29 Mayıs 2011 Pazar

Yüzleşmek!


Dr. İsmet Turanlı
dr_ismetturanli@mynet.com

Siyasilerimiz yüzleşmeğe yetenekli değil!

1918 de USA başkanı Wilson 14 prensibini yayınlamıştı. Özgürlüğüne kavuşmamış milletlere SELF DETERMİNATİON prensibini ön görüyordu. İstanbul da Wilson derneği kurulmuş ve Amerikan mandatlığı düşünülmüştü. Atatürk özgürlüğüne kavuşmamış milletlere örnek addetilmişti. Atatürkçü düşünce dernekleri, Kemalistler Atatürk’ün bütün söylemlerine sahip çıkarken, sıra Kürtlere gelince U dönüşü yapıp Kürtleri bölücükle suçlamışlardır. Hatta KÜRDİSTAN sözcüğünede tahammülleri yoktur. Mezepotamyada asırlardır ikamet eden bu insan topluluğunun yaşam yerleşkesine Kürdistan dendiğini bilmiyorlar mı?. Değil Türkiye de Iraktaki yarı Kürdistan devletinide düne kadar kabullenememişler insan haklarına aykırı bir davranışla Kürdistan kelimesini bizim siyasilerimiz, yazar, çizerlerimiz ağızlarına almaktan dahi çekinmişlerdir, çekinmektedirler. Anatolia kelimesinin ,doğuya doğru anlamında rumca bir kelime olduğunu biliyormusunuz?. Halen Avrupa yakasına RUMELİ denmektedir. Gürcülerin yoğun yaşadığı bölgeye Gürcüstan derken, AFGANLARIN YOĞUN YAŞADIĞI BÖLGEYE Afganistan derken, keza Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan kelimeleri kabul görürken Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgeye Kürdistan dememenin siyasi ahlak yönünden bir gerekçesi varmı? Daha geçen hafta OBAMA son siyasi gelişmeler hakkında beyanatta bulunurken WİLSON’un dediklerini tekrarlamış ve bütün milletler kendi kendilerini idare etmek hakkına sahiptirler demiştir. Söyleminin bu kısmını bizim basın bilinçli bir tarzda ıska geçmiş, yayınlamamışdır.

MHP nin iddiaları doğrudur. Kürtler eninde sonunda büyük Kürdistanı kurmak istiyorlar. Kürtlerin böyle bir hakkı olmaması için Kürdistanın tapusumu ellerinde var? Bu istikamette gelişme bir realitedir. Irak’ta Kürtler az çok örekliklerine kavuştular. Türkiye de, Suriye dede, İrandada bu çabalar Kürtler tarafından gösterilmektedir. Fırat’ın ötesine geçtiğinizde yaşam itibariyle Kürtlerin de FACTO özerkliğe yaklaştıklarını görebilirsiniz. Zaten MHP ve CHP bu bölünmüşlüğü zımnen kabullendiği için Fırat’ın ötesinde oy alamamaktadırlar. Kendi kendilerini kandırmak içinde BDP nin Kürtleri temsil etmediği yalanını söylemektedirler. Doğu ve Güneydoğudaki bütün partlerin adaylarının , hepsinin Kürt kökenli olduğu bir mana ifade etmiyor mu? O adaylar Kürtleri temsil etmiyorlar mı?

TV lerde yapılan münakaşalarda bazı şovenistler , Kürt temsilcilerine saldırırcasına şu soruyu soruyorlar. Siz Kürdistan kelimesi kullanarak, yerel özerklikten bahsederek bölücülük yapıp, büyük Kürdistanı kurmak istemiyormusunuz? Biz kardeş, kardeş birarada yaşarken bu kimlik üstünden yaptığınız argümanlarla ayrışmayı körüklemiyormusunuz? Türkiyede istediğiniz gibi konuşmuyormusunuz, daha ne istiyorsunuz? Bakın ana muhalefet partisi başkanı Kılıçdaroğlu Kürdüm demeğe korkuyor. Kürt siyasetçileri ‘’Evet bizde özgür bir Kürt devlete sahip çıkmayı istiyoruz diyebiliyorlarmı? Türk hükumetlerinin assimilasyon politikası gütmediğini söylemekten utanmıyorlar. Kürtlerin % 50 sinin Kürtçe bilmemesi neyin neticesidir. Siz tarihte hiç devlet kurdunuz mu ki? Diyorlar. Türkler müsaade ettiler mi ki? Hem suçlu, hem güçlü. 40 bin gencini daha dün özerklik uğruna gerilla savaşı ile kaybetmişlere silahını bırakta tıpış tıpış vatana dön, hapishaneye gir diyorlar. O gençler sanki dağlarda pikniğe gitmişler gibi. On, onbeş kişi döndü hemen kulaklarından tutup hapse atmadınız mı?

La Fontain’in karga ile Tilki masalı vardır.’’ Gargaya o güzel sesinle bir türkü söyle der. Kargada ben La Fontain’in masalını okudum artık senin kurnazca iltifatına kanmam diyor. Kürtlerde artık Türklere inanmıyor. Eskiden Kürtçü siyasiler vardı. Fakat geçen sene Diyarbakıra yaptığım seyahatlarda gördüm ki Kürtler kimliklerine bilinçlenmişler. Temsilcilerine hacet yok. BütÜn Kürt halkı dilinde tedrisat istiyor, bölünmek istemiyor. Yerel özerklik istiyorlar. Bir çok aydın Türk yazarıda köşe yazılarında ayni intibadan dem vuruyorlar. Lozan’ın onlar için eserat şehadetnamesi olduğuna inanıyorlar. Türk kelimesi milletin adı, Kürt kelimesi etnisitenin adı yutturmacısına ne Kürdü, ne Ermenisi, ne lazı inanmıyor. Birlikte kardeş kardeş yaşadığımızı iddia ettiğimiz milyonlarca Ermeni, Rum, Yahudi nerede. Hepsi hepsi 80bin kişi. Ya öldürüldüler, yahutta sürüldüler, yahutta korkularından kaçıp gittiler. Yukarda saydığım hakikatlerden yüzleşmekten korkmayın. Korkunun ecele faydası yok. 150 bin Kıbrıslı Türk için devlet kurarken,UNO da akredite 100 bin nufusun altında devlet var. 40 milyonluk Kürtlere kendi kendilerini idare etmeği neden çok görüyorsunuz* Kardeş olduğunuz için mi? Dünyanın 200 eyakın UNO’da akredite devletlerinden tek bir tanesi dahi Kıbrıs ürk devletini tanıdı mı?

Diyorlar ki AK parti çoğunluğuna dayanarak istediklerini dayatıyor. Halbuki adil olan, çoğunsallıktır. Peki siz Türkiyede çoğunlukta olduğunuz için Ne mutlu Türküm demeyi, Türkiye Türklerindir demeyi, Türkiye vatandaşı olan herkes Türktür demiyormusunuz? Bu tenakuzu nasıl izah ediyorsunuz?

Erdoğan birlikte yaşama direncini göstermekte fakat , ister mikro milliyetcilik diyin, ne derseniz deyin USA da, AB de 40 milyon Kürtte Kürdistanda özerkliğine kavuşmasını istemektedir. Şimdilik konjonktür buna müsait değil. Onun içinde Barzani’de, Kürt siyasileride bu gibi laflar etmekten çekiniyorlar. MHP nin dediği doğrudur. Kürtler ilelebet dörde bölük yaşamağı insan haklarına aykırı buluyorlar.

Bakın Almanyanın Baverya bölgesi ‘’Serbest Baverya devletidir’. Irkıda, dinide, lisanıda, ayni olmasına rağmen kendi parlamentoları, hükumetleri, bayrakları var. İskoçya yeniden parlamentosunu kurdu. Avusturyalılar ırk olarak, lisan olarak Almanlardan değişik bir yanları yok ama devletleri , bayrakları var ve sulh içinde yaşıyorlar.

Türklerde eninden sonunda Kürtlerin dilinide, kimliğinide, özerkliğinide tanıyacak. Türkler birlikte yaşamakta samimi iseler . Bu Türklerin kütfunada bağlı değil. Yaraları iyileştiren en uygun vasıta ZAMAN’dır. Zamanla kardeşçe yaşama ğa, evlenmeğe, sevişmeğe kavuşmak elbet bir gerçek olacaktır.

Ne diyordu Namık Kemal : Zulmun topu ,tüfeği ( Skorskyleri) varsa, hakkında bükülmez kolu vardır. Magosaya zindana gönderdinizde ne oldu. Nazım’ı hapishanelerde yok etmek istedinizde ne oldu. Ahmet Arif’in prangaları paslanmadı. Ahmet Kaya, Şıvan vatan hasretinde yanıp tutuimuşlar. Onlara EMPATİ kuramazsınız. Çünkü Türkiyede siyasilerin yüzleşme yeteneği yoktur. İngiltere kraliçesi geçen hafta İrlandayı ziyaretinde ‘ACILARIMIZ MÜŞTEREKTİR’’ dedi. Çankayadanda böyle bir söz bekliyoruz.

Antalya, 21.05.11

Hiç yorum yok: