15 Ocak 2011 Cumartesi

ÜLKELERDE WİKİLEAKS DEPREMİ



Hüseyin Habip Taşkın
habibtaskin@gmail.com


Dünya gündemi belirli başlıklar çerçevesinde emperyalistler tarafından belirlenirken, ülke işgalleri şimdilerde açıktan oynanan bir oyun haline getirildi diyebiliriz. Dünyada yoksulların durmadan artığını gözlemlerken, Emperyalist gücün yapmacık ve çirkin yüzünü de görebilmekteyiz.

Ülkelerde iktidara gelme ve yönetme taktikleri devam ederken, birbirlerine kendi kişisel menfaatleri için komplo kurma taktikleri de ülkenin işleyiş çarkları arasında devam ettiğini görmekteyiz.

WikiLeaks internet sitesi, Irak ve Afganistan savaşı ile ilgili belgeleri Kasım ay’ı içinde yayınladı. ABD pişkinliğiyle inkâr etse de, ortada olan belgeler ABD’nin bir numaralı suçlu olduğunun kanıtıydı. WikiLeaks internet sitesi, Kasım ayının son günlerinde ülkelerin istihbarat kayıtları, bu kez de ABD konsolosluklarının kayıtlarını yayınladı. Kayıtlar, ABD yönetiminin sadece düşman olarak gördüğü ülkeleri değil, müttefik ülkelerdeki yöneticileri de fişlediğini ortaya koydu. Bu fişlemede Türkiye’de var.
WikiLeaks internet sitesi, elindeki belgeleri sırasıyla yayınlıyor. Yayınlanan her belge de ilişkisi bulunan ülkelerde deprem etkisi yaratıyor.

ABD burada ipleri kendi elinde bulundurmak istemektedir. Bu bağlamda WikiLeaks'tan sızdırılan bilgiler doğrultusunda, ABD'nin Birleşmiş Milletler'de yaptığı entrikaları gösteriyor. Belgelere göre, ABD yönetimi, Birleşmiş Milletler'in üst düzey yöneticilerinin ve onlara bağlı personelin kullandığı iletişim bilgilerini, yöntemlerini ve kullanılan şifreleri ele geçirmeye çalıştığı kesindir.

ABD’nin tüm engelleme çabalarına karşın WikiLeaks, 3 milyon belgeyi yayınlamayı başardı. ABD kendisine güçlü bir devlet imajı çizmiş durumdaydı. Bu olan olaydan sonra akıllara birçok soru işareti gelmektedir. Bunlardan bazıları; ABD içinde ki, iktidar savaşının kızışmasıdır. ABD bunu bilinçlice el altından yayınlattırıp güvenlik adına zıt bellediği ülkelere saldırma zeminini oluşturmasıdır. Farklı bir açıdan ihtimaller üzerinden bakmaya devam edersek; Çin ya da başka ülkeler, ABD saltanatını sonlandırmak için ABD içinde ki, yüksek mevkide bulunan kişileri satın alıp, bu eylemi gerçekleştirmişler de olabilir.

Açıklanan belgelerde, Türkiye ile ilgili toplam 7.918 belge sızdırılırken, kayıtların tarihi 2002'ye kadar gidiyor. Türkiye ile ilgili 577 "gizlilik derecesi yüksek" kayıt bulunuyor.

WikiLeaks'in yayınladığı belgeler, ABD Savunma Bakanlığı tarafından kullanılan Siprnet isimli gizli ağda paylaşılan makaleler ve yazışmalardan oluşuyor. Siprnet, bürokratik işleyişi hızlandırmak amacıyla, ABD'nin çeşitli ülkelerdeki konsolosluklarını birbirine bağlıyor. Dışarıya kapalı olmasına rağmen, yetkili konsolosluk çalışanları ile Irak ve Afganistan'dakiler de dâhil olmak üzere askeri üslerdeki askerler tarafından ulaşılabiliyor ki bu da yaklaşık 3 milyon insanı kapsıyor. Belgeleri sızdıran kişinin de Irak'ta istihbarat analisti olarak görev yapan 22 yaşında bir asker olduğu iddia ediliyor. Diplomatik yazışmaların bulunduğu belgeler, Irak savaşıyla ilgili daha önce yayınlanan belgelerle aynı anda sunuculara yüklenmiş, ancak yaratacağı etkiyi arttırmak için farklı zamanlarda yayınlanmış.

Belgelerin ortaya çıkmasıyla ülkelerin yöneticileri inkâr etme yönünü seçtiler. Oysa o ülkelerde kendi içlerinde tartışmalar bitmedi.

Türkiye’de ise çıkan bir belgede Tayip Erdoğan’ın İsviçre bankalarında birden fazla hesabı bulunan paraları iktidar ile muhalefet arasında tartışma konusu olurken, ortamın gerildiği görülmektedir. Tayip Erdoğan kendi cephesinden iddianın aslını yansıtmadığını dile getiriyor. Türk basınından bazı gazeteler “Rusya’nın PKK’ ye silah sattığını” yazmış. Durmadan da basında yer alıyor. O zaman bu belgeyi doğru olarak gördüklerine göre, diğer belgeler niçin doğru değildir? diye bir soru aklımıza gelebilir…

Bu belgeleri toplayan ABD Savunma Bakanlığı tarafından kullanılan Siprnet isimli gizli ağda paylaşılan makaleler ve yazışmalardan oluştuğuna göre, yorumlarda ABD’nin üst düzey bürokratlarına aittir. ABD kendi çıkarları için güvendiği ya da güvenmediği ülkelerin kayıtlarını tuttuğu bu bağlamda kesinlik kazanmış oldu. ABD bundan sonra gizli belge tutmayacak anlamına gelmemelidir. İstihbarat raporları bundan sonrada yazılmaya devam edilecektir. Sinsi politikalarını sürdürmeyecekler anlamına gelmemelidir. Türkiye kendi komşularına karşı iyi olma rolünü biçerken, bir yandan emperyalistlerin çıkarlarını desteklemektedir.

Emperyalizmin barbarlığına dur diyecek olan dünya ülkelerinin emekçileridir.

Hiç yorum yok: