Demir Bilgin
Türkiye insanı, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle, giderek
büyük bir yozlaşmaya uğradı. Şu an, şeriatçı AKP iktidarında, Türkiye
insanındaki yozlaşma, gerçekten, had safhadadır. Yozlaşma, ne yazık ki, bazı
solcu ve sosyalist kesimi de etkiledi.Acıdır. Böylesi bir Türkiye ortamında,
yeniden Leninizmin ilkelerini hatırlatmak; yeniden, Leninizmin ABC’si olmuş
konuları notlar halinde yazmak, artık bir zorunluluktur.
Yozlaşmak nedir?
Yozlaşmak, insanın gelişim tarihinde
elde ettiği tüm değerleri yitirmek demektir. Yozlaşmak, şu an ki, AKP sürüler
iktidarı Türkiye’sinde, insancık olmak demektir.
Leninizmin ABC’si olmuş konula
rnedir?
Leninizm, sosyal yapılara
ilişkin konularda, çözümde, hep,
”anahtar”olacak noktalardan kalkar. Toplumda yer alan ”temel çelişkiler”.
Temel çelikiler düzeninde ortaya çıkan ”baş çelişkiler” ve çözüm.
Leninizm, toplumsal yapıya ilişkin,
tarihsel köklerde, toplumun, ”ezen – ezilen” şeklinde bölünmesi, ve
bubölünmenin maddi temellerini ortaya çıkaran yapıları ve çözümünü inceler. Bunları,
insan evrim tarihi sürecinde; toplumda hakim olan üretim tarzı bazında, temel çelişki ve baş çeliki
şeklinde ele alır. Temel ve de baş çelişkilerden kurtuluş yolu böylesi bir
perpektiften geçtiğine işaret eder.
Açıktır, politik yaşamda
başarılı olmak için, insan toplumunun evrim tarihine denk düşen, bilimsel
yasaları veüretim tarzları bilmek gerekiyor. Ayrı bir makale yazısıdır. Ama buradan kalkarak,
”teorimizi, fikirlerimizi neye göre belirlememiz gerekir? Sorusuna,Marksizmin
cevabı açıktır: ”Nesnel üretim koşullarına göredir!”
Alfabedir, ama yine, yazmam
gerekiyor. İnsan toplumunun siyasal evrim tarihi beş üretim tarzı
ile şekilleniyor:
Bir: İlkel komünal toplum.
İki: Köleci toplum.
Üç: Feodal toplum
Dört: Kapitalist Toplum.
Beş: Sosyalist ( Komünist) toplumdur.
Böylesi bir üretim tarzı
üzerinde şekillenen toplumsal ve baş çelişkiler vardır.
Parentez açıyorum: Devlet:
Daha sınıfların doğmadığı ya da olmadığı sistemlerde yok olur. Söner. İlkel
komünal toplumda yoktu. Komünist toplumda da olmayacak. Köleci ve kömünizmin
alt aşaması sosyalizme kadar, devlet ve ulus vardır. Zira, bu sistemlerde,
sınıflar vardır. Bunları bilmeden ve görmeden,devlete ve ulusa karşıyım demek
”ütopist devrimci” olmak demektir. Devrimcilik,hayaller ile, gündüz
rüyaları ileyürümez) .
Parentezi kapatıyor ve devam ediyorum.
Bu temel noktalara
ekleyeceklerim var. Şu an, Türkiye’de temel çelişki: Emek ve Sermaye
arasındadır. Baş çelişki: Şeriatçı AKP ile Laiklik arasındadır.
Temel çelişki, kapitalist
sistemTürkiye’sinde ve bu alt-yapı üzerinde oluşan emek ve sermaye
arasındaki çelişkidir.
Baş ya da ikincil
çelişki,Türkiye’de, değişik dönemlerde ortaya çıkan, laiklik ile şeriat
arasındadır.
Türkiye’de laik sistem, hiç bir zaman kurulmamıştır. Bunun sonucu, iki
de bir kendini gösteren, islam ve şeriat korkusu vardır. 12 Eylül 1980’de yapılan
askeri faşist darbe, solu ve sosyalistleri temizlemeye yetmiyordu. Sol ve
sosyalizme duvar örmek için, tek yol islam kalıyordu. 12 Eylül 1980, ANAP ve
AKP ile devam eden islam ve şeriat korkusu devam ediyor. Şeriatçı AKP Hükümeti, toplumu tekrar geriye ve
”şeria kanunlarına” göre yeniden
”dizayn”etme çabaları devam ediyor;
açıktır.
Şeriatçı AKP; Katar ve Suudi Arabistan’dan aldığı destek ile,
Orta-doğu’da ”islamik emperyal ülke” hayali ile hem Türkiye insanını, hem de
Suriye halkını perişan etmekten çekinmemektedir.
Böylesi bir Türkiye düzeni ve ortamında
, haklı olarak, temel çeliki (emek –
sermaye) gizleniyor ve yerini baş çelişkiye bırakıyor: Şeriatçı AKP ve Laiklik
oluyor.
Evet; şu an, Türkiye’nin baş çelişkisi,
şeriatçı AKP ile Laiklik arasındadır.
Evrim tarihimizi tekrar geriye, şeriata doğru sürüklemek isteyen
AKP’ye dur diyelim!
Sosyalistler, sınıf kavgasını ,unutmadan, bir yana atmadan, şeriatçı AKP ve Hükümetine
karşı dur diyeceklerdir!
Şeriatçı AKP’yi ve destekçilerini teşhir etmek,
tarihsel olarak, en büyük ilericiliktir.
Tekrar uyarıyoruz: İslami
–şeriatçı AKP ile ”umutlu” izdivaçlar yapmak, boştur. Mümkün değildir.
Ne derler, Midyat’a pirince giderken,
evdeki bulgurdan olmak!
Olmamasını istiyoruz.
Meselelere, sorunlara evrimsel
vetarihsel bakalım. Biliniz ki, bizi ezenler ve tarihten kaldrmak
isteyenler, yenilecektir.
Bu yazımla, bizi bekleyen tehlikeleri hatırlatmış oldum.
Bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder