Faiz
Cebiroğlu
Half
Al-Cebil, Arapçadır, dağ arkası oluyor. Half Al-cebil, Antakya,
Dursunlu köyündedir. Bu dağda, yani bu dağ arkasında babam
yaşardı. Babam, Fadıl babam. Babam, ”iki tabancalı” babam!
Babam, ”hudutlarımızı” işgal edenlere karşı, tek başına
karşı çıkan babam: Fadıl babam, ”iki tabancalı” Fadıl
babam! Bu, ”Fenkten” gelenleri kovaladık, diyen babam.
Lübnan'da,
İsrail siyonizmine savaşırken, ölüm haberini aldım. Yalnız
ben değil, Lübnan cephesi ağladı. Yalnız Lübnan cephesi değil,
Lazikiye cephesi ağladı. Yalnız lazikiye değil, Live İskenderun
/ Dursunlu cephesi ağladı.
Babam,
”iki tabancalı babam.”
Babam,
Fadıl babam, Suriye çıkışımda son parasını verdi. Son
sarıldı, pir sarıldı!
Babam,
”iki tabancalı babam.”
Sordu:
”Son gidiş mi?”
Kimbilir
dedim, Arapça ile...
Gider,
gelmezsin, biliyorum. Dedi.
Haklı
çıktı, babam, iki tabancalı babam!
Niye
iki tabancalıdır?
İki
tabancalı babam, tabanca nedir bilmez, ama tabanca misali emsaller
bulur, yanlarına koyar ve meydana çıkardı!
Çok
oldu ve hikayesi var, bunu da yazayım:
Bir
gün, Antakya, Dursunlu Köyü, Half al-cebil'de, Fadıl babam, tek
başında, bir bakıyor ki, Liva İskenderun'a bağlı, Fenk ya da
Enek çobanları, Half al-cebili basıyorlar... Tek başında, Half
al-cebil'de, babam, iki taştan, iki tabanca buluyor ve yanlarına
koyuyor:
”Kan
dökülmeden, def-olun!!!! diyor.
Çekildiler...
Sonra,
dava geldi:
”Fadıl
Cebiroğlu, tabanca çekmekten yargılanacak” diye.
Fadıl
babam gitmedi, bu mahkemeyi de tanımadı.
Yıllar
sonra aklıma geldi, babam, Fadıl babam, half al-cebir arkasindaki
babam. Dağların arkası babam.
Dağların
arkası, özgürlüktür babam!
Fadıl
babam: iki tabancalı babam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder