14 Şubat 2010 Pazar

TÜRKİYE'NİN KARANLIK TARİHİ AYDINLATILMALI


*TÜRKİYE'NİN KARANLIK TARİHİ AYDINLATILMALI*

*GERÇEKLER ORTAYA ÇIKARILMALI*

*DEMOKRATİKLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER TEMİZLENMELİDİR*

Açığa çıkan darbe planlarıyla tansiyonun sürekli olarak yükselip düştüğü
ülkemizde; sürdürülen tartışmalar, hükümet ve muhalefet partilerinin
süren kapışması ve askerlerin müdahil olduğu çekişmeler devam ediyor.
Ancak darbeyle, darbecilerle hesaplaşmak; karanlıkları aydınlatmak ve
demokratikleşme doğrultusunda bir ilerleme sağlanamıyor. Demokratikleşme
sorunlarını ve askerlerin süregelen hegemonyasını çeşitli vesilelerle
gündemden düşürmeyen ve her soruna bir "açılım" sunan 8 yıllık AKP
hükümeti, gerekli adımları atmak yerine, demokratikleşme sorunlarını
kendi hegemonyasını daha da güçlendirmenin dayanağı yapmaya devam ediyor.

*AKP hükümeti, Türkiye'nin aydınlatılması gereken karanlık tarihini,
siyasi cinayetleri gündem bile yapmıyor. DTP'nin kapatılmasından sonra
BDP'ye de göz açtırılmazken, CHP, statükoyu koruma ve karanlıkları
muhafaza etmede MHP ile yarışmaya devam ediyor. Katledilen aydınların
üstü kapatılan davaları, devletin arşivlerinde tozlanmaya terk ediliyor.
Abdi İpekçi'nin katili Ağca, arkasındaki güçler açığa çıkarılmadan
salıverilirken, işlenen onlarca cinayetin ve kitle katliamı unutturulmak
isteniyor.*

Aydın, gazeteci ve politikacı cinayetlerindeki kontrgerilla parmağı,
devletin rolü irdelenmiyor. Çeteleşme, "faili meçhul" cinayetler,
ırkçılık, provokasyon ve tertipler, devletten bağımsız kişi ve çetelerin
girişimleri olarak sunulurken*, "kurumları yıpratmayalım"* propagandası
eşliğinde, Susurluk olayın da olduğu gibi, gerçeklerin üzeri kapatılarak
sistem aklanmaya çalışılıyor.**

*Böylece, Türkiye halkının karanlık ve acılarla dolu tarihiyle
hesaplaşması engellenirken, AKP hükümeti, Hrant Dink cinayetinde
kullanılan tetikçilerin yakalanmasını büyük başarı olarak görmemizi ve
yaşananları bir adli vaka olarak sineye çekmemizi istiyor.*

Kontrgerilla, JİTEM, Özel Harp Dairesi, MİT, Özel Kuvvetler, Koruculuk
gibi organizasyonları aklayarak, bunları kendi iktidarının zemini haline
getirmek isteyen AKP hükümeti, destekleyerek devasa bir güç haline
getirdiği yandaş medyaya dayanarak, yanılgı ve beklenti içindeki
çevrelerin de desteğiyle "demokratikleşme" yanılgısı yaratmaya devam
ediyor. Ancak işkenceyle öldürüldüğü halde "duvardan düştü" denilen
*Metin Göktepe* davasında olduğu gibi, halkın ısrarlı takibi ve
mücadelesi, karanlıkları aydınlatacak tek güçtür.

*Öte yandan, yargı, hukuk ve 'adalet', egemen güçlerin farklı
kliklerinin birbirlerine karşı yürüttükleri iktidar mücadelesinin unsuru
haline gelmiş, yargı bölünmüştür. Şemdinli ve büyük bir gürültüyle
başlayan Ergenekon Davası'ndaki gelişmelerin de gösterdiği gibi,
mahkemeler halkın güvenini yitirmiştir.*

Ergenekon Davası Türkiye'nin karanlık tarihinin; darbelerin,
darbecilerin, kontrgerillanın, JİTEM, Özel Harp Dairesi, MİT, Özel
Kuvvetler, Koruculuk gibi devlet örgütlenmelerinin ve bunlar eliyle
işlenmiş katliam ve tertiplerin ele alındığı ve yargılandığı bir dava
olmaktan uzaktır. 'Faili meçhul' dosyalar açılmamış; Maraş, Çorum, Sivas
katliamları, 1 Mayıs 77 katliamı ve diğer suikastları açığa çıkaracak,
Kürt bölgesindeki 'faili meçhulleri', asit kuyularını ve katliamları
aydınlatacak bir yola girilmemiştir. Askerlerin sivil mahkemelerde
yargılanmasını engelleyen *Anayasa Mahkemesi* kararından sonra,
*Ergenekon Davası* üzerinden çete organizasyonlarıyla hesaplaşmanın
koşulları hepten ortadan kalkmıştır.

Kısaca özetlediğimiz bu tablo bile, Türkiye'nin ne denli kaygı ve endişe
verici bir durumda olduğunu gösteriyor.

*Gerçek şu ki, darbelerin de, sermaye hükümetlerinin de asıl balyozu
halkın ekmek ve özgürlük mücadelesinin üstüne inmeye devam ediyor.
1950'li yıllardan bu yana hazırlanan tertipler, halktan gizlenen tüm
bilgiler ve arşivler bağımsız kişi ve kurumlardan oluşan kurullar
tarafından incelenip, tüm ilgililer sorgulanmadan, Türkiye'nin karanlık
tarihini aydınlatmak, demokratikleşmenin önünü açmak, darbecileri
yargılamak ve darbeleri engellemek de mümkün değildir.*

Ancak, 15-16 Haziran işçi direnişi, DGM'leri ihtar, 1 Mayıs 1977, 89
Bahar eylemleri, Zonguldak işçi direnişlerinin esinlediği gibi bugün de
işçilerin, emekçilerin, Kürt halkının, Alevilerin, kadınların,
aydınların ve gençlerin demokratikleşme mücadelesi; kamu emekçilerinin
25 Kasım Grevi, TEKEL işçilerinin direnişi ve 4 Şubat Genel Dayanışma
Grevi ve siyasi cinayetlerin aydınlatılması amacıyla bir araya gelen
ailelerin girişimleri, irili ufaklı direnişler ve atılan adımlar
yürünmesi gereken yolu ve çözümün adresini de göstermektedir.

*Bizler, demokratikleşme, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde yer alan
aydınlar, akademisyenler ve sanatçılar olarak, bu gelişmeler ve
Türkiye'nin sürüklendiği karanlık süreç karşısında daha güçlü bir
harekete ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Umutların daha da büyütülmesinde
olanak, birikim ve enerjimizi, zaman yitirmeden birleştirmek gerektiğine
inanıyoruz. *

*DARBE, TERTİP, LİNÇ, IRKÇILIK, PROVOKASYON DEĞİL*

DEMOKRASİ, BARIŞ VE KARDEŞLİK KAZANSIN

**

• Türkiye tarihindeki tüm provokasyonlar, tertipler, katliam ve
cinayetler, 12 Eylül askeri darbesi başta olmak üzere bütün darbeler,
plan ve girişimler soruşturulmalı; darbeciler, sorumlu kurum ve kişiler
açığa çıkarılmalı, cezalandırılmalıdır.

• *Türkiye demokratikleşmeli; basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü
önündeki tüm engeller kaldırılmalı, parti kapatmalara son verilmeli, tam
siyasal demokrasi sağlanmalıdır.*

• Kriz Yönetim Merkezi lağvedilmeli, Millî Güvenlik Siyaset Belgesi
kaldırılmalıdır. TSK'nın siyasete müdahalesi son bulmalı, darbelere
kaynaklık eden İç Hizmet Kanunu kaldırılmalıdır.

• *Kontrgerilla hakkındaki araştırma ve yargılama hiçbir yasayla
sınırlandırılmamalı; arşivler ve 'kozmik odalar' açılmalı, JİTEM, Özel
Harp Dairesi, Özel Kuvvetler, Koruculuk dağıtılmalı, polise öldürme ve
işkence yetkisi veren PVSK kaldırılmalı, keyfi dinlemelere son verilmeli
ve özel hayatın dokunulmazlığı sağlanmalıdır. *

• Doğan Öz, Cavit Orhan Tütengil, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Abdi
İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Musa Anter, Vedat Aydın,
Ahmet Taner Kışlalı, Kemal Türkler, Namık Tarancı, Hrant Dink ve tüm
aydın, gazeteci ve politikacı cinayetlerindeki kontrgerilla parmağı
açığa çıkarılmalıdır. 1938 Dersim, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum, Sivas
katliamlarının dava dosyaları yeniden açılmalı, hala OHAL koşullarından
kurtulamayan Kürt bölgesinde gerçekleştirilen toplu katliamlar, 17 bin
'faili meçhul' cinayet ve suikastlar açığa çıkarılarak sorumluları
cezalandırılmalıdır.

• *Bunun için parlamento dışı kurumlardan; aydınlardan, emek ve meslek
örgütlerinden oluşan bağımsız ve özel yetkilerle donatılmış, sadece
halka karşı sorumlu olan* "Karanlıkları Aydınlatma Komisyonu"*
kurulmalıdır. Bu komisyon karanlıkta kalan tüm davaları araştırmalı,
belgeleri incelemeli ve sonuçlandırmalıdır.*

• Kürt halkı kendi kaderini belirleme hakkına sahip olmalı, Kürt
sorununun tam hak eşitliği temelinde demokratik çözümü sağlanmalı, Kürt
halkının dil, kültür ve özgürlük talepleri karşılanmalıdır.

• *Örtülü ödenek kaldırılmalı ve örtülü ödeneğin Yassıada'dan bu yana
nerelere harcandığı açıklanmalıdır.*

• Bir dini inanca tanınan ayrıcalık, dini inançlar üzerindeki baskı ve
ayrımcılık son bulmalı; Aleviler başta olmak üzere tüm inanç gruplarının
laiklik kapsamındaki hak ve özgürlük talepleri karşılanmalıdır.

• *Kadınların özgürlüğü; siyasal, sosyal ve ekonomik alanda tam eşitliği
sağlanmadan gerçek bir demokrasiden söz edilemez.*

• Irkçılık yasaklanmalı, linç, provokasyon ve kışkırtma girişimleri,
halka karşı işlenen suçlar açığa çıkarılmalı, sorumluları
cezalandırılmalıdır.**

• *Onlarca yıl hapis cezalarına çarptırılan çocukların da yargılandığı,
muhalif siyaseti "terör" diye etiketleyen hukuk garabeti Terörle
Mücadele Kanunu kaldırılmalıdır.*

• Anti-demokratik tüm yasalar kaldırılmalı, darbe Anayasası yerine
demokratik yöntemle belirlenmiş halk temsilcilerinin oluşturduğu kurucu
meclis eliyle demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır. **

-----------
EMEK PARTİSİ
http://www.emep.org/ - emekpartisi@emep.org
Tarlabaşı Bulvarı Kamer Hatun Mah.
Al Hatun Sok. Emek Ap. No:25 Beyoğlu

Tlf: 0212 361 25 08 (2 Hat)
Fx : 0212 361 25 12

Hiç yorum yok: