Demir
Bilgin
Sallanıyorlar. Biraz daha sallayalım,
düşecekler.
Recep Tayyip, Fetullah Gülen ve Abdullah Gül,
çetesi sallanıyor; bir dokunalım, düşecekler.
12 yıldır, Anadolu halklarına bela olan bu “hırsız, hain çete”, yolsuzluk ve rüşvet
suçunu, birbirlerine atarak, bir çıkış yolu arıyorlar. Biraz geç kaldılar. 17
Aralık 2013’te başlatılan ve ortaya çıkan tablo, onları yolun sonuna
getirmiştir. Tüm çabaları boşunadır, düşecekler!
Basından, yayından ve diğer sosyal medyadan
okuduğumuz ve gördüğümüz kadarı ile, böylesi yolsuzluk ve rüşvet, dünyada
benzeri az görülür. Yolsuzluk ve rüşvet her tarafa sıçramış bulunmaktadır.
Yolsuzluk ve rüşvet, Bakan oğullarından, iş adamları, polis memurları, Banka
Müdürlerine kadar… her tarafa yayılmış bulunmaktadır. Her taraf rüşvet ve
yolsuzluklarla kenetlenmiş bulunmaktadır. Kim, nedir? Kim, kime güvenecek? Kim,
hangi davaya bakacaktır? Polis mi, güven yoktur. Savcılar mı, delilleri ya imha
ediyorlar, ya da birbirlerinden saklıyorlar…17 Aralık operasyonun ortaya
çıkardığı Türkiye manzarası budur.
Recep, Fetullah ve Gül çetesi, Türkiye’yi bu
hale getirdiler.
Gerçekten, yolsuzluk ve rüşvete dair ortaya çıkanlar, insanları dehşete sürüklüyor: Evlerden, iş
yerlerinden kutu kutu, deste deste para çıkıyor. Ülkeyi soyan bu hain ve hırsız
şebekenin her taraflarından para çıkıyor. Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman
Aslan’ın ayakkabı kutuları içinden 4,5 milyon dolar çıkıyor. Valiz içerisinden deste
deste EURO ve dolar çıkıyor. Her
taraftan para çıkıyor. Ülkeyi sefalete sürükleyen bu hain hırsız çetenin her
tarafından, en ”mahrem” yerlerinden, para çıkıyor.
İşte Türkiye’yi yönetenler
bunlardır; bu hain hırsız çetedir.
Bu tüm veriler ve bulgular ortada
iken, Başbakan Recep, sıkılmadan, ”Bu
olayların arkasında yasadışı bir örgüt ilişkisi var..” diyebilir. Utanmıyor!
Recep, utanmaz bir kişiliye sahiptir.
Recep, Fetullah ve Abdullah,
hepsi, utanmaz ve sıkılmaz insanlardır. Türkiye’yi, ne yazık ki, 12
yıldır, bu utanmaz şebeke yönetti.
Ya muhalefet ne yaptı? Kendini
muhalefet olarak kabûl eden CHP ne yaptı? Hiç!
Her şeyin açık olduğu bir
ortamda, CHP niye suskun? CHP, neyi bekliyor?
AKP mafyasına karşı olduklarını
söyleyen tüm kesimler, neden Hükümetin istifasını talep etmiyorlar? Neden,
Recep, Fetullah ve Abdullah’ın yargılanmasını talep etmiyorlar?
Üzerinde durulması gereken
sorular da bunlardır.
Unutmamak gerekiyor; böylesi bir
yolsuzluk ve rüşvet ortamında susmak, ”yolsuzluğa ve rüşvete” ortak olmak
demektir.
Tarih mi, görmektir. Tarih görüyor. Tarih
her şeyi kaydediyor. Kim nerede, nasıl durdu…hepsi politika ve ahlak
derslerinde yerini alıyor. Alacaktır.
Buraya kadar çıkan noktalar var:
Bir: 17 Aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk operasyonu, Recep,
Fetullah ve Abdullahı, fena halde sallamıştır. Sallanıyorlar. Düşecekler.
İki: Önemli olan bundan
sonrasıdır. Önemli olan, bu ”hain ve hırsız çetenin” yerini alacak bir devrimci
halk muhalefetin yaratılmasıdır.
Sonuç mu, açıktır: Politika, boşluk
tanımaz; bizler doldurmazsak başkaları gelir, doldurur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder