14 Kasım 2008 Cuma

Hinyo Minyo








A.Kadir Konuk / Yenihayat1@t-online.de

Hayır, sorun öyle değil.
Yani insanlar „Hinyo minyo“ yüzünden ölmemişler, yaralanmamışlar.
Sorun sınırını bilmeyen, destursuz bağa giren bir hindi!

Sınırı aşan, ölümlere neden olan ortamı karıştırıcı hindiye geçmeden önce öyküyü anlatayım. Hindinin bir başka öyküde „Hinyo minyo“ ile ilişkisi var.

Bu ilişkinin nasıl olduğunu soğuk bir kış gününde bize semaver çayı içmeye gelen komşu kadınlara annem anlatmış, bize de “Dinlemeyin ulan” demeyi unutmamıştı.
Kıç kadar oda, ilginç bir öykü, gel de dinleme! Geldi kulaklarımıza doldu işte.

Önce iki olayda kahramanımız olan hindiyi tanıyalım.

Biliyorsunuz, hindi en çok düşünen, ama en aptalca davranan hayvanlardan biridir. Aptal olduğu için gururlu, kibirli, kendini beğenmiştir.

Nasrettin Hoca pazarda satılık bir papağan görüp, „Kaça“ diye sormuş. „100 gayme“ demiş satıcı. Hoca „İyi de bu kuşun ne özelliği var ki bu kadar pahalı“ diye çıkışmış. „Bu kuş konuşur“ demiş satıcı. Hoca hemen eve koşmuş, yaşlı hindiyi kucaklamış, getirmiş papağan satıcısının yanına dikilmiş, hindinin fiyatını soranlara „İkiyüz gayme“ demiş.
„Niye, ne özelliği var bu hindinin“ diye çıkışmış papağan satıcısı.


Gülmüş Hoca, „Seninki konuşuyorsa bu da düşünüyor“ demiş.

Düşünmek konuşmaktan pahalıdır. Düşünerek konuşmak daha daha pahalıdır.

Konya’nın Çumra yöresinde Hindi efendinin adı „Mısırga“ olur, çırılçıplak soyunup, nar gibi kızarmış olarak oturak alemlerinde sini üstünde boy göstermesiyle ünlenmiştir. Mısırgasız oturak alemi olmaz.

Kaynakların bildirdiklerine göre; kendileri „Tavuk familyası“na üye bulunup, bilimsel adları „Meleagris gallopavo“ şeklindedir, dünyaya XV. Yüzyılda Amerika’dan yayılmıştır, yerli yersiz kabarması, çocukların da ona bu kabarma karşısında „Kabaramazsın Kel Fatma annen güzel sen çirkin“ demeleri Amerikalı oluşundandır ve hindi kendi istemi dışında „Gulu gulu dansı“ deyimiyle siyasete de bulaştırılmıştır.

Gelelim kahramanı hindi olan „Hinyo minyo“ meselesine.

Efendim, evvel zamanın birinde, bir köyde imam, köyün güzel gelinlerinden birini ne zaman çeşme başında görse „Gelin hanım, hinyo minyo“ diyormuş.

Her gün anlamını bilmediği bu sözleri duymaktan bıkan gelin durumu kocasına açmış. Kocası ona sözün ne anlama geldiğini ve ne yapmaları gerektiğini açıklamış. Ertesi gün gelin imama „He“ demiş, „Hinyo minyo. Yarın benim adam evde olmayacak. Ama sizin hindiyi de isterim.“

İmam koşmuş, hindiyi getirmiş, geleceği saati kararlaştırmış ayrılmışlar.
Derken vakt-ı sela olmuş, imam eve girmiş, aceleyle soyunmuş, tam o sırada kapıya delice vurulmaya başlanmış, kadın çırılçıplak olan imamı evin içinden inilen merdivenlerden acele ahıra götürmüş, ineğin yanına bağlamış. Ve içeriden adamın sesi gelmiş.
„İnek doğurdu mu kız?“
„Doğurdu!“
„Erkek mi dişi mi doğurdu?“
„Erkek doğurdu.“
„Ne? Vay şerefsiz inek vay, ulan ben demedim mi o inek erkek doğurursa ben o danayı…“

(Öykü halkımıza ait bir öykü olmasına karşın, yazılı dillendirilmesi halkın ahlakını bozacağından burada sansür var.)

Olay elbette anladığınız gibi olmuş. Ertesi gün gelin çeşmeye giderken imamı görmüş, „İmam efendi, hinyo minyo“ demiş.
„Hinyo minyo ya“ demiş imam küskün, „Sen hindi etine, kocan da imam kıçına iyi alıştınız.“

İşte ağzı var dili yok hindinin böyle marifetleri de varmış.
Bu kadarla kalsa iyi.
Bu hindi cinsi arada bir de köyler arası savaşlara, kan davalarına karışırmış.
Sıcağı sıcağına yaşanan bir olay da haber ajanslarına göre şöyleymiş:

„Mardin'in Mazıdağı ilçesinde bir hindinin başka bir aileye ait köpek tarafından telef edilmesi sonucu iki aile arasında çıkan ve kalaşnikof silahların kullanıldığı kavgada 1 kişi öldü, 7 kişi ağır yaralandı. İçeye bağlı Şanlı köyünde oturan Orman ailesine ait hindi, Gümüşpınar köyündeki Bozkurt ailesine ait bahçeye girince köpek tarafından parçalandı. Bunun üzerine iki aile arasında başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kalaşnikof silahların da kullanıldığı kavgada, Müjdat Orman (18) öldü, Salih Bozkurt, Ramazan Bozkurt, Gülistan Bozkurt, Beşir Orman, Haşim Orman, Ayşe Orman ve Umut Orman ağır yaralandı. Yaralılar Mardin Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Olayla ilgili iki aileye mensup bazı kişiler gözaltına alındı.“

Vay gözün çıkmaya hindi!
Sen ne etmeye onun bunun arazisine vizesiz girer, gulu gulu eder, onun bunun köpeğini kızdırır, üstüne saldırtır, kendini parçalatırsın?

Be hey hindi oğlu hindi, sen bilmez misin ki; sen kendini parçalatınca evlerinde sakladıkları silahları, ahırları içindeki hayvanlarla birlikte yakan, kül eden özel time, JİTEM’e, Kontr-gerilla’ya, itirafçılara karşı kullanamayan yüksek halkımızın bireyleri, „Komşu kusura bakma, ittir, bir halt etmiştir, hem sizin hindi yaşlanmıştı, size iki hindi alalım, birini eve götürün, birini birlikte yiyelim“ diyeceklerine birbirlerine kurşun yağdıracaklar.

Şimdi söyleyin hindi aşkına, eşiyle uygarca konuşup, anlaşan, imamı tuzağa düşüren aynı halkın insanıyla, bağa giren bir hindi yüzünden birbirini öldüren insanlardan hangisini yeğlersiniz?

Ben kesin inandım, iman ettim, hindisini köpeklere teslim etmeyen bu halk, devlet zulmünden de kendisini bir gün mutlaka kurtaracaktır.

Ben göremem o başka!

Hiç yorum yok: