulgurdan da Olmak



Abdulkadir ULUMASKAN

Sözde Türk hukuk devleti, Kürtlerin ulusal kurtuluş mücadelesini engellemek için elinden gelen meşru ve gayri meşru tüm yol ve yöntemleri geçmişten günümüze kadar bir biri ardιna uygulayıp deniyor. Ancak bu uygulamalar beyhudedir.

Daha önceleri köylerini başlarιna yιkιp yιkan ve yakan devlet Kürtleri göçerterek açlιğa mahkum ettikten sonra, sözümona şefkatli elerini uzatarak kendine bağlamaya çalιştι.
Bu politikasιndan istediği sonuçlarι almayınca, şimdi de merhametli devlet, Kürtleri açlιk ve soğuğa mahkum ederek ederek amacιna ulaşmak istemektedir.

Bu pilot uygulamanιn ilk uygulayιcι aktörü olarak Adana valisi seçilmiştir.
Demokratik devlet sivil eylemlere katιlan metrepollerdeki Kürtlere yasal yaptιrιmιn yanιsιra bir de yeşil kartlarιnι iptal ederek kömür vermeyeceklerini söylüyorlar.


Sanιrιm bu uygulamanιn insani ve hukuki bir yanιnιn olmadιğιnι tartιşmaya fazla gerek yoktur. Göterilere katιlmak şayet suç ise - ki suç olup olmadιğι da tartşma konusudur - bunun yasal gereği dιşιnda, insanlarι açlιkla talim edip cezalandιrmak Türk demokratik hukununun bir gereğidir herhalde.

Bu ve bunun gibi uygulamalar, Türk devletinin insafsιzlιk ve hukuksuzluğu kadar aptallιğιnι da gösteriyor. Çünkü artιk Kürt halkι ; tehdit, şantaj, işkence ve açlιkla talim edilmeyecek kadar ulusal davasιna kararlιca bağlanmιşlardιr.

Bütün engel ve zorbalιklara rağmen, Kürtlerin eylemseliklerdeki kararlιlιğιnι görmemek
gözü dönmüşlük değilse düpedüz ahmaklιktιr. Bu bağlamda türk devleti ve hükümetinin ahmak olduğunu söylemek, bir hakaretten çok, bir gerçeğin tespiti olarak önümüzde durmaktadιr. Yok şayet devlet bunu görüp görmezlikten geliyorsa eğer, bu gözü dönmüşlüğün de ötesinde başka bir şey olmalιdιr.

Erdoğan ve partisi AKP önceki seçimlerde Kürdistanda kandιrmaca yöntemlerle aldιğι oylerdan umutlanιp heveslenerek, bu sefer Amed ve Dersîme göz dikti ve Erdoğan açιkça : „ Diyarbakιrι istiyorum.“ dedi. Ancak bunu diyen Erdoğanιn anlayamadιğι veya anlamamazlιktan geldiği bir gerçeği göz ardι etmemek gerekir.

Biraz un, makarna ve şeker karşιlιğιnda oy vereceklerlerine dair elleri Kurana bastιranlarι saymazsak, geriye kalan Kürtler bir şartla bu oylarι vermişti. Bu oylar şimdiki gibi Genelkurmayin emrine girmeyen ve Kürt sorununu çözülecegi sözüne verilmisti.
Bu da bilinçli bir seçimdir ve Kürt sorununu çözmesen oylarι geri alιrιm koşullunu içinde taşιr.Yani Kürtler burada bilinçli bir tercih yapmιştι. Bu da halkιn ulusal sorununa karşι bir duyarlιlιğιnιn olduğunu gösterir.

Ancak şimdi Erdoğan’ın hükümsüz hükümetinin takkesi düştü ve keli göründü. Hükümet tam tekmil ordunun emrinde Kürtlere karşι savaşta diretmesi bunun bir sonucudur. Yoksa bazι saf ya da artniyetlilerin idda ettiği gibi AKP Kürt sorununu çözmek istiyor da asker engeliyor gibi bir durum yoktur. AKP sadece Kürtlerin oylarιnι çalmak için böyle bir görüntü vermeye çalιştι.

Fakat her şey bir yana Diyarbakιr ve Dersim de rezil olan Erdoğanιn tekrar bir Kürdistan seferi düşünmesi eğer ahmakça bir şey değilse, yenilen pehlivanιn güreşe doymamasιdιr. Erdoğanιn tekrar Diyarbakιr ve Dersîme gitme niyetini kendi atalarιnιn bir sözü ile karşιlιk vermek gerekirse çarşιdaki pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktιr.

Artιk Erdoğan, kusura bakmasιn, Kürtler kendisi kadar aptal değildir. Verdiği vaadleri yerine getirmediği için D.Bakιr ve Dersimdeki oylara giderken daha önce Kürtlerden aldιğι oylardan da olacaktιr. Çünkü gezisinde halkιn protesto tavrıyla bunu göstermesine rağmen o anlamadıysa halk ne etsin.

Hiç yorum yok: