Demir
Bilgin
31 Mayıs 2013’te , Taksim’de
büyük bir intifada (halk ayaklanması )
oldu. Yıllardır biriken öfke taştı.Öfke, Taksim Gezi Parkı’nda patladı! Onbinler,
gerici AKP’ye ”dur!” diye, meydanlara indi. Onbinler, ”Recep, defol!...” diye bağırdı. Taksim intifadası,
Taksim’de kalmadı; tüm Anadolu’yu sardı. Şiar tekleşti: Heryer Taksim, heryer
intifadadır!
Evet, heryer Taksim ve heryer
intifadadır.
Tüm yazı ve yorumlarımda hep
bunlara işaret ettim. Son yazımda; ”Temel çelişki, baş çelişki ve alfabe”
başlıklı yazımda, şeriatçı AKP Hükümetine karşı mücadelenin anlam ve önemine
vurgu yapmıştım. Gerçekler, inatçıdır. İnatçı gerçekler, Taksim’de patladı.
Taksim patlayışı, bir giriş oldu. Giriş mi, şudur: ”Müslüman burjuvazisinin alt yapısı üzerinde şekillenen, gerici,
şeriatçı bir üst yapı istemiyoruz”
demektir. Temel çelişki, baş çelişkinin yarattığı birinci nokta budur.
İki: İntifadalar, bazen
beklenmedik bir anda patlak verir. Taksim’de bu oldu, patladı. Biriken öfke,
toplumsal evrim tarihimizi, geriye, feodal sistemin kurallarına götürmek
isteyen AKP ve hükümetine isyan etti. Taksim ve sonra, Taksimleşen Anadolu
İntifadası, bu oluyor.
Soru: Peki, böylesi bir intifada,
biz devrimciler olarak, ne yapmamız gerekiyor?
Cevap: İntifadaya cevap verecek
ve Türkiye’yi, şeriatçı AKP yönetiminden kurtaracak bir çözüm yoluna ve çözüm
yolunu gösterecek bir proğrama ihtiyaç var, demektir.
Bu, şudur: Şu an Türkiye’de baş çelişkimiz,
gerici, şeriatçı AKP ve hükümetini iktidardan uzaklaştırmaktır. Bunu ancak ve
ancak, ”asgari” bir proğramla yapabiliriz.
Peki, sözcük olarak, asgari nedir? Program
nadir?
Asgari, arapça sözcüktür, küçük demektir.
Minimum noktalarda anlaşmak demektir.
Program, yapılacak işleri
gösteren pusula demektir.
Bu tanımlardan sonra ”asgari”
proğrama geçiyorum.
Giriş:
Bizler, emek – sermaye
çelişkisini unutmadan, siyasal kuruluş tarihimizi geriye, şeriata doğru
götürmek isteyenlere karşı birlikte hareket eder, ama kapitalist düzenin
sonrasını, yani sosyalizmi savunuruz.
Bizler, laik bir devletin
kurulmasından yanayız. Laik devlet şudur: Devletin ne resmi, ne de gayri resmi
bir dini olmamalıdır. Şiarımız açıktır: Devlet, dinden elini çek!
Aleviler, sunni devletin baskısı altında
yaşamalarına son verilmelidir.
Türkiye’de ulusal sorun, Kürt
sorunudur. Ne yazık ki, 21 Mart 2013, İmralı süreci, AKP’nin ”sahte vaatleri”
ile 35 yıllık direniş, ”Türk – İslam Sentezi” altında, şeriatçı AKP ve Recep
Tayyip’in ”Kürt açılımlarına(!)” terkedilmiştir. Türk – İslam sentezi altında,
Kürt sorunu bir yana, hiç bir sorun çözülmez. Bunları yazmak ve tekrarlamak
gerekiyor. Kürt Sorunu, geriye, şeriata gidilerek çözülmez, Kürt Sorunu, ancak
ve ancak ileri, hep ileri hamleler ile çözülür, diyoruz.
Böylesi bir ”asgari” programsal giriş,
aşağıdaki noktalar oluyor:
1- AKP Hükümetini derhal
iktidardan uzaklaştırmak.
2- İmamın ordusunda temerküzleşen tüm şeriatçı
kesimleri uzaklaştırmak.
Bunlar yapıldıktan sonra,
Türkiye’ye uygun ”İlerici demokratik” bir anayasa ile, yani devletin politik ve örgütleniş
tarzına uygun bir anayasa ile tüm hak ve özgürlükler belgelenir.
Bunlara hep işaret ettim,
ediyorum…
Taksim intifadasını ileriye
götürecek ve gösterecek bir pusulaya ihtiyaç var.
Temel çelişki / baş çelişki
bağlamında, şu an ki pusulamız, ”Asgari Program” ile, şeriatçı AKP ve Recep
Tayyip’i iktidardan uzaklaştırmaktır.
Taksim intifadasında ortaya çıkan
ve bizlere verilen mesaj budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder