Hejarê Şamil
PKK, Beşikçi'ye karşı cephe mi açıyor?
Ferda Çetin sıradan bir şahsiyet olabilir ama 'Ferda Çetin'
ismi sıradan bir isim değil. Kandil’in nabzını tutmadan tek bir kelime yazmaz /
yazamaz. AKP hükümetinin başdanışmanları Yalçın Akdoğan, Yiğit Bulut gibi bir
statüye sahip PKK nezdinde.
Öncelikle şu tespit yapılmalı; KP gibi bağımsız yayın
organlarında her bir yazar, editöre danışmadan kendi yazılarını yayınlama
hakkına sahiptir. Köşesi, onun özgürlük alanıdır. ANF gibi örgütsel yayın
organlarında hiçbir yazı, hatta genel koordinatörün yazısı dahi, kurum
onayından geçmeden yayınlanamaz.
Ferda Çetin’in ‘İsmail Beşikçi siyasete giriyor’ başlıklı
‘devrimci’ saldırı yazısı, PKK basın yayın kurumunun, Kandil’in onayı ile
yayınlanmıştır.
Kaleminden ve fikrinden başka hiçbir şeyi olmayan bir düşün
insanına, üstelik yaşamını Kürdün ve Kurdistan’ın özgürlüğüne adamış bir kişiye
karşı bu tür endazesiz saldırı yapılması, kendini Kürd sayan bir şahıs
tarafından ‘Kürt halkının karşıtı bir pozisyona dönüşmekle’ itham edilmesi
öncelikle ahlâki değildir. Ve hiçbir deftere ve kitaba sığmaz.
‘Örgütün onayı ile’ yayınlandığına inanıldığı için Ferda
Çetin’in bu yazısı çok tartışılacaktır ve Kurdistan Halkının kendi kafası ile
düşünen kesimleri arasında Ferda Çetin’in belki de bir miskal var olan itibarı
sıfırlanacaktır. Bu da bizim peşin hükmümüz olsun.
Ferda Çetin, eleştiri yazısı yazmış olsaydı, en başta bizler
saygıyla karşılardık. Kurdistan Davası, Kurdistan’ın özgürlüğü ve bağımsızlığı
söz konusu olan yerde Beşikçi teferruattır. Ne var ki, Çetin eleştiri
yapmamıştır; saldırmış, hedef göstermiş, ağzını açıp gözünü yummuş, tetikçilik
yapmıştır.
Bir örgüt, teşkilat, özgürlük hareketi; milyonların gönlünü
fethetmiş bir şahsa karşı cephe açmamalı. Açarsa, yanar. BU YAZIMIZIN TEMEL
UYARISI BUDUR; SAKIN HA! KAYBEDERSİNİZ VE HALKA DA KAYBETTİRİRSİNİZ!
Ferda’nın ‘Beşikçi saldırısı’nın hedefi aslında Beşikçi’nin
şahsiyeti değildir. Hoca’nın savunduğu Kurdistan’ın Bağımsızlık Fikri’dir.
Öcalan’ın ‘demokratik özerklik’, devamında gelen ‘Misaki
Milli’ düşüncesini Beşikçi’nin temsil ettiği Özgür Kurdistan fikrine karşı
dikmek, iyi niyet işareti değildir.
Ferda Çetin , ‘İsmail Beşikçi siyasete giriyor’ diyerek ince
bir ‘kurnazlık’ yapmış. Babam oğlu, bizim tanıdığımız Beşikçi, siyasete girmez,
rahat ol. ‘Siyasete giriyor’ derken, her şeyi, yiyip içtiği de incelenebilir
imasında bulunmuşsun.
Hareket liderlerinin, siyasetçilerin her şeyi ama her şeyi
toplumun gözlerinin önünde olmalıdır. Şimdiye kadar insanlığın vardığı kural
böyle, bizim koyduğumuz bir kural değil. Sayın Öcalan’ın ne yiyip ne içtiğini
halkımız merak ediyor. Bu halk Beşikçi’nin bayat kostümünün rengini merak
etmez, fikrini merak eder.
Kurdistan Bağımsızcılığı ile Sayın Öcalan’ın konumu dikkate
alınarak ‘stratejik tez’e dönüştürülen ‘ulusal devletler dönemi bitti’
saçmalığı (kimse bu terbiyesiz ifademizden dolayı kusurumuza bakmasın) ile yani
Kurdistancılıkla Türkiyelileşme arasındaki 'kan davası'nın Beşikçi kişiliğini
yıpratma ‘mücadelesi’ üzerinden kurgulanması en hafif değimle etik değildir.
Türk cephesinden Öcalan’ın 2013 duruşunu hararetle savunan
ve Beşikçi’ye saldırmakta kusur etmeyen eski MHP’li Mümtazer Türköne (Türköne
yalnız değil, bütün AKP yazar-ideologları ‘Öcalancı’ kesilmiş) ile Kürd cephesinden Beşikçi’ye saldırmayı
marifet bilen Ferda Çetin’in, Kurdistanî’liği - Beşikçiliği hiçleştirmeye
çalışırken ‘türkiyelileşme’ye sarılmaları; mefkuresel kan kardeşliğini
anımsatmıyor mu sizlere?
BEŞİKÇİYİ – KURDİSTANI SUSTURAMAZSINIZ!
Ferda’ya bu yazıyı yazdıranların amacı Beşikçi’yi
susturmaktır. Türk devleti 40 yıldır Beşikçi’yi susturamadı, Siz de
susturamazsınız! Hiç boşuna çabalamayın. Haşa, eğer Beşikçi ‘kendi iradesi’ ile
susarsa, kendisine ilk eleştiriyi getiren bizler olacağız.
Beşikçi hassasiyetimiz, ‘kırmızı çizgimizdir”. Kurdistan’ın
Bağımsızlığını savunan en tanınmış kişidir çünkü. Saldırılar da bu nedenledir.
Yoksa ‘Öcalan’a şunu dedi, bunu dedi…’ Bunlar hikâye. Mesele şudur; Kürd
kılıflı Türkiyecilik, Kurdistanîğe saldırıyor!
EL İNSAF, HOCA’YA BU SÖZLER SÖYLENİR Mİ?
Ferdaciğim, dünyanın en mütevazı adamlarından biri olan ve
bilimin vicdanı unvanına örgütlü güçle, parayla pulla, otoriter baskıyla değil,
beyin gücü, yürek aşkı ve sağlam duruşla layık görülmüş bir şahsiyete
‘liderinin bahçesine taş attığı’ için ‘Kürt halkının karşıtı’ sözünü nasıl reva
görürsün? Hiç mi vicdanın sızlamadı? Avrupa PKK’sinde vicdanı apandisit gibi
kesip atıyorlar mı? Avrupa’yı bilmem ama Kurdistan PKK’sinde böyle bir şey
yoktu… Neler yazmışsın be..? ‘Örgütsellik’ insanoğlunu bu hallere mi düşürüyor?
Neler yazmışsın:
‘Şebeke’
‘Beşikçi’nin bu açık ve pervasız saldırıları’
‘Beşikçi’nin hiddeti’
‘Kürt halkının karşıtı’
‘Karalıyor, kötülüyor’
‘Ağzına geleni söylemekte’
‘”Kürt dostu Beşikçi”’ (Çetin’in tırnağı)
‘”Bilim adamı”’ (Çetin’in tırnağı)
‘Öcalan’a derin düşmanlık’
‘Beşikçi’nin tepkisi ve öfkesi’
‘Yalan’
‘Beşikçi işi küfür ve hakarete vardırıyor’
‘Beşikçi yaptığı hakaret ve aşağılamalardan’
“Bu kadar da zıvanadan çıkmak olmaz”
‘Aymazlık’
‘Türk özel savaş kurumuna hizmet ettiği kesindir”
‘Beşikçi’nin ruh hali ve psikolojisi, sömürgeci ulus
aydınının üstünlük psikolojisidir’
‘Referansları da şaibeli ve bozuktur’
‘Beşikçi’nin bu hallere düşmesi’
Hiç utanmıyor musun, Ferda?
Küfür / kelime dağarcığında başka bir söz kaldı mı acaba,
diye merak ettim doğrusu.
AYDINLIK GAZETESİ MESELESİ
İnanancın olsun ki, Ferdaciğim, Aydınlık’taki ‘Öcalan’
yazılarının tek bir kelimesini okumadım. Okumam da. Aydınlık’ı tıklamaya bile
tahammülüm yok. Belki sen sonuna kadar okumuşsun (hali ruhiyenden okuduğunu
tahmin ediyorum) … Kandil de okumuştur
ama yanıt vermiyor. Aydınlık meselesini
retorikle geçiştirmek, işi ‘üç maymun’a bağlamak siyasi bir tavır değildir.
Allahına, Kitabına!..
Aydınlık’tan başlayarak yaptığın manipülasyonların biri de
şu:
Diyorsan ki; “Kürt Halk Önderi Öcalan ve PKK yetkilileri
ise, Beşikçi’nin tüm saldırı ve hakaretlerine rağmen, bir tek gün saygısızlık
yapmadılar. Onun aleyhine tek bir incitici, rencide edici söz sarf etmediler.
Beşikçi, bu inceliği ve nezaketi de doğru okumadı.”Olmadı işte, doğruyu
söylemiyorsun. Sayın Öcalan, Beşikçi’yi Ziya Gökalp’a benzeterek
‘itibarsızlaştırmadı’ mı? PKK ‘sosyal medya’sından adresimize transfer edilen
‘Beşikçi hakaretleri’ni silmekten yorulduk be, kardeşim.
BİR DE KP’YE SALDIRMIŞSIN
Şöyle demişsin:
“Söz gelmişken, Beşikçi’nin anlattıkları kadar referansları
da şaibeli ve bozuktur. Kurdistan Post, Rizgarionline ve Aydınlık Gazetesi…
Kendisi bunlara inanabilir, güvenebilir, önemseyebilir. Ancak Kürt halkının,
PKK ve Kürt Halk Önderi Öcalan’a düşmanlığı sabit olanlara inanmayacaklarını da
artık anlamalı.”
Ayıp oluyor. KP editör ve yazarlarından biri olarak Öcalan’a
hiç ‘düşmanlık’ yapmadım. Her kelimemiz tespitli ve sabittir.
İnan ki, sen yarın siyaset icabı (bunu hep yapıyorsunuz
ya!...) Aydınlık’la bütünleşebilirsin, bizler asla!
Bir de, lütfen, lütfen ha, Google’de Resimler bölümüne
girerek ‘Ferda Çetin’ yaz. Önce senin YÖP'deki değil KP'deki yazıların çıkacak.
(hata etmişiz meğerse):
SON:
Kürdistan’ın Sarı Hoca’sına “Deyim yerindeyse kırk yılda
Kürt halkı ile kurulan dostluk bağları, bir kaç yıl içinde tuz buz edilmiş,
Kürt halkının karşıtı bir pozisyona dönüşmüştür.” demişsin. Sen kimsin be…
“Kürd halkı adına” konuşma yetkisini nereden alıyorsun?
Dağda da böyleymişsin, meğerse. Bunu eski gerillaların
hafızaları, bir de kanlar akan Zap suları biliyor…PKK’deki değerli arkadaşlar
seni ‘basın tetikçisi’ yapmakta büyük hata etmişler.
Yazının başında “Bir örgüt, teşkilat, özgürlük hareketi;
milyonların gönlünü fethetmiş bir şahsa karşı cephe açmamalı. Açarsa, yanar”
demiştik. Bir de Ferda Çetin üzerinden cephe açarsa, iki kat yanar.
Kaynak: Kurdistan Post
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder