Mihrac Ural
”....Kimse kimseyi farklı tanımlayamaz.
Tanımlama haksız ise halk vicdanında asla yer edinemez. Ensar vakfı yeri göğü
yutsa da artık bir çocuk tecavüzünün simgesi olmuştur bu değiştirilemez 1000
yıl sonra bile böyle anılacaktır. Tek çaresi kapanmaktır. Tecavüzün azı çoğu
ilki sonu yok…
TBMM de olan tepişmelere bakınca orayı “ahır”a benzettim. Kimileri tepki gösterdi. Meclis bir ulusun alın akı vicdanı ve ahlakıdır diye rahatsızlık gösteren okurlarımdan kimileri beni uyarmayı da ihmal etmedi. Onlara teşekkür ederim. Önceki tepişmenin ardında bu günkü tepişme de gelince görüşlerimi tekrar etmek zorunda kaldım. Bir kereden bir şey olmaz diyenlerin bu kaçıncı kez diye alacakları cevap karşısında ısrarlarını devam ettireceklerini sanmıyorum. Ayrıca bilmeleri gereken önemli bir olguyu da hatırlatmak isterim. TBMM tarihi iyi incelenirse görülecektir ki her diktatörlük dönemi böylesine zorba tepişme hak sahiplerine baskı yapma tekme tokat dövme dönemleri olmuştur...”
TBMM de olan tepişmelere bakınca orayı “ahır”a benzettim. Kimileri tepki gösterdi. Meclis bir ulusun alın akı vicdanı ve ahlakıdır diye rahatsızlık gösteren okurlarımdan kimileri beni uyarmayı da ihmal etmedi. Onlara teşekkür ederim. Önceki tepişmenin ardında bu günkü tepişme de gelince görüşlerimi tekrar etmek zorunda kaldım. Bir kereden bir şey olmaz diyenlerin bu kaçıncı kez diye alacakları cevap karşısında ısrarlarını devam ettireceklerini sanmıyorum. Ayrıca bilmeleri gereken önemli bir olguyu da hatırlatmak isterim. TBMM tarihi iyi incelenirse görülecektir ki her diktatörlük dönemi böylesine zorba tepişme hak sahiplerine baskı yapma tekme tokat dövme dönemleri olmuştur...”
İnsanlar bazı binaları kurumları taşları bez parçalarını
kutsarlar. Belki bu algı süreçleriyle ilgili gelenek mirasıdır. Bunun
toplumların kimliğinde edindiği yer itibarıyla anlamak mümkün. Saygı da duymak
zor değil. Bir türbe gibi kimsenin dil uzatmasını içinde meşru almayan
davranışların yapılmasını istemediğimiz gibi. Camide mayo ile Kimse kimseyi
farklı tanımlayamaz. Tanımlama haksız ise halk vicdanında asla yer edinemez.
Ensar vakfı yeri göğü yutsa da artık bir çocuk tecavüzünün simgesi olmuştur bu
değiştirilemez 1000 yıl sonra bile böyle anılacaktır. Tek çaresi kapanmaktır.
Tecavüzün azı çoğu ilki sonu yok…
TBMM de olan tepişmelere bakınca orayı “ahır”a benzettim. Kimileri tepki gösterdi. Meclis bir ulusun alın akı vicdanı ve ahlakıdır diye rahatsızlık gösteren okurlarımdan kimileri beni uyarmayı da ihmal etmedi. Onlara teşekkür ederim. Önceki tepişmenin ardında bu günkü tepişme de gelince görüşlerimi tekrar etmek zorunda kaldım. Bir kereden bir şey olmaz diyenlerin bu kaçıncı kez diye alacakları cevap karşısında ısrarlarını devam ettireceklerini sanmıyorum. Ayrıca bilmeleri gereken önemli bir olguyu da hatırlatmak isterim. TBMM tarihi iyi incelenirse görülecektir ki her diktatörlük dönemi böylesine zorba tepişme hak sahiplerine baskı yapma tekme tokat dövme dönemleri olmuştur. namaz kılınmayacağı gibi. Kurumlar mekanlar taşlar tapınaklar her ne ise kendi özgünlükleri ritüelleriyle bir var oluş sergilerler. Bu yapıların içinde onların bir ifadesi olanlar bu mekanları ya yüceltirler yada yerin dibine batırırlar; bir çocuk esirgeme kurumunda çocuklara tecavüz etmek gibi.
Kimse kimseyi farklı tanımlayamaz. Tanımlama haksız ise halk vicdanında asla yer edinemez. Ensar vakfı yeri göğü yutsa da artık bir çocuk tecavüzünün simgesi olmuştur bu değiştirilemez 1000 yıl sonra bile böyle anılacaktır. Tek çaresi kapanmaktır. Tecavüzün azı çoğu ilki sonu yok…
TBMM de olan tepişmelere bakınca orayı “ahır”a benzettim. Kimileri tepki gösterdi. Meclis bir ulusun alın akı vicdanı ve ahlakıdır diye rahatsızlık gösteren okurlarımdan kimileri beni uyarmayı da ihmal etmedi. Onlara teşekkür ederim. Önceki tepişmenin ardında bu günkü tepişme de gelince görüşlerimi tekrar etmek zorunda kaldım. Bir kereden bir şey olmaz diyenlerin bu kaçıncı kez diye alacakları cevap karşısında ısrarlarını devam ettireceklerini sanmıyorum. Ayrıca bilmeleri gereken önemli bir olguyu da hatırlatmak isterim. TBMM tarihi iyi incelenirse görülecektir ki her diktatörlük dönemi böylesine zorba tepişme hak sahiplerine baskı yapma tekme tokat dövme dönemleri olmuştur. TBMM’yi tanımlayan tarihi kesitler işte bu değişkenlik içinde kendilerini ifade ederler. Diktatörlük dönemlerinde TBMM’nin hiçbir saygınlığı meclise benzer yanı kalmaz güçlü olanın muhalefeti sındırmak için bir ahır olarak kullanılması gündeme gelir. Ki olan bundan başka bir şey değildir.
Kurumları kurum yapan onları canlı fenomenleridir ya vezir ya da rezil eder. Hepsi bu.twitlerimi okuduğunuzda var olanı resmetmekten başka bir şey yapmadığımı göreceksiniz.
KONUYLA İLGİLİ TWİTLERİM
1- "TBMM ahırı"ndan söz edince birileri fena alınmıştı. Bu kaçıncı hayvani saldırıdır söyler misiniz? Bu tepişmeler nerede olur söyler misiniz?
2- TBMM halkın temsilcileri mi diyalog bilmez hayvanların yerimi? Bunu anlamak için Hakim olan diktatörlüğün saldırganlığını bilmek gerek.
3- TBMM ahırında tepişmenin tarihi her zaman hakim olanın baskıları sonucu olmuştur. Bu kez de öyle AKP soytarılarının HDP'lileri saldırısı
4- Soytarı diktatörün pervasızlığı TBMM'ni ahıra çevirirken AKP milletvekilleri de birer hayvan olarak hak arayanları tekmeleyip duruyor
5- Haziran seçimlerini hokkabazca kasım seçimleriyle alt üst eden diktatör yönetimi, TBMM'yi tepişen hayvan saldırılarına teslim etmiştir
-Kürt halkına yapılan füzeli bombalı kanlı kıyımın uzantısı TBMM denilen ahırda hayvanların saldırısıyla devam ediyor.
-Ülke tek sizin mi,nasıl barış içinde olunacak evlerimizi başa yıkar gençlerimizi katledersiniz, parlamentoda da hayvanlar gibi saldırırsınız
-Kendi topraklarında yakıp yıktığınız Kürd halkına ahıra çevirdiğiniz TBMM'de halkın oylarıyla gelen Mv.lere saldırınız unutulmayacaktır
-Gündeme dönelim TBMM'denilen ahırda HDP'lilere yapılan saldırı Anadolu'nun tüm halklarına yönelik bir baskı ve şiddettir. Lanetliyorum
TBMM de olan tepişmelere bakınca orayı “ahır”a benzettim. Kimileri tepki gösterdi. Meclis bir ulusun alın akı vicdanı ve ahlakıdır diye rahatsızlık gösteren okurlarımdan kimileri beni uyarmayı da ihmal etmedi. Onlara teşekkür ederim. Önceki tepişmenin ardında bu günkü tepişme de gelince görüşlerimi tekrar etmek zorunda kaldım. Bir kereden bir şey olmaz diyenlerin bu kaçıncı kez diye alacakları cevap karşısında ısrarlarını devam ettireceklerini sanmıyorum. Ayrıca bilmeleri gereken önemli bir olguyu da hatırlatmak isterim. TBMM tarihi iyi incelenirse görülecektir ki her diktatörlük dönemi böylesine zorba tepişme hak sahiplerine baskı yapma tekme tokat dövme dönemleri olmuştur. namaz kılınmayacağı gibi. Kurumlar mekanlar taşlar tapınaklar her ne ise kendi özgünlükleri ritüelleriyle bir var oluş sergilerler. Bu yapıların içinde onların bir ifadesi olanlar bu mekanları ya yüceltirler yada yerin dibine batırırlar; bir çocuk esirgeme kurumunda çocuklara tecavüz etmek gibi.
Kimse kimseyi farklı tanımlayamaz. Tanımlama haksız ise halk vicdanında asla yer edinemez. Ensar vakfı yeri göğü yutsa da artık bir çocuk tecavüzünün simgesi olmuştur bu değiştirilemez 1000 yıl sonra bile böyle anılacaktır. Tek çaresi kapanmaktır. Tecavüzün azı çoğu ilki sonu yok…
TBMM de olan tepişmelere bakınca orayı “ahır”a benzettim. Kimileri tepki gösterdi. Meclis bir ulusun alın akı vicdanı ve ahlakıdır diye rahatsızlık gösteren okurlarımdan kimileri beni uyarmayı da ihmal etmedi. Onlara teşekkür ederim. Önceki tepişmenin ardında bu günkü tepişme de gelince görüşlerimi tekrar etmek zorunda kaldım. Bir kereden bir şey olmaz diyenlerin bu kaçıncı kez diye alacakları cevap karşısında ısrarlarını devam ettireceklerini sanmıyorum. Ayrıca bilmeleri gereken önemli bir olguyu da hatırlatmak isterim. TBMM tarihi iyi incelenirse görülecektir ki her diktatörlük dönemi böylesine zorba tepişme hak sahiplerine baskı yapma tekme tokat dövme dönemleri olmuştur. TBMM’yi tanımlayan tarihi kesitler işte bu değişkenlik içinde kendilerini ifade ederler. Diktatörlük dönemlerinde TBMM’nin hiçbir saygınlığı meclise benzer yanı kalmaz güçlü olanın muhalefeti sındırmak için bir ahır olarak kullanılması gündeme gelir. Ki olan bundan başka bir şey değildir.
Kurumları kurum yapan onları canlı fenomenleridir ya vezir ya da rezil eder. Hepsi bu.twitlerimi okuduğunuzda var olanı resmetmekten başka bir şey yapmadığımı göreceksiniz.
KONUYLA İLGİLİ TWİTLERİM
1- "TBMM ahırı"ndan söz edince birileri fena alınmıştı. Bu kaçıncı hayvani saldırıdır söyler misiniz? Bu tepişmeler nerede olur söyler misiniz?
2- TBMM halkın temsilcileri mi diyalog bilmez hayvanların yerimi? Bunu anlamak için Hakim olan diktatörlüğün saldırganlığını bilmek gerek.
3- TBMM ahırında tepişmenin tarihi her zaman hakim olanın baskıları sonucu olmuştur. Bu kez de öyle AKP soytarılarının HDP'lileri saldırısı
4- Soytarı diktatörün pervasızlığı TBMM'ni ahıra çevirirken AKP milletvekilleri de birer hayvan olarak hak arayanları tekmeleyip duruyor
5- Haziran seçimlerini hokkabazca kasım seçimleriyle alt üst eden diktatör yönetimi, TBMM'yi tepişen hayvan saldırılarına teslim etmiştir
-Kürt halkına yapılan füzeli bombalı kanlı kıyımın uzantısı TBMM denilen ahırda hayvanların saldırısıyla devam ediyor.
-Ülke tek sizin mi,nasıl barış içinde olunacak evlerimizi başa yıkar gençlerimizi katledersiniz, parlamentoda da hayvanlar gibi saldırırsınız
-Kendi topraklarında yakıp yıktığınız Kürd halkına ahıra çevirdiğiniz TBMM'de halkın oylarıyla gelen Mv.lere saldırınız unutulmayacaktır
-Gündeme dönelim TBMM'denilen ahırda HDP'lilere yapılan saldırı Anadolu'nun tüm halklarına yönelik bir baskı ve şiddettir. Lanetliyorum
---
2 Mayıs 2016 / Pazartesi - Lazkiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder