14 Nisan 2010 Çarşamba

RUHUNUZUN FARKINDA MISINIZ?



Dr. İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com


AŞK nedir? AŞK günah mı? Adlı eserimde bir analizle cevap vermiştim.

FUZULİ’nin cevabı ise şu mısrada.:


AŞK imiş her ne var alemde
Ilm bir kıyl ü kal imiş ancak.

( İlm bir kıyl ü kal : Dedikodu )

AŞK aşıkın açıklayamadığı, tanımlayamadığıdır. Aşıkın maşukuna giydirdiği, sarıp sarmaladığıdır. Arzulanandan öte, arzunun kendisidir. Korunasız kalmaktır. Aşık olunan yüzünden çekilen acıdır, başka acıların unutulmasıdır. Rakiplerdir, rakiplerle savaştır. ; hem sevilenin hem de onu seven ötekinin kıskanılmasıdır. Kıskançlığın içinde ki öfkenin şiddete dönüşmesidir. ; aşıkta yarattığı görüntü, hayaldir. Çaresizliktir.

‘’Benim halim ne dil ile takrir ne kalem ile tahrir olunur.’’ Diyor HURREM Sultan.

Esir pazarından satın alınıpta saraya cariye diye gönderilen bu şahane kadın KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’ı nezdinde titreten , aşık eden , koca İmparatorluğa hükmeden , tarihe imzasını atmıştır. Kudretin semboli olmuş Süleyman’ın kadınlarından biri değil, onun tek kadını olmuştur. Onda ki AŞK-ı CİSMANİ hem de AŞK-ı DERUNDUR. Duygular, akıl, cinsellik. Toplamı, aşktır kısacası. Hurrem için hepsinin hayat bulduğu akıl, yürek ve beden Kanuni Sultan Süleyman’dır.

Ben de kitabımda AŞK’ın üç çeşidinden bahsediyorum. Platonik, Aşk-ı derun, Aşk-ı cismani (Seksualite) .

İnsanoğlu anatomisini gözlemliyebiliyor, kalbinin atışını, nefes alışından fizyolojisinin farkına varıyor. RUH’unu algılaması için yöntemde Muziktir. Almanlar boşuna dememişler ‘’Musiki ruhun gıdasıdır.’’ Aşık oluncada insan ruhunun hassayiyetini kavrar.

Beethoven’in keman konçertosunu gözleriniz kapalı dinlemeğe çalışın. Ozaman kemandan çıkan o seslerin ruhunuza hitabını algılarsınız.

Tabiatın kudretini, güzelliğini ancak kelebeklerin dansını besteleyen çıkarsa, Arıların, Karıncaların ekonomi yeteneğini ekonomistler algılarlarsa ruhumuzun farkına varırız. Van Gogh’un ay çiçeklerini seyrederken tabiatın harikalığını görebilirsiniz. Maalesef dünyamız bakar körler, duyamıyan sağırlarla dolu. Bir genç kız arkadaşının başını testere ile kesiyor. Dün bir meczup Ahmet Türk’ü yımrukluyor. Elbette ilk yumruğu Anayasa mahkemesi atmıştı. Onu suçlu ilan edip, hedef göstermişti. Hrant Dink ‘in katli ermenilerle olan nefreti yok edemedi.

O Likyalılar yok mu PARA’yı icat edip insanoğlunu ahlaksızlaştırdılar. O silah fabrikatörleri yok mu tüfeği icat edip insanların canına kıyımı gerçekleştirdiler. O askeri okullar yok mu insanları ifna etme tekniğini eğitmiyorlar mı? Para’nın yok olmasını, silah fabrikalarının, askeri okulların kapatılmasını özleyen ben bir UTOPİST’im herhalde.

İnsan beyni gelişince bir yaşında yürüme yeteneği, iki yaşında konuşma yeteneğini , 17 yaşına gelincede nöro-endokriner gelişme ile de genç AŞIK oluyor. Ruhu gelişiyor.

Spermlerdeki potansiyelle oynayan IVF tıb teknikerleri tabiatın kudretindeki filozofiyi algılayabiliyorlarmı?

Ruhunuzun varlığını idrak etmedikçe insan olmanın yüceliğini keşfedemezsiniz.

RUHUNUZUN FARKINDA MISINIZ?

Hiç yorum yok: