Dönüyorlar(*)!...
Demir Bilgin
Dönüyorlar.
Dönenler dönüyor. Dönenler, önce, zavallık-larına ağıt döküyor.
Burada ağıt, “kendini kusmak” oluyor: Evren oluyor. Recep oluyor. Her ırktan ve
dilden inkâr oluyor. Kendini ve kimliğini red-etmek oluyor.
Dönüyorlar. Dönecekler.
Dönenlerin listesi çoktur. 12
Eylül sonrası, Nabi Yağcı (Haydar Kutlu), Nihat Sargın, Cem Karaca gibi
şahsiyetler başlattı. Başka isimlerle sürdü. Sonra dönenlerin halkasına, ne
yazık ki, bazı Türkleşmiş Kürdler de katıldı. Burkay Kemal katıldı. Şivan
katldı ve şimdi Yaşar Kaya var. Yaşar Kaya, Ankara’da, herkesi ağlatmış.
Ankara’da herkesi ağlatan Yaşar Kaya, Recep Tayyib’i de ağlattı!
Dönüyorlar. Ağlayarak ve
ağlatarak dönüyorlar.
Kemal Burkay, Şivan Perver,
Receb’i ağlattı.
Yeni dönen, Yaşar Kaya hem
kendisini, hem de Receb’i ağlattı.
Ağlatarak dönüyorlar!
Kendi kimliklerine ihanet
ederek dönüyorlar. Ağlayarak ve ağlatarak dönüyorlar.
Dönmek, aklın tersine
çalışması oluyor. Ters çalışan akıl, tersine dönüyor. Dönmenin ilk ipucu,
burada yatıyor. Dönmek, budur. İnsani anlamda, ilerleme adına geriye gitmek,
yani kendi gelişimini red-etmek, bu oluyor. Kendini, kimliğini red-eden insan,
zavallı-lığına ”ağıt” döken insan oluyor. Bu anlamda, ağıt ya da ”kendini
kusmak” bu oluyor.
Parentez açıyorum: Kimse yanlış
anlamasın. Ben, şu veya bu şekilde, sürgünde yaşayan politik insanların
ülkelerine dönmesine karşı değilim. Karşı çıktığım, onları sürgün edenlerden
“af “ dilemeleridir! Yalnız af mı, aftan da öte onları övmeleri ve onları
överken de, onlara “timsah gözyaşları“ döktürmeleridir. Bizi, bizleri kahreden
de budur. Kim, nasıl ülkesini terkettiyse, o şekilde dönsün. Dönsün ama döner dönmez, katillere ve aşağılık
insanlara “övgüler“ yağdırıyorsa, ortada dönüş yok, döneklik var demektir!
Parentezi kapatıp, devam ediyorum.
Evet…. Dönüyorlar. Kendilerini
kusarak dönüyorlar. Dönsünler.
Pir Sultan Abdal, dönenlere
güzel seslenmiştir:
“Dönen dönsün, ben dönmezem
yolumdan!”
Ama siz dönekler, dönün. Ağlayarak ve ağlatarak dönün. Kusarak, dönün.
Dönün, zavallılıklarınıza, göz
yaşı dökerek dönün. Yetmezse, Konya’ya da gidin. Orada da dönme yeri vardır.
Orada da dönün. Dönersiniz!
Dönün, günah çıkartarak ve
kusarak dönün!
Dönün. Dönmek, tersine dönmek,
sizlere yakışıyor.
Dönün, daha, daha donün!
Evren’i, Özal’ı, Receb ve eşi
Emine’yi ağlatarak dönün.
Dönün. Daha, daha da dönün.
Dönün, ey dönekler, içinizi
kusarak dönün!..
----
(*) Erdoğan'a mektup gönderdi
Bu arada gazetecilere önce
Kürtçe sonra da Türkçe açıklama yapan Kaya'nın eşi Yurda Alaca buruk bir sevinç
yaşadığını söyledi.
Alaca, "Aslında eşim bir
terörist değil, eline silah almış değil. Parti başkanı olarak yargılandı ve
hapse mahkum oldu. 20 yıl Almanya'da yaşamak çok güç. Çünkü Alman toplumu ayrı
bir toplum, dili ayrı, farklılıkları var. Gerçek demokrasi bütün kuram ve
kuralları ile işlemeli" ifadesini kullandı.
Alaca, bir gazetecinin
"Türkiye'ye dönmesine getiren süreç ne oldu? Başbakan Erdoğan ile bir
görüşmeniz oldu mu" sorusuna "Erdoğan'a bir mektup gönderdi. Hüseyin
Çelik vasıtasıyla geçen yıl bir mektup gönderdi. Dönmesini bekliyordu"
şeklinde yanıt verdi.
Yakınlarıyla bir süre sohbet
eden Yaşar Kaya, daha sonra dinlenmek için Ankara Yenimahalle'de yaşayan
yeğenin evine gitti.
Muhabir: Zafer Fatih Beyaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder