19 Mart 2015 Perşembe

ÖZELİMİZİ İPOTEK ALTINA ALAN FACEBOOK...




Mihrac Ural

ÖZELİMİZİ İPOTEK ALTINA ALAN FACEBOOK İDARESİ NE YAPMAK İSTİYOR?

Facebook yönetimi ne yapmak istiyor. Sosyal paylaşım alanı denilen bu özgür alanı tekeline alarak özgürlüğünüzü kendi ağına düşürmekten çekinmiyor ve sizi bir anda esir haline getiriyor. Sayfanızı yasaklayan fb yönetimi bir daha sayfanıza dönüp özelinizi kurtarmanıza bile müsaade etmiyor. Tüm özelinizi ele geçiren fb yönetimi bu bilgileri uyarı yapmadan ele geçirip ulaşmanıza engel oluşturunca şikayet edecek bir kurum da olmadığı için sizi bir anda tüm geçmişinizle birlikte sıfırlıyor. Bu korsan hareketini Birleşmiş Milletlere (BM) şikayet edip geri istemekten başka bir yol bırakmıyor; bu yol da mümkün mü değimli belli değil. Bu sansürcülük bir tür korsancılıktır. Üstelik bu bilgileri ne zaman nerede kimin kullanacağı da belli değildir. fb milyarı geçen üyesinin böylesi bir kıskanç altına almakla nasıl bir oyun hazırladığını da bilmediğiniz için başınıza nasıl bir felaket örüleceğini de kestiremiyorsunuz.

Bu adaletsiz duruma karşı bir üst şikayet merciiniz olmadığı için fb yönetimi diktatörlüklerde bile eşine ender rastlanan bir hakimiyetle sizlerin tüm özeliniz üzerine ipotek kurmuş olarak başınıza örebileceği felaketi beklemekten başka bir şansınız kalmıyor.

Benim yaşadığım bir örnekten yola çıkarak bu durumu tekrar şöyle ifade edeyim. 7 yıldır Facebook (fb) sayfasından yazıştığım bir arkadaşım tutkum var; inanmayacaksınız gelecek kuşaklara örnek yazışmalarımız içinde felsefeden siyasete sanattan edebiyata şiire tarihe ekonomiye ne isterseniz ikimizin bilgi sığasının antremanları bulunmaktadır. Bir fikir jimnastiği sahası gibi soyutlamalar yaptık. Her şey yolunda gidiyordu. Bu yazışmalar fb sayfasında özel mesajlarımızda arşivleniyordu. Özel yazışmalarınızı güvenli diye biriktiriyor özel fotolarımızı paylaşıyoruz. İlgi alanımıza ait dosyaları da aynı sayfada biriktiriyoruz. 7 yıl kolay değil bu arşivi kopilemek de kolay değil. Tüm sayfalara gerisin geriye giderek kopilemek güç, günler haftalar alabilir. Başka bir sayfaya taşıyıp çıkarılabilir diske aktarım fırsatımız olmuyor. Yıllar geçtikçe de bu fırsat çok daha güç hale geliyor ve bu nedenle fb sayfanızın güvenliğine inanarak olduğu yerde bırakmayı tercih ediyorsunuz.

Ancak birkaç gün önce fb idaresi aniden arkadaşımın sayfasını bir daha açılmamak üzere kapatıyor. Tüm uğraşılar da bir işe yaramıyor. Yazışmalar da cevapsız kalıyor. Uzmanları devreye sokuyoruz ama nafile. Sonuç yok ve her şeyimiz bir anda buharlaşmış oluyor. Benim mesaj kutusundaki yazışmalarımıza göz atıyorum arkadaşımın tüm satırları yok olmuş bir tek benim verdiğim cevaplar ve yazdıklarım kalmış. Böylece arkadaşım değil benim de arşivime tecavüz edilmiş oluyor.

Bu özel yazışma nereye gidecek, insan haklarının en önemli ilkesi özgür irademizle biriktirdiğim özelimize el konması ve bir dönem sonra bir biçimde kullanılmasını engellememizin de olanağı olmayacağı için fb idaresinin esiri olarak tıpkı kölelik döneminde olduğu gibi birer köle olarak rahmetleri altına girmiş olmuyor muyuz? Bu sadece bizim masum siyasi, felsefi, edebi, fotoğraf ve videolardan oluşan, şiir ve sevgi cümleleri ve algılarını ifade eden soyutlamalarımız fb tekeli altına alınmış oluyor. İlke açısından sadece biz değil herkesin aynı tehlikeye karşı karşıya kalacağı gerçeğiyle kimi devlet adamlarının, askeri, güvenlik, siyasi, edebi, sanatsal kişi ve kurumların her türden yazışmaları da bu tekelin eline geçmiş oluyor.

Bu tertip nasıl bir tertiptir nasıl bir tezgahtır ki ne yargı kanalı ne adli ne mahkeme süreci olmadan insanların özelini gasp edilebilir ki?

Kısa ön cezalar bile olmadan, yargısız, uyarısız, kişi uyarılmadan özelini korumak için zaman tanımadan indirilen bu darbe ilk anda yıkıcı etkisini ilgili kişilere yıkmış olsa da daha sonra neler olacağı kimlere uzanılacağı bilinmeden tehlikelere açık hale gelinmiş oluyor.

Bilim ve teknolojinin sevinç yaratan gelişmesiyle tüm insanlık bir köy kadar küçücük alanda yaşayan dost ve arkadaş haline gelmesinin böylesine ucu açık bir güvensizlikle yüz yüze bırakılması ne anma geliyor?

Yeni bir uygarlığın ilk adımları, nüveleri olan bilim ve teknik gelişimlerinin emperyalist tekellerin sultası altında böylesi gasplara karşı korunaksız olmasının riskleri nasıl bir ölümcül hala alır? Bundan kim sorumlu? Hiç bilinmezse insanlığın bu alanlara yaklaşımı nasıl güvenli olabilir? Sonuçta tıkanmayla kaygıyla bu alan nasıl ilerleme kaydedebilir.

Feodal krallıkların kanatları altında gelişen kapitalize ilişkilerin feodalizmin merhametsiz ilkelliğiyle aniden sindirildiği ortaçağ dönemlerine benzer bir üst döneme işaret eden bu gelişmeler insanlığın özgürlük içinde yazışma ve yazımlarını koruma hakkını nasıl güvenceli hale getirebilir.

Uzatmayacağım, ilgili olan varsa bu alanın hukukçuları bir an önce harekete geçmelidir derim; bu evrensel hukuk güçleri doğmaya başlamışsa bu işi, bu sorunu bu gasp ve sansür hareketinin evrensel zulmüne karşı hızla bir şeyler yapması gerekmektedir derim. Hiçbir güç böyle sınırsız ve pervasız olmamalıdır. Hızla sorgulanması gereken bu faşist yaptırımın fb gibi alanlarda ipi kopmuşçasına saldırmasını engellemek için gerekirse Birleşmiş Milletlere müracaatların yapılması gereklidir. Bu müracaatın yolları aranmalı ve bulunmalıdır.

İnsanlık hiçbir gücün eli altında özelini esir etmemelidir. Sosyal paylaşım alanlarını, teknoloji ve bilgi çağının açtığı fırsatları insanın başına hukuksuz bir yıkıma dönüştürme gücüne ulaşmamalıdır. Bunun için bu sürecin ilk kuşağı olan bizlerin gelecek kuşaklara kendi zorluklarımıza karşı duruşumuzu da aktararak önlem alma deneylerimizi miras bırakmalıyız.

Onlar bu gerçekleri bilmeli ve kendi çağlarının önlemlerine yönelmelidir bunun için mücadeleyi başlatmamız insanlık adına tarihi bir sorumluluktur derim.


19 Mart 2015 / Perşembe - Lazkiye

Hiç yorum yok: