(Fotoḡraf: Solda, Suriye Komünist Partisi, yanında
Faiz Cebiroḡlu, yanında, Çin / Uyguristan Komünist Partisi, yanında, Kıvılcım /
Sosyalist Vatan Partisi, yanında Ali Garip ve en sonda PKK’li Fadıl)
Faiz
Cebiroḡlu
(I)
8 Şubat 2017’de, Samet
Erdoḡdu, facebook sayfasında yazdı ”Abdullah Dereli yani Ali Garip, demens
hastalıḡına yakalanmış” diye. Geçmiş olsun diyorum. Ali Garip, benim de,
Suriye’den arkadaşımdı. Çok sevdiḡim arkadaşımdı. Hem Beyrut kuşatmasında, hem
de Suriye, Parlemento kafeterya’dan arkadaşımdır. Emsali az bulunur bir
devrimcidir.
Suriye parlemento
kahvesinde tanıştık; ”Feyyaz, benim Arapça konuşma dilim güzel, bir bildiri
var, bunu Arapça yazı diline çevirebilir misin?” diye sordu. Ben de olur dedim.
Bana, ”Parasını da veririm” dedi. Ben de. Tamam olur. Dedim.
Bildiri: İsrail
işgaline karşı ve Filistinlilerden yana idi. Arapça yazı dili 20 dakika geçmeden,
bitirdim. Bana, ”Yoldaş, bu kadar para var, hediyem olsun..” dedi.
Aynı parayı, cebine
koydum. Bana baktı ve baktı…”Benim adım, Abdullah Dereli ama şu anki adım: Ali
Garip’tir” dedi.
Ben de, takma adın ve
soyadın, Arabidir, Arapçadır, dedim. Ali, yüksek oluyor, garip te yabancı, ecnebi oluyor…
“Fevzi ya da Feyyaz, Suriye’de yaşıyorum. Hatay /
Reyhanlı’yım. Takma adım Ali olsun. Alevileri de
seviyorum…” dedi.
Ali Garip ile yani Abdullah Dereli ile tanışmam böyle
oldu.
(II)
Suriye’de, Arapça yazı kursu vardı. Ben
de katılayım, dedim. Baktım ki, Ali Garip’te orda.
Hemen yanıma geldi:
”Feyyaz, bu Arapça yazı dilini öḡrenmem gerekiyor. Arapça bildiriler var da,
sana sürekli danışamam…” dedi.
Ben de, sizleri burada
görmek, beni çok sevindirdi. Her zaman danışalım ve konuşalım, dedim.
Arapça dil kursuna
devam etti… Bir gün baktım
ki, Ali Garip yok. Parlemento kafetaryasına gittim. Yok. Arkadaşlara sordum.
Bilgileri yok…
Ben kursu bitirdim.
Askerliḡim eksikti. Lübnan’da ”askerlik” yapayım dedim. Lübnan’da Türkiyeli
devrimcilerin olduḡu kampa gönderdiler.
Kampa ulaşır, ulaşmaz:
Ali Garip oradaydı. Sene 1982!
Bir baktı, ”Feyyaz!!!
Burada!” Baḡırdı.
Bana: ”Yahu Feyyaz, sen Behice Boran partisinden yani
Türkiye İşçi Partili deḡil misin? Burada
ne işin var?” diye mizahi olarak sordu.
Ben de, “askerliḡimi
burada yapayım diye, geldim!”
O’da güldü…
(III)
1983’te Şam’da gene bir araya geldik. Parlemento
kafeteryası.
Ben de Ali yoldaşa,
yarın bir orman gezintisi yapalım. Komünist partililer de yer alacak dedim.
Ali’de, ”Olur, ben de
varım” dedi.
Saat 12.00 sularında
buluştuk: Suriye otobüsü önünde: Gelenler: Suriye Komunist Partisi üyesi, Faiz
Cebiroglu (Türkiye İşçi Partisi), Çin, Uyguristan Komünist Partisi, Sosyalist
Vatan Partisi, Ali Galip, TKEP ve en son Fadıl PKK…)
Ormana gittik. Suriye
rakısı var. İçtik. Faiz ya da Ali Garip deyişi ile Feyyaz baḡlama çaldı. Ali
Garip eşlik ediyor: ”Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz..” diye.
(…..)
Başka anılar da var.
Bunları daha sonra yazarım.
Gözyaşlarım var. Ben de
aḡlıyorum.
Güzelim Ali Garip. Güzelim Abdullah Dereli, Seni seviyorum be!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder