9 Kasım 2010 Salı

İstiklal Marşı…



”Toplu yürüyüşlerde iki marş söylenir. Biri İsveç’ten çaldığımız ‘’Dağ başını duman almış’’, bir diğeri de ‘’Onuncu yıl ‘’ marşı. 70 senede bir üçüncüsünü üretememişiz. Muzır, muzip çocuklar 10 uncu yıl marşını gırgıra alırlardı ve ‘’ Çıktık açık alınla, Hamama gittik nalınla, Hem yıkandık, hem yunduk, mis kokulu sabunla.’’tarzında söylerlerdi.”


Dr.İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

BEN ÇOCUKKEN DE AKILLI İMİŞİM(!)

Halamoğlu 20 sene önceydi, ‘’ İsmet ! Sen çocukken de akılllı idin. ‘’ dediğinde çok gülmüştüm. Maarif şur’asının aldığı son kararlarda okullarla her sabah ayakta söyletilen ‘’ Türküm, doğruyum, çalışkanım’’ amentüsünün, İstiklal marşının kaldırılacağını duyunca daha ilk okula başladığımda , çocukken akıllı olduğuma inandım. Zira 7 yaşında iken, o küçük beynimle , o söylemlere hiç iştirak etmezdim. Bugüne kadar da hiç iştirak etmedim. Bu fenomeni izahtan acizim. Bu davranışımı kimse tavsiye etmemişti. Beni bu hususa motive eden hangi etkenlerdi? Kürt kökenli olan babamı 2 yaşında iken kaybetmiş. Annem bizi Türk kültürü ile eğitmişti. Tahminim o ki ben içeriğinden ziyade tatbiki şekline karşı idim. Anti-militarizm benim genlerimde olsa gerek. Gerçi 73 sene önce dünyada diktatörlükler vardı ve Atatürk yeni bir ulus yaratma çabasındaydı. Bugün bu tip alışkanlıklar sadece kuzey Kore’de mevcut. O zamanlar Almanlar üstün ırk iddiasında idi. ‘’ Ne mutlu Almanım diyene ‘’ der gibi. Bugün Almanya’daki Türk asıllı çocuklara ‘’ Almanım, doğruyum, çalışkanım ‘’ saçmasını söyletemezzsiniz. Gazeteci Altay’lı çocukken söylediği o amentüyü gene söylemek istediğini yazıyor. Bulgaristan’da olsaydı acaba ‘’ Bulgarım, doğruyum, çalışkanım v.s. ‘’ dermiydi? Damarlarında Bulgar olduğu için ‘’ ASİL KAN ‘’ olmadığını kabullenir miydi?

Londra’ya gittiğimde sinemalarda filim başlamadan önce ayakta milli marşlarını dinlemek mecburiyetinde kalırdık. Muzır, muzip çocuklar ‘’ Gott save the Queen ‘’ yerine ‘’Gott schave the Queen’’ derlerdi.

Toplu yürüyüşlerde iki marş söylenir. Biri İsveç’ten çaldığımız ‘’Dağ başını duman almış’’, bir diğeri de ‘’Onuncu yıl ‘’ marşı. 70 senede bir üçüncüsünü üretememişiz. Muzır, muzip çocuklar 10 uncu yıl marşını gırgıra alırlardı ve ‘’ Çıktık açık alınla, Hamama gittik nalınla, Hem yıkandık, hem yunduk, mis kokulu sabunla.’’tarzında söylerlerdi.

Güven parkta bir heykel var. !-‘’ Türk ! Öğün, çalış, güven !’’ Öğünebilmemiz için Olimpiyatlarda, Nobel ödüllerinde , BM nin kadınlara eşitlik skalasında (124 üncü) Türkler nerede, sormamız lazım. Çalışmaya gelince. 3 Türk işçisinin çalışması bir Fransızınkine bedel diyorlar. Bir işin sağlamlığına güven duymamız icap ediyorsa ‘’Alman işi ‘’ demiyor muyuz?. Yaşam skalasında 81 inci sırada değil miyiz. TÜRK olmanın bize bir üstünlük kazandırdığını şair İsmet ÖZEL söylüyorsa da ben Çetin Altan’ın dediği gibi Hamasi böbürlenmelerden kaçınmamızı , damarlarımızda asil bir kan olmadığını kabullenmemizi tavsiye ederim. 25 sene çalışmış bir emeklinin asgari ücretle çalışanlar gibi 600 TL ile geçinmeğe çalıştığını , 3 çocuk edinin Allah rızkını verir tevekkülü ile, Mutlu olması için bir Kürde, bir Ermeniye TÜRKÜM dedirtmeğe devam edelim.

Antalya

Hiç yorum yok: