9 Mayıs 2010 Pazar

Karakol baskınları, Deniz Gezmiş’in idamı. Baykal’ın marifetleri.



Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com


Karakol kelimesinin Moğolca menşe’li olduğunu bilmiyordum. Karagul ,gözcü, nöbetçi manasına geliyormuş. Bense İsponyolcadan alındığını zannediyordum. Zira Barcelona’da Los Caracoles diye meşhur bir restoran vardır. Barcelona’ya ayağınız düşerse tavsiye ederim. Hemmingway’de orada taamlanmış.

Asıl dikkatinizi çekmek istediğim başka bir konu. Almanya’da kıliniğimizde ayda bir aletleri kontrol ederdik. Ve her seferinde bir defekt, bir eksiklik, bir bozukluk tesbit eder ve hemen onu tamir etmeğe , düzeltmeğe çalışırdık. Böylece aleti kullanmağa ihtiyaç duyduğumuzda bir sürprizle karşılaşmamak için. Bu kontrollarımız sayesinde bir çok felaketi önlemiş olurduk. Son karakol baskınında, Türkiye’deki bazı adli vakalardada, kullanılması gereken aletlerde sürpriz bozukluklar tesbit edildiğini medyadan öğreniyoruz. Biliyorsunuz Almanlar aletlere çok düşkündürler. Onların bu tecrübelerinden istifade edilmeli diye düşündüm.

Deniz Gezmiş’in idamı.

Deniz Gezmiş hakkında TBMM’nin karar vermesinden bir kaç gün önce Senatör olan abime ve milletvekili olan amcama birer telgraf çekerek oylamaya katılmamalarını rica etmiştim. O sıralarda Köln’deki kıliniğimde yoğun bir çalışma içinde bulunuyordum. Hiç siyasetin içinde bulunmadım ama, bugünkü gibi yurtdışında olduğum senelerdede siyaseti yakından izliyordum. İdam cezalarına karşı olduğum gibi, hele hele o genç yeteneklerin fikirleri yüzünden parlamentonun idam kararını tasdik etmemesini yürekten istiyordum.
O sırada Adalet partisi askeri muhtıra ile hükumetten çekilmek zorunda kalmıştı, fakat meclis kapanmamıştı. İdam kararını meclisin tasdik etmesi gerekiyordu. Bizimkilerde AP partisi safında idilerdi. Demirel’in şimdi çıkıpta o kararı tasdik ederken yüreğim sızladı demesini çok ayıp buldum. Şapkasını alıp giderken oylamada parmağını kaldırmayabilirdi. İdam kararı veren hakim ve savcılarıda milletvekili yaptığını unutmadık. Etik sıralamasında siyasilerin en alt sırada yer almasının sebebide YALAN söylemenin matlup sayılmasından olsa gerek.

Adnan Menders’in ve arkadaşlarının idamından sonra Türkiye’ye hiç dönmemeye karar vermiştim. 12 Eylülden sonra 80 gencin, hatta yaşı 18 den düşük olan bir gencin yaş tashihi yapılarak idama mahkum ettirilmesini Türkiye tarihinin kara lekeleri olduğu kanaatındayım.

40 bin ( 5 bin Mehmetciğin. 35 bin PKK’lı Kürt gencinin ) katlinden sonra hala bu kör döğüşün devam etmesine kahroluyorum. Sebep nedir? Kürtlerin masum insan haklarına kavuşması kavgası.

Ne istiyorlar ki Kürtler: Türklerle eşit insan hakları, saygın bir halk olduklarının tanınması, Anadilde eğitim, Kültürel hakları. Kürtlerde askere gidiyor, vergilerini veriyorlar, çalışıp, çabalıyorlar. Seçim kanununda % 10 barajın düzeltilmemesi istikrar bahanesiyle mi yoksa Kürtleri parlamentoya sokmama çabası mı? Maalesef hala Kürtlerde, Alevilerde, Türbanlılarda haksız yere ikinci sınıf insan muamelesi görüyorlar. 10 sene evvel bu mevzularda konuşmak mümkün değildi. On binlerce gencin canına kıyıldıktan sonra bugün hiç olmazsa bu mevzuları korkmadan konuşabiliyoruz, biraz çekinerekte olsak. Düşünüyorumda; belki on sene sonra bugün yapılan çatışmaları hatırlayarak gülümseyeceğiz. Deniz Gezmişlerin katledilmeleri gibi bugün kaybettiğimiz gencecik fidanları yüreğimiz burkularak hatırlayacak , pişmanlık duyacağız. Demokratik yaşamımızda puberter bir devri yaşadığımız kanısındayım. İnşallah olgunluk çağına çok gecikmeden kavuşuruz. Bizim nesile ( 80 yaşındakilere ) belki o mutlu günleri görmek nasip olmayabilir. Fakat enseyi karartmayalım. Türkiye yakın bir atide o seviyeye ulaşacak.

Baykal’ın sır kaseti

Acaba ‘’Su testisi su yolunda kırılır.’’ , ‘’Ateş olmayan yerden duman tütmez’’ atasözleri bakalım Baykal için doğru çıkacak mı? Baykal’cı imajı olan Hürriyet gazetesi köşe yazarlarınında Baykal’ın çekilme zamanı geldiğini yazmış olması kasetteki görüntülerin bir komplo eseri olmadığını ima etmektedir. Hadisenin iki yanı vardır. Özel hayatta yaşananları deşifre etmek ahlak kurallarına göre çirkin bir davranıştır. Özel hayatta olan biten ahlaken bir suç teşkil ediyorsa yayınlanması kaçınılmazdır. İslam ahlakına göre Baykal ZİNA işlemiştir. Örf ve adetlerimize görede , siyasi etiğede sığmaz. İngiltere savunma bakanı PROFUMO bu tarz ilişkisinden dolayı bakanlığı bırakmıştı. Clinton her nasılsa paçayı kurtardı. Bir CHP li iç işleri bakanıda koltuğunu terk etmişti. Erdoğan Zina’nın suş olmaktan çıkarılmasında muhafazakar, yahut dindar tavrı ile karşı görüş belirttiğinde kıyamet koptu. Merak ediyorum acaba Baykal o zaman ne demişti?. Gazete arşivlerinden incelemek lazım. Bu ilişkisi uzun zamandanberi var idiyse eşi güneydoğudaki örfe uyarak KUMA’lığı kabullenecek mi? Çarşaf açılımı yapan Baykal’ın çarşafa dolaşması üzüntü verici. Almanya’da bilhassa SPD li bakanların 3-4 defa evlenip boşanmaları , islamdaki dört eşliliği taksitli yaptıkları bir gerçektir.

İşsizler hakkında

İktidara gelinceyedek dünyanın her yerinde liderler işsizliği ortadan kaldıracaklarını söylerler. İş başa düşünce çaresizliklerine sebep bulmakta hiç güçlük çekmezler. Globalleşme devrine gireli işsiz ordularının gün be gün artması ekonomik bir kaçınılımazdır. İşsizliği toptan yok etmenin tek çaresi Komunist rejimi getirmekle mümkündür. Çünkü o rejimlerde ÇALIŞMA HAKKI vardır. Kapitalist, demokratik rejimlerde böyle bir hak yoktur. Muhalefetin iktidara işsizliği yok edemiyorsun ithamı abesle iştigaldir.

Antalya. 07.05.10

Hiç yorum yok: