Dr.İsmet Turanlı
Kürt isyanlarında bir çok aşiretin dayanışma göstermediği için başarısız
kaldığını görmek mümkündür.
Cumhuriyet devrinde de, gerek Şeyh Sait,
gerekse Dersim katliamında da bir çok aşiretin devrin hükumetleri ile bir
işbirliğine girdikleri, dayanışma göstermediklerine şahit oluruz.
Bu tarz kifayetsizlikleri halen
yaşamaktayız. Irak’ta Talabani, Barzani çatışması yakın tarihimizden bir
misaldir.
40 Alman meslektaşımla 1968 te yaptığım
Rusya seyahatında Erivan da ki Kurdoloji enstitüsünü , sonrada Erivan
Radyosunun Kürtçe yayın yapan bölümünü ziyaret ettim. Orada ailemin Türklerle
işbirlikçe olduğuna dair çok ağır sözler işittim.
Haci Bedir ağa’nın Atatürk tarafına
geçtiğini, yanına gelen Bedirhan ve Cemil paşa zadeleri kovduğunu, Dayım
Hüseyin Fırat’ın Menderesin yanında, Abim Sırrı, amcam Ali Turanlı’nın
Demirel’in yanında olduklarını, bu işbirlikçi davranışı kınadıklarını
söylediler.
Gerçi son devredede Dengir Mir Mehmet
Fırat’ın Erdoğanın yanında uzun bir zaman hizmet etmesi Kürtler tarafından
işbirlikçilik olarak değerlendirildi. Çok şükür kendi fikrini ifade etmek
hürriyetini seçti. Aydın insanlar liderlerinin papağanı olmazlar.
Kahta-net’inin duyurularına göre Erdoğan’ın
Kahtadan iki müdafii siyasetçisi daha var. Biri meclis gurup başkanvekili Ahmet
Aydın, diğeride Mehmet Metiner. Fakat her üçüde Ak partide olmalarına rağmen
Kahta içinde üç ayrı fraktion tarzında Erdoğan’a hizmet veriyorlar. Bu durum
dayanışma kabiliyetinin zaafından doğuyor.
Bugün BDP de Altan Tan islamiyetçi,
rahmetli Melik Fırat antisiyonistik cephede, Dr. Tarık Ziya sosyalistik
cephede, Ahmet Türk Türklerle birlikte olmak arzusunda, velhasıl Kürtlerin
özgürlük davasında herbiri bir başka uçtan çekip duruyor.
MARX bütün dünya işçilerinin birlik olması
çağrısı yapmıştı. Kürtlerde neticede özgürlüklerine kavuşmak için mücadele
veriyorlarsa, gayelerinde ki birlikteliğin sorumluluğu icabı dayanışmadan
kaçınamazlar.
Irak’ta Barzani ile Talabaninin akılları
başına gelipte dayanışma gösterince Talabani Cumhurbaşkanı oldu, Barzani de
federal bölge başkanı oldu ve kavga bitti.
Şam’da kürt ileri gelenleri, Öcalan,
Barzani, Talabani ve Türkiyeden katılanlarla bir toplantı yapmış ‘Brekujiye’
son vermişler, istikbalde dayanışma içinde olacaklarını deklare etmişlerdi, Ama
sonu gelmedi. Herkes kendi yönünde hareket etmeğe başladı.
Bugün Öcalan’ın PKK yı Türkiyenin sınır
dışına çekme kararı sonrası Kürt aydınlarının, hele hele solcu geçinenlerin
dayanışma göstermemelerini anlamakta zorlanıyorum.
Fazıl Say’ın klasik müzik yapımcılığının
müzik eğitimindeki en üst seviyede olduğunu düşünürsek ki bunun insan ruhunun
beslenmesindeki etkisini bilerek söylüyorum, Kürt aydınların da da dayanışma
gelişmesinin üst seviyelere gelmediğini, dolayısıyle de başarsızlığa mahkum
olduklarını ifade edebilirim. Elbette bu durum sosyo-psikolojik bir evrime
ihtiyaç gösterir.
Nehirler geriye akıtılamadığı gibi Kürt
sorununun da çözüleceğine, çok geçmeden özgür Kürdistanın kurulacağına
inanıyorum. Bu demek değildir ki Kürtler Türklerden kopacak, Türkiye
bölünecektir. Batıya zorunlu olarak göç ettirilen Kürtlerin kurulacak
Kürdistana dönmeyecekleride kesin. Avrupaya göç etmiş Türkiyelilerin Türkiyeye
dönmek istemedikleri gibi.
Kurulacak Kürdistan ile Türkiye
arasında AB de olduğu gibi hudutlar açık olacak, ne Türkiye bölünmüş, neden
Kürdistanın üniter yapısı önlenmiş olacaktır.
Eğer Türkler Kürtlerin kardeşleri
olduklarını iddia ediyorlarsa evvela Kürtçe öğrenmeleri gerekir. Kürtler
Türkçe, Arapça, Farisi, Avrupa da da Almanca, Fransızca öğreniyorlar. Yok eğer
Kürtçe öğrenmek KİBİRLERİNE dokunuyorsa O zaman en kibirli söylemleri ‘’ Ne
Mutlu Türküm diyene’’ demeye devam etsinler. Fakat Kürtlere de ‘’Türküm,
doğruyum, varlığım Türk varlığına armağan olsun dedirtmesinler.
Kürtçe öğrenipte ne yapacağız demesinler.
Bugün güney Kürdistan da binlerce Türk firması iş peşinde. Elbette kuzey
Kürdistanda da vazife göreceklerin Kürtçe bilmeleri ora halkı ile iletişimi
kolaylaştıracaktır. Herşeyden evvel KARDEŞLİK iddialarını isbat etmiş
olacaklardır.
Benim lisan öğrenmek için tavsiye edeceğim
bir yöntem var. Hergün on kelime, hafta da bir bir cümle, ayda bir de bir
gramer kaidesi. Üç ayda 900 kelime eder. Devlet Bahçelinin hezeyanlarını ve
hakaretlerini ifade etmek için 800 kelime kullandığı söyleniyor.
Benim Londra da yaşayan, bir İtalyan ile
evli olan oğlum REMO’nun 12 yaşinda ki kızı HELİN 5 yabancı dil biliyor.
Türkiye de Kürt ailelerin çocukları ile sadece Türkçe konuşma mecburiyeti
kalmadığınıda duyurmam gerekir. Çocuklarının anadillerini bilmedikleri halde
Anadilde eğitim istiyorlarmış samimiyetsizliklerinide kınamam gerekir. Kürtler
orta doğuda bilingualdir. Türkler ise sadece Türkçe bilirler. Hasan Cemal
Güzel’e göre dünyanın en eski, en çok kunuşulan dili Türkçedir (!). Kürtçe ise medeni bir dil değildir.
Anadil kelimesinin Kürtçesi ise ‘’ Zımanı Zikmaki’’ yani ‘’ Ana rahmindeki
dil’’ şeklindedir. İlmen isbat edilmişdir ki insanlar ana karnın da iken
analarının dilini öğrenmeğe başlarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder