13 Mayıs 2010 Perşembe

Tutarlı Tavır…

Tutarlı Tavır, Sayın Baykal İle Nesrin Hanım Birlikte Kameraların Karşısına çıkmalı Ya da Anıtkabir'e Gitmeli İdi‏.

Ava Péré
diyarikert@gmail.com

Özel hayatın gizliliğini ihlal,komplo,montaj v.s bunların tümü olabilir.Elbette ki bu tür ileri,tertipleri,hileleri,dalavereleri yapmak adiliktir.

Olay gerçek mi? değil mi? yaşanmış mı? yaşanmamış mı?böyle bir ilişki var mı? yok mu?eşlerini aldatma sözkonusu mu, değil mi?

Tüm bu durumlar da en az,komplo,montaj v.s kadar önemsenmelidir. En çok,komplo,montaj v.s üzerinde durulduğu,hatta Sayın Baykal tarafından da bunlar öne çıkarıldığı için,pek üzerinde durmak istemiyorum.

Bu ilişki ya bir iftiradır,ya da gerçektir.

Eğer gerçek ise,haydi yaşını,başını bir yana bırakalım, bir lidere yakışan bir şey midir? Denilebilinirki "insan oğlu veya kızıdır olur böyle işler, insanların doğasında vardır olabilir." İyi de insanların doğasında başka şeyler de vardır,o zaman her şeyi bu özelliğimize yükleyip işin içinden çıkalım mı?

İnsanın en önemli özelliğinden biri de kendini frenliyebilmek veya nefsine hakim olmak değil midir?

Bırakalım liderliği,normal bir kişi için bile,en önemlisi aldatmamak değil midir?Denilebilinir ki "alan razı satan razı,size ne?" Olabilir de,genel kanıyı belirtiyorum.

Peki bu ilişki yalan, iftira ve düzmece ise;tutarlı tavır şöyle olsa daha iyi ve inanılır olmaz mıydı?
Sayın Baykal ve Nesrin Hanım birlikte kameraların karşısına çıkar; "aramızda kesinlikle böyle bir ilişki yoktur,bu bir iftira ve düzmecedir,biz abi-kardeş gibiyiz,şimdiye kadar aramızda böyle bir ilişkiyi sezen,gören,bilen varsa,çekinmeden çıkıp söylesin" deselerdi iyi olmaz mıydı?

Yine; "biz, yani ikimiz Deniz Baykal ve Nesrin Baytok olarak bu basın toplantısından sonra,Anıtkabir'e gidecez ve orda da Kuran'ın üzerine yemin edeceğiz ki,bu bir iftiradır ve yalandır", iftiracılar inşallah belalarını bulur",deselerdi daha inandırıcı olmaz mıydı?

Partisini ve kamuoyunu,böyle bir ilişkinin olmadığına ikna etmiş olurdu. (Demekki böyle bir ikna gücünü kendisinde bulamadı)

O zaman Genel Başkanlıktan istifasına gerek kalmaz,bu komployu yapanları sevindirmez,onların amaçlarını gerçekleştirmelerine fırsat vermezdi.

Biliyoruz ve yaşıyoruzki,toplumumuzda yemin etmek,hem de sevilenlerin başı için veya kutsal değerler üstüne yemin etmek bir gelenektir ve inandırıcı olmak açısından da genellikle gereklidir.

Peki Sayın Baykal açıklama yapıyorda,Nesrin Hanımda bir milletvekili,O nun da bir açıklama yapması gerekmez mi?

Sonra Sayın Baykal Başkanlıktan istifa ediyor da,yani başkanlık önemli
ise her ikisi de milletin vekili,milletvekilliği önemli değil mi? Başkanlıktan gidiyor da ,milletvekilliğinden niçin gitmiyorlar,bu tutarlılık mı?

Teman Dep

Hiç yorum yok: